İtalya Floransa
Pisa gezisinden sonra Rönesans şehri Floransa'ya ulaşıyoruz. Vecchio Köprüsünü geçtikten sonra Signoria Meydanı'na varıyoruź. Michelangelo tarafından yapılan Davut Heykeli replikasını gördükten sonra Vecchio Sarayı’nı ve Duomo Meydanı’nı fotoğrafladım. Bu tarihî yapıları ziyaret ettikten sonra serbest zamanımızda bazı arkadaşlarımızla alışveriş için şehir turu yaptık. Floransa’dan sonra hedefimiz iki gün konaklayacağımız İtalya’nın başkenti Roma oldu.
Vatikan
Sabah kahvaltısından sonra Vatikan’a hareket ediyoruz. San Pietro Meydanı Hıristiyanlığın merkezi. Vatikan Şehir Devleti, Hıristiyanlık dininin Katolik Mezhebinin yönetim merkezi konumundadır. Dünyanın en değerli müzelerine, sanat eserlerine sahip Vatikan, Aziz Petrus Meydanı, Aziz Petrus Bazilikası, müzeleri, bahçeleriyle görülmeye değer bir mekân. İsviçreli Muhafızlar Kıtası olarak bilinen muhafızlardan oluşan bir ordunun yüz kişilik askeriyle korunuyor.
Rönesans başyapıtları, modern mimarisiyle göz kamaştırıyor. Vatikan'ın içinde bulunan San Pietro Katedrali 60 bin kişi ağırlayabilecek kapasitede, Michelangelo'nun eserlerinin de yer aldığı muhteşem bir katedraldir.
Roma’da yer alan MS 130 ile 139 yılları arasında yapılmış muazzam bir yapı olan Castel Sant Angelo Papalık Kalesi, hâlen yer altından Vatikan’a direkt geçişlerin ve dehlizlerin yer aldığı söylenen tarihî bir kaledir. Vatikan’da bulunduğumuz süre zarfında başta tarihî yapılar olmak üzere birçok fotoğraflar çektik.
Roma
Vatikan’dan Roma'ya hareket ediyoruz. Romus ve Romulus adlı ikiz kardeşlerin kurmuş olduğu şehir, Roma imparatorluğunun kalbinin attığı bir yer. İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulu şehir, muhteşem eserleri ile göz kamaştırıyor.
Roma denilince aklımıza ilk gelen yer Kolessyum (Kolezyum) oluyor. Kolezyum’a aşırı sıcak altında yürümek çok zahmetliydi. Adını girişinde yer alan Colossus Neronis Heykeli’nden alan yapının diğer adı Flavian Amfi Tiyatrosu’dur. Muazzam yapı, gladyatör dövüşlerinin ve eski savaşların temsili gösterilerinin yapıldığı, halka muhteşem bir eğlence sunulduğu yerdir. Kolessyum, günümüzdeki stadyumlara da ilham kaynağı olmuştur. 2007 yılında dünyanın yedi harikasından biri olmuştur.
Antik dönemden bugüne uzanan tarih yolculuğunda Tiber Irmağı üzerinde yedi tepe üzerine kurulmuş olan Roma şehri, dünyanın en güzel şehirlerinden birisi. Yaz mevsimi değil de bahar aylarında yürüyerek; San Angelo Kalesi’ni, Navona Meydanı’nı, Dört Nehir Çeşmesi’ni, Panteon Tapınağı’nı, Trevi Çeşmesi’ni, İspanyol Merdivenlerini, Via Del Corso Caddesini, Roma Forumu’nu, Colosseum’u gezmek ne güzel olurdu. Aşırı sıcağa rağmen bu mekânları geziyor ve fotoğraflar çekiyoruz.
Eşsiz bir Barok mimariye sahip olan Pantheon, bütün Roma yapıları içinde en eski olanıdır. Roma’da Antik Yunancada “Tanrıların Evi” olarak adlandırılan ve orijinalliğinin koruyan Pantheon, tek beton yuvarlak kubbeye sahip kilisedir. Kubbesinde göz adı verilen 2,7 çapında gökyüzüne açılan yuvarlak bir boşluk bulunmaktaymış.
Adeta bir açık hava müzesini andıran dar sokakların birleştiği meydanları geçerek Trevi Çeşmesi’ne, Aşk Çeşmesi’ne, geldik. Deniz Tanrısı Neptün'ün aralarında bulunduğu muhteşem güzellikteki heykellerin oluşturduğu dilek çeşmesinde omuzlarının üzerinde para atanlar, dilekleri gerçekleşince tekrar burayı ziyarete geleceklermiş.

Roma’da ün salmış diğer bir şaheser de İspanyol Merdivenleridir. 135 basamakta oluşan merdivenin en tepesinde Trinita Dei Monti Kilisesi yer alıyor. Merdivene oturmak yasak olduğu halde, insanlar aşırı sıcaktan olacak ki basamaklarına oturmaktan vazgeçemiyorlar.
Antik Roma Forum'u, Roma İmparatorluğunun doğup büyüdüğü yer; ticaret, ibadet, yönetimin kısacası bütün yaşantının gerçekleştiği bölge olarak halen arkeolojik kazıları devam etmekteymiş. Büyük meydanları ile ünlenmiş bu şehirde, Venezia Meydanı, Aziz Petrus Meydanı, Campo de Fiori Popolo Meydanı, Barberini Meydanı ve Palatino Tepesi başlıca görülmeye değer yerler arasındadır. Serbest zamanımızda yürüyerek kısa bir şehir turu yaptıktan sonra dinlenmek üzere şehir dışındaki otelimize dönüyoruz.










