Siz ey merkez medyanın Hatuncukları;
Hiç anne oldunuz mu?
Ninnilerle büyütüp gözünüzden sakındığınız evlatlarınız, kardeşleriniz hiç asker veya polis oldu mu? Onların bayrağa sarılı tabutları kapınıza geldi mi?
Ya da Doğu Anadolu da vatanını, milletine seven değerlerine bağlı bir Türk veya Kürt oldunuz mu? Bunun için ötelenip baskılanan zaman zaman evi yakılan göçe zorlananlardan oldunuz mu?
Bu bölgede yürekli bir şekilde Türk Bayrağını balkonunuza astınız mı ya da Türk Bayraklı bir çıkartmayı arabanıza, dükkanınıza astınız mı?
Bunun için defalarca eviniz ve dükkanınız taşlanıp arabanız yakıldı mı?
Kendi ülkenizin o bölgesinde özgürce yük taşıyan bir tır şoförü ya da iş makinesinde bir makinist oldunuz mu? Ekmek parası peşinde koşarken eli silahlı eşkıya yolunuzu kesip ekmek teknenizi ateşe verdi mi, yaşlı gözlerle yanan ekmek teknenizi seyrettiniz mi? Çalıştığınız şantiye basılıp kaçırıldınız mı?
O yollardan geçerken döşenen bir mayının patlamasıyla kolunu, bacağını kaybeden ya da yüzü tanınamayacak hale gelen bir asker ya da korucuya şahit oldunuz mu? Kolsuz bacaksız kalan bir gazinin yakını oldunuz mu? Onların o hallerine seyirci olup neler çektikleri ile ilgili bir empati yaptınız mı?
Babanızla telefonla konuşurken sivil kıyafetli olduğunuz halde arkanızdan yanaşıp ensenize kurşun sıkan oldu mu? O babanın telefondaki silah sesini duyarken düştüğü hallleri hayal ettiniz mi?
Eşinizin, annenizin yanında yol kesip sizi arabanızdan alıp götürdüler mi? Onların teröriste götürmeyin diye yalvaran haykırışları hiç kulağınızda çınlıyor mu? O eşin ve evladın yerinde olmak ister miydiniz? Biraz olsun namuslu davranıp empati yaptınız mı? Böyle bir travmayı taşıyacak gücünüz var mı?
Ya eşinizin çocuğunuzun gözleri önünde sizi yaylım ateşine tuttular mı? Babanız gözlerinizin önünde kurşun yağmuruna tutulurken, eşiniz kurşun yağmuruna tutulurken bir ruh halini yaşadınız mı? Böyle bir travmayla baş etmenin atlatmanın yollarını aradınız mı?
Öğretmen olarak gidip tabutluklar içerisinde cenazesi gelen, doktor olup bayrağa sarılı tabutlarla gelen bir yakınızı oldu mu?
Ey hatuncuklar bu vahşi örgütün sadece birkaç dramatik saldırılarını sıraladım. Bu muameleye maruz Devlet bunları da korumak zorunda değil midir?
Normal şartlarda kadınlarımız anadır diyoruz, merhametlidir masum insanların ölümüne asla rıza göstermez diyoruz. Ancak sizlerin bu duygulardan fersah fersah uzak olduğunuzu terörü meşrulaştırma çabalarınızda görmekteyiz.
Siz hatuncuklar adınızı yazacağım ama bizi hedef gösteriyorlar diye yırtınacaksınız. Millet ne kadar farkındadır bilemiyorum. Ne yazık ki sizler Türk Milletini teröriste hedef gösteriyorsunuz. Sizler barışa değil bilakis savaşa hizmet ediyorsunuz. Hiçbir haklı gerekçeye dayanmayan katillerin eylemlerini meşrulaştırmaya çalışıyor kendi vatandaşını korumakla mükellef olan devleti töhmet altında bırakıyorsunuz. Bu coğrafyada akan her damla kandan sizler de sorumlusunuz.
Bu haksızlıklara uğrayanların haklarını hukuklarını kim koruyacak? Bu insanlar da bu devletin vatandaşı değiller mi? Neden bunu görmüyor da katillerin savunuculuğunu yapıyorsunuz? Teröriste arka çıkarak bu ülkede akacak her damla kanda sizlerin de payınız vardır bu böyle bilinmelidir!...