Buradan da Saksonya Krallığına başkentlik yapmış Dresten' e doğru yola çıkıyoruz. Elbe Nehri kıyısında konumlandırılmış tarihi saraylar , kuleler ve bahçelerin, kiliselerin önünde gün batımı fotoğraflar çekiyorum. Dresten' de kraliyet Sarayı, Bruhl's Terası, Martin Luther anıtı, Frauenkirch Katedralini, fotoğrafladım. Dresten Almanya'nın en büyük 12. Şehri ve Aralık ayında Noelin başkenti olarak geçiyor. 2. Dünya savaşında şehrin neredeyse % 75 'i yerle bir olduğuna insan inanamıyor. Tarihi binaları müthiş bir Alman disipliniyle orijinal taşlarıyla yeniden ayağa kaldırmışlar. Neustadt’taki sokak sanatı,müzeleri,operaları ,Barok mimarisiyle göz dolduruyordu. Zwinger sarayı, Opera binası, Dresten kalesi, Frauenkirche kilisesi. George kapısı, Dresten'deki ilk Rönesans kapısı . Fürstenzug; Augustusstrabe boyunca 102 metre boyunca uzanan 23.000 porselen parçadan oluşan dünyanın en büyük porselen panosu. Bir sanat eseri olmasının yanında resimli bir tarih anlatımı da aynı zamanda. Saksonya hükümdarlarının altı alayını betimleyen devasa porselen duvar panosu Dük alayı olarak geçiyor.
Avrupa'nın balkonu lakaplı Brühl Terası , Elbe nehrini
Meydanını, devlet dairelerini, mimari eserleri görebileceğiniz bir yer.
Albertinum tarihi19. Yy. sonlarında silah cephaneliği olarak yapılan, restore edildikten sonra da bir müzeye dönüştürülmüştür.
Hollanda
Gece yolculuğundan sonra ilk durağımız, Giethoorn. Hollanda'da Overijssel eyaletinde bulunan köy adeta bir açık hava müzesi. Venedik'i anımsatan kanalları, minik köprüleri, hobbit evleriyle, masalsı bir yer. Giethoorn 'un muhteşem evlerinin bazılarına sadece kanallardan ulaşılabildiğini öğreniyoruz. Araba yolu bulunmuyor.Huzurun, sessizliğin , yemyeşil doğanın içinde birkaç ördek kanal boyunca yüzüyor.. Bir çiftçi toprağı belliyor. Bir çift kanal boyunca tekneyle yolculuk yapıyor. Yürüyüş yolunda koşan bir iki kişi, bir kaç bisikletli göze çarpıyor. UNESCO Kültür Miras listesinde de yer alan köye sabahın erken saatlerinde vardık. 2 saatlik geziden sonraki durağımız, Leylstad. Tadına doyulmayan peynirleri, yöresel tahtadan terlikleri, şarapları ile meşhur. Sunum ve alışverişten sonra saat 14.00 sularında Zaandam North 'dayız. Zaansa Schans, yel değirmenlerinin olduğu köy oldukça kalabalıktı. Tarihi yel değirmenleri,ahşap evleri ile Hollanda’nın ilk yerleşim yerlerinden olan Zaansa Schans kasabası , zamanında 1000'den fazla yel değirmeniyle, deniz seviyesinin altında kalan Hollanda’da su tahliyesi sağlıyormuş.Boya üretimi, ahşap işçiliği, yağ ve kakao üretiminin yanı sıra depo olarak da kullanılan yel değirmenlerinin bazılarını ücretli bazılarını da ücretsiz gezebiliyoruz.
Bu gezilerimizden sonra akşam 17. 35 gibi Amsterdam'a geldik
Kanalları, köprüleri ve tarihi evleriyle Kuzeyin Venedik'i olarak isimlendirilen Amsterdam bisiklet kullanımının da en yoğun olduğu Avrupa şehirlerinden biridir.12. yüzyılın sonlarında Amstel ırmağının kıyısında küçük bir balıkçı köyü olarak kurulmuş olup, günümüzde de dünyada en çok ziyaret edilen beş şehir arasındadır. Amsterdam'i yürüyerek dolaştık. Fatih camisini ziyaret ettik. Yol boyunca şehrin kanallarını, tarihi evlerini, caddelerini fotoğrafladım. Akşam 15.00'den sonra dükkanlar kapatıldı. Diğer birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi.
Amsterdam'da Dam meydanı, Amsterdam kanalları, Red light District, Damrak, tarihi tren istasyonu ,Madame Tussuds müzesini , Fatih camisini gördük.Amsterdam Hollanda’nın başkenti olmasına rağmen hükümetin ve meclisin bulunduğu Lahey’den yönetilir. Kentin eski kısmı iç içe geçmiş ay biçimindeki kanallardan oluşur.
Kanalların her iki yakasındaki tarihi evler bugün ev ya da kamu binası olarak kullanılmaktadır. Su kanalları bataklık olan bölgeyi kurutmak için kazılmış, ulaşım savunma amacıyla da kullanılmıştır.
Dam meydanı, Amsterdam’ın kalbi diyeceğimiz meydan; kentin tarihi bölgesini de içinde barındırıyor. Dam meydanında yer alan kraliyet sarayı, görülmeye değer. Amsterdam sokaklarında gözüme çarpanlar, Kafeler, eğlence merkezleri, erkenden kapanan mağazalar, kanal boyunca sıralanmış bisikletler, vb...
Amsterdam'da kalacağımız otel her zamanki kaldığımız oteller gibi şehir dışındaydı.
Hocam,tebrik ederim.Gezilerinizi,anılarınızı kitaplaştırırsınız inş.