Eğitim deyince akıllarına TEOG veya LYS de elde edilen başarılar gelen cümle eğitimsiz zevat Milli Eğitim’i yönlendirmeye kalkarsa bu ülkede bir arpa boyu yol alınmaz. Çocuğun el becerisini önemsemeyen, beden gelişimini hiçe sayan, ruh sağlığını hiç düşünmeyen, işitsel ve görsel gelişimini kale bile almayan bir kişiden eğitimci olmaz. Bir çocuğun sağlıklı büyümesi için yaşının gerektirdiği hareketlilik alanı sağlanmadan, teknolojinin geliştiği bu çağda her türlü ruhsal ve bedensel ihtiyaçlarını klavye başında ya da eldeki telefonla gidermeye çalışan bir çocuk nasıl sağlıklı olabilir ki?
Gelişim çağındaki çocuğa spor yapma alanı ve zamanı bırakmıyorsunuz. Ders saatleriniz zaten yetersiz üstelik ne okul bahçeleriniz yeterli ne de spor salonlarınız vardır. Var olan salonların çoğunu da okula üç kuruş kazandırmak için sağa sola kiraya veriyorsunuz.
El becerilerinin gelişmesi için resim, görsel sanatlar gibi etkinlikleri kolaylıkla yapmak için atölye ve gerekli ortamı sağlanmıyor.
Müzik kulağının gelişimi için ne müzik odaları var ne de yeterli ders saati ayrılıyor.
Bilişim Teknoloji dersi deyince sadece çocuğa Bilgisayar kullanmayı öğretme akıllara geldiği için bu sınıfları gereksiz bulup kapatıldı. Oysa üst düzeyde Bilgisayar kullanma, program yapma, yazılım öğretme ya da oyun yapacak kadar donatmak hiç düşünülmedi.
Bakanlık olarak yıllarca özel bir firmanın yazılımı olan Kurum Neti kullandınız. Şimdi DYS diye bir sistemi okullarda kullanmaya çalışıyorsunuz. Ne kadar aksak yürüdüğünü isterseniz alanda kendiniz bir görün. Üstelik bu programın Gümrüklerde denendiğini verimli olmadığı için iptal edildiği duyumları da var. Bilişim öğretmenlerini memur yapan koca Milli Eğitim kendisine daha kullanışlı bir program yaptıracak beceriyi göstermemiştir. Şimdi kolları sıvamış sırada PDR Öğretmenleri var onları atıl hale getirmeye çalışıyor.
Düşüne biliyor musunuz bir ülkede yüz binler çeşitli suçlardan hapis yatarken ve hapis yatan yüz binlerin evlatları çeşitli travmalarla boğuşurken rehber öğretmenleri memur yapmaya çalışan bir zihniyet vardır.
Bu ülkede her gün kadına şiddet artıyor o ortamlarda yaşayan binlerce öğrenci bundan etkileniyor. Okullardaki tek destekçileri PDR öğretmenleridir, onları da atıl hale getirmeye çalışıyorsunuz.
Bu ülkede uyuşturucu kullanma yaşı ilkokula düşmüş, daha çok rehber öğretmen ataması gerekirken var olanları müdürün emrine vermeye çalışan bir zihniyet bu ülkenin gençlerinin geleceğine yön veriyor.
Aile içi cinsel istismar artmış ve binlerce travma yaşanırken bu travmaları gideren yegane dert ortağı rehber öğretmenken onları dert ortağından mahrum bırakmak hangi aklın karıdır.
MEB yine yanlış yapıyor; Bir rehber öğretmeni bir tek öğrenciyi intihar etmekten vaz geçirirse, bir öğrenciyi şiddet eyiliminde, bir tek öğrenciyi uyuşturucu kullanmaktan, ya da cinsel sapkınlıktan vaz geçirirse bu topluma ne kadar büyük katkı yaptığını hesaplayabildiniz mi? Onun için küçük hesaplardan vazgeçin! Rehber öğretmeni memur yapmaktansa bu kurumu bağımsız kılın. RAM ları etkinleştirin. Konusunda uzman olmaları için ciddi çalışmalar yapın. Unutmayın ruh sağlığı bozuk olan birey canlı bombadır. Bu canlı bombaların yok edicisi azaltıcısı da Rehber öğretmenlerdir.
Sonuç olarak; Eğitime şaşı bakanlar yalnızca kendi düşünceleri doğrultusunda görenler, bilimsellikten yoksun bir yaklaşım gösterenler geleceğimize hiçbir katkı sunamazlar. Tek çözümü MEB yönetenler artık şaşı bakmaktan vazgeçip doğru bakmayı öğrenmelidirler. Ya da bakamıyorlarsa doğru bakanların göreve getirilmesidir.