Eğer devlette görevlendirilecek tüm memurlar belirlenmiş liyakat-ehliyet esaslarına göre alınacaksa siyaset hakkı verilsin. Eğer iş güvencesi korunacaksa memurlara siyaset yapma hakkı verilsin. Eğer yandaş sendikalar her işe karışmayacaksa memura siyaset hakkı verilsin. En basitinde referandum sürecinde göksünü gere gere Evet diye bilen memur gibi, öteki gördüğünüz memur da Hayır diyebilsin. Ancak bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz.
Hatırlarsanız Malatya YSK İl Başkanı sosyal medya tercihini paylaştıktan sonra kamu oyundan tepki gelmişti. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş bir açıklama yapmış ve memurlara siyaset yapma hakkı verilmelidir demişti.
Malum olduğu üzre hükümet kamuya personel alımını mülakatla gerçekleştirmeye devam ediyor. Önce sözleşmeli öğretmen sonra da diğer kurumlarda çalışan tüm memurlar için mülakat uygulaması tüm hızıyla sürüyor ve ilk uygulamasını gördük. Buna göre KPSS de doksan alan birçok kişi dışarıda kalırken 50-60 puan alanlara mülakatta yüksek puan ve puanlar verilerek atamaları yapıldı ve çalışmaya başladılar. Bu uygulamanın daha ileriye taşınacağının sinyalini ise Çalışma Bakanı Müezinoğlu verdi. Çünkü Devlet Personel yasasının referandumdan sonra değişeceğini açıkça söyledi, bu sürpriz değildi. Çünkü yıllardır bu konuda adım atmak için fırsat kollanıyor.
Şimdi devlet memurlarını mülakat yoluyla karpuz seçer gibi seçip alacaksınız. Seçenler ve üst düzey bürokratlar zaten partilidir. Partili partiliyi seçmeye devam edecek. Referandumdan sonra da adına iş güvencesi dediğimiz yani memur keyfi olarak görevden alınamaz hükmünü de kaldırınca memurun elinde hangi dayanak kalır acaba? Bu şartlar altında yani aldığın bürokrat partili, aldığınız memur partili, partili olmayanları işten atma tehdidiyle karşı karşıya getirirseniz neden bu memurlara siyaset hakkı verilmesin ki? Eskiden bu işe kaymaklı kadayıf diyorlardı.
Hükümet; oğlan bizim kız bizim şarkısını söyleyerek seve memura siyaset hakkı verecektir. Bugün biz hükümetiz ve borumuz ötüyor. Hazır fırsat elde iken yapabileceğimizin alasını yapalım. Memur devletin değil hükümetimizin memuru olsun. Ne olacak sanki devlet memuru tarafsız olmalıymış geçin onu, o eski Türkiye’de vardı. Yeni Türkiye de partiyle beraber gelsin partiyle beraber gitsin. Altta kalanın canı çıksın. Yeter ki bizim saltanatımız sürsün, devlet karpuz gibi ortadan ikiye bölünürse bölünsün. Umurumuzda bile değildir fiilleriyle bunu diyorlar gibi.
Ya muhalefet; bu demokratik bir haktır olsun efendim iyi de olur diyecekler biliyoruz. Memur da bunu istiyor neden istemesin ki? Doğrudur eğer muhalefette bir tane memur kalırsa tabi ki siyaset yapabilir. Muhalefette memur kalmayınca siyaseti yapan iktidar olacak siz de seyirci olacaksınız.
Sonuç olarak ülkenin en büyük problemi particiliktir. Bir tarafsız görünen devlet memurluğumuz vardı o da elden gidiyor. Keşke Avrupa demokrasileri gibi gücü eline geçiren bunu rakiplerini ezmek için kullanmasaydı. Keşke iktidar kim olursa olsun her hiçbir vatandaş yarınından endişe duymasaydı. Keşke hukuk tam bağımsız ve tarafsız olsaydı. Ama değil, ne yazık ki değil!..