Bazı günlerin, Sevgililer Günü- Babalar Günü- Anneler Günü ilân edilmesi gibi 28 Şubat’ta ‘’YALAN KONUŞMA GÜNÜ’’ olarak ilân edilmelidir.
28 Şubat Dönemi dolaysıyla bir sürü insan öylesi büyük yalanlarla milletimizi kandırıyorlar ki söylenen yalanlar insanın kanını donduruyor. 28 Şubat Süreci olmasaydı, bugün 28 Şubat'a sövenlerin hiçbiri o makam koltuklarında oturamayacaklardı ve bazıları ise yağlı yağlı kemikleri yalayamayacaklardı.
28 Şubatı anlatan Siyasilerin ağızlarından, TV. ekranlarından, gazete köşelerinden cıvık cıvık yalan akıyor. Geliniz 28 Şubat'ı ''YALAN KONUŞMA GÜNÜ'' olarak ilân edin de nasıl olsa bugün yalan konuşmak serbest diyerek yalan konuşmanın günahından kurtulun!!!
Ey milleti kandıranlar!
28 Şubat, kiminizi iktidara taşıyıp milletimizin başına çorap örerken, kiminizi ise çanak yalayıcı, avantadan geçinen beleşçiler konumuna taşımadı mı?
BİZ DE BU YALAN KONUŞMA GÜNÜNDE DOĞRULARI KONUŞALIM İSTEDİK.
28 Şubat Sürecini CİA planladı ve AKP iktidar oldu.
Varlığını 28 Şubat’a borçlu olan AKP’nin ve bir takım papağanların sırf iktidara yaranabilme uğruna, bugün 28 Şubat’ın ve 28 Şubatçı Paşaların aleyhlerine konuşmaları tam bir riyâdır, milletimizi aldatmaktır!
ÖNCE KISA BİR NOT:
Ortada bir tiyatro oynanıyordu. Bu tiyatronun yazarı ABD, ismi 28 Şubat idi. 28 Şubat’ın tek hedefi AKP’yi iktidar, Erdoğan’ı Başbakan yaparak, Türk Devletini, Ortadoğu’da tepe tepe kullanmak ve BOP denilen projenin hizmetkârı, uşağı durumuna getirmekti ve de başardılar.
MİLLETİ KANDIRMAK İÇİN OYNANAN OYUNUN PERDELERİ;
28 Şubatçı Paşalarla, önce İmam- Hatiplilere, Başörtülülere, Kur’an kurslarına ve tarikatlara karşı rol gereği çeşitli baskılar yapılarak devletle araları açıldıktan sonra, daha önce okuduğu bir şiirden dolayı senaryo gereği mahkum edilen Erdoğan, bu küskün yığınların kurtarıcı diye sarılacağı bir kahraman haline sokulup piyasaya sürüldü. Sonrası ise malum''
BİR DİĞER ÇOK ÖNEMLİ NOKTA İSE;
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli bunları bilmiyorlar mı ki?
Bilmemelerine imkân olmadığına göre;
Yıllardan beri bunlar milletimize neden anlatmazlar?
Büyük bir suçun ortağı durumundadırlar.
28 ŞUBAT SÜRECİ, TEK BAŞINA ELE ALINAMAZ.
GRAHAM FULLER ve PAUL HENZE, 1980’li yıllardan itibaren, “Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli ve çok ırklı bir yapıyı benimsemelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir” demeye başlamıştı.
Refah Partisi’nden bir Yenilikçiler hareketi doğmasını isteyen ve bu amaçla 1996 yılında partinin Topkapı’daki il merkezinde Abdullah Gül’e tavsiyelerde bulunan kişi, CIA İSTASYON ŞEFİ GRAHAM FULLER’DİR! Hatta 1996 yılında, Tayyip Erdoğan’ın Başbakan, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olacağını bile söylüyorlardı.
DSP’nin çökertilmesi sırasında Abdullah Gül, ABD’de güçlü bir Yahudi kuruluşu olan CFR’nin beyni Morton Abramowitz ve ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman ile görüşmüştü. Tayyip Erdoğan da daha RP Beyoğlu İlçe Başkanı iken, Morton Abramowitz ile görüşmüş ve CIA’nın önemli şeflerinden Graham Fuller ile temasa geçmişti. ABD’li ajanlar daha o zaman, Erdoğan’a ‘’Sen bize lâzımsın, ABD Ortadoğu’da senden çok istifade edecek’’ diyorlardı.
REFAH PARTİSİNİ ERDOĞAN’IN ADAMLARI BİLEREK VE KASTEN KAPATTIRDILAR
Erbakan Hocanın partisi bizzat Erdoğan- Gül ve diğer arkadaşları tarafından kapattırılmıştır.
ERDOĞAN VE YENİLİKÇİ ARKADAŞLARINA GÖRE;
Erbakan'dan ayrılarak parti kurarsak ömrümüz kısa olur, en iyisi Erbakan'ın partisinin kapatılmasıdır. Parti kapatılırsa, bizlere de mağduriyet edebiyatı yaparak halkı kendimize acındırırız düşüncesindeydiler. Ecevit’in Meclise getirdiği siyâsi partileri kapatmayı yasaklayacak olan yasanın çıkmasını oylarıyla ret ettiler ve bunun neticesinde Erbakan'ın partisi kapatıldı. Erdoğan ve yenilikçi arkadaşlarının istedikleri olmuştu.
ERDOĞAN, BU DÖNEMDE KİMLERLE GÖRÜŞÜYORDU;
Amerika’nın Adana Konsolosu Elizabeth Shelton,
ABD’nin İstanbul Başkonsolosu Caroline Hagins,
ABD Büyükelçilik Müsteşarı Silwer Lawrens,
Ve CIA görevlisi Kenny Bob ile de görüşüyordu!
Erdoğan’ın AKP’yi kurmadan önce 18 Temmuz 2001’de İsrail Büyükelçisi David Sultan ile görüştüğü de basına, “Erdoğan’ın yeni oluşacak partinin İsrail ve ABD politikalarına asla ters düşmeyeceği yolunda garanti verdiği” şeklinde yansımıştı.
Abdullah Gül de bir taraftan İngiltere Büyükelçisi Sir David Logan’ı makamında ziyaret ederek parti çalışmaları hakkında bilgi veriyordu! CIA şefi Graham Fuller de tam o sıralarda Fazilet Partisi’ndeki gençlerin baskın çıkacağını ve ’Yenilikçi Hareket’in ılımlı İslam’a liderlik yapacağını söylüyordu!
Sonunda, Tayyip Erdoğan’ın önündeki bütün yasal engeller, sihirli bir dokunuşla kaldırıldı. Erdoğan, gayrimeşru bir ara seçimle TBMM’ye sokularak, AKP’nin başına getirildi.
Bu arada AKP’nin parti programı, yerel yönetimlere özerklik vermeyi öngören gizli bir CFR memorandumundan aynen kopyalanıp hazırlanmıştı. AKP, CFR’nin verdiği gizli programla kurulmuştu!
ABD adına, Dinesh D’Souza’nın “Biz İslam köktenciliğini dönüştürmeliyiz, Onları liberalleştirmeliyiz” diye başlattığı fikir jimnastiği, Türkiye’yi ’’Truva Atı’’ olarak kullanarak bütün Orta Doğu’yu işgal etme girişimine işte böyle dönüştürüldü. Nitekim Fuller, “YENİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ” diye kitap yazarak, Türkiye’yi Türk devleti olmaktan çıkarma projesini Osmanlıcılık diye gösterecekti.
(İşte bugün AKP’nin ‘’YENİ TÜRKİYE’’ dediği şey, bir ABD plânıdır.
''ONE MİNUTE'' BİR TİYATRO İDİ
“One minute” tiyatrosu çirkin bir oyundu.
Bu One minute gibi gösterilerin, Erdoğan’ın İslam dünyasında liderliğini sağlamak için İsrail ile birlikte planlandığı aşikârdır.
NE DEMİŞTİ İSRAİLLİ BAKAN;
Erdoğan içeride güç kaybına uğradı, ona düşük profilli bir itibar kazandırmamız gerekiyor ki seçimlerde oy kaybı yaşamasın.
Bu tablodan anlaşılıyor ki, 28 Şubat süreci de aynı şekilde planlandı ve sahneye konuldu.
28 ŞUBAT, CİA TARAFINDAN PLANLANMIŞTIR- GAYE GÜL- ERDOĞAN İKİLİSİNİ İKTİDARA TAŞIMAKTI.
VE TAŞIDILAR.
İŞİN ÖZÜ;
28 Şubatçı Paşalarla, önce İmam- Hatiplilere, Başörtülülere, Kur’an kurslarına ve tarikatlara, rol gereği çeşitli baskılar yapılarak devletle araları açıldıktan sonra, daha önce okuduğu bir şiirden dolayı senaryo gereği numaradan mahkum edilen Erdoğan, bu küskün yığınların kurtarıcı diye sarılacağı bir kahraman haline sokulup piyasaya sürüldü. Sonrası malum.
ERBAKAN HOCA ZAVALLI DURUMUNA DÜŞÜRÜLDÜ;
Erbakan’a yapılanlar;
Bilindiği üzere 28 Şubatçı Paşalar işe NECMETTİN ERBAKAN’IN muhafazakâr kesim nezdinde ki otoritesini ve kredisini sarsarak başladılar.
Bundan gayeleri; Erbakan Hocayı aşağılamak, zavallı gibi göstererek, böylece başka ümitleri kalmayan muhafazakârların, kurtarıcı diye önlerine konulacak olan Erdoğan'a kolay ısınıp ve onu var güçleriyle desteklemeleriydi.
28 ŞUBATÇI PAŞALARA NE YAPILDI?
Sadece alınıp salıverildiler.
28 Şubat’ın mimarlarından olan ÇEVİK BİR PAŞA, Erdoğan’a danışmanlık yaptı.
İlk İsrail ziyaretinde AKP li Bakan ALİ BABACAN’A eşlik ve kılavuzluk yaptı.
Bunlar basında çarşaf çarşaf yazıldı ve çizildi.
*Türkiye büyük ve acımasız bir kuşatma altındadır…
*1100 lü yıllardan daha güçlü bir haçlı seferi başlatılmıştır …
*Bu seferki Haçlı Seferleri hem içerden hem dışardan devam etmektedir…
28 Şubat 2016