''Sakal; zamanımızda her türlü ihanet ve pislikleri, devlet ve Cumhuriyet düşmanlığını, hırsızlık ve yolsuzlukları örten bir şal olarak kullanılmaktadır.''
''Bu tip mel'unlar, sakalı sünnet olduğu için değil de;
Türk milletine ve Türk Devletine karşı olan içlerindeki kin, nefret ve garazın çirkinleştirdiği yüzlerini maskelemek ve şirin gözükmek maksadıyla bırakmaktadırlar...''
Son yıllarda siyâsette, devlet kademelerinde, cadde ve sokaklarda, bilhassa da iş dünyasında çoğalan ş-eytâni sakallılara, sahte sarık ve şalvarlılara karşı çok uyanık olunmalı!
Sakal Peygamber Efendimizin sünnetlerindendir. Peygamber Efendimizin sünnetine uyarak sakal bırakan insanlar toplum içinde ölçülü hareket etmek durumundadırlar. Sakal, karşı tarafa güven telkin etmelidir.
Sakal bırakan insanlar, işlerinde ve sözlerinde dürüst ve âdil davranmalıdırlar. Aksi durumda o sakalın posttan, kıllı paspastan bir farkı kalmaz, iğrenç bir hal alır ki, dürüstlüğün değil de sahtekârlığın simgesi haline gelerek güven yerine tiksinti ve kuşku verir.
Sakal, bir otokontrol mekanizmasıdır.
Sakal, yıllar öncesi orta okul ve lise öğrencilerinin toplumda ölçülü hareket etmeleri maksadıyla takmaları mecburi olan kokartlı kasketlere benzer. Sakal, toplum içindeki her söz ve hareketlerinde ölçülü olmak zorunda bırakır insanı.
Halk arasında ''Sakalından utan'' diye sıkça söylenilen bir söz vardır.
''Sakalından utan'' sözünden kasıt;
Peygamberimizin sünnetine uyarak sakal bıraktığın gibi, O' mübarek insanın ahlâkıyla da ahlâklan, yalandan, riyadan, başkalarının haklarını gasp etmekten, vatana- millete, dine ve diyanete ihanetten uzak dur demektir.
Hanefi- Hanbeli- Şafi- Maliki mezheplerine göre de Müslüman erkekler sakal bırakmalıdırlar.
GEL GÖR Kİ GÜNÜMÜZDE;
Siyâsetçi, M-illetvekili, bürokrat, yazar- çizer, iş adamı, ekran bülbülü yalan makinası riyakâr İlâhiyatçılar, iktidar propagandisti yılışık R-ektörler, Hacı ve Hoca kılıklı yığınla insanın sakallı oldukları halde her türlü p-isliğe bulaştıklarını, milletimize yalan konuşup toplumu aldattıklarını, haram- helâl demeyip zıkkımlandıklarını, vatana, millete, devlete karşı büyük bir gaddarlık içinde olduklarına şahit olmaktayız.
Bu tip mel'unlar, sakalı sünnet olduğu için değil de;
Türk milletine ve Türk Devletine karşı olan içlerindeki kin, nefret ve garazın çirkinleştirdiği yüzlerini maskelemek ve şirin gözükmek maksadıyla bırakmaktadırlar.
KISACASI SAKAL;
Zamanımızda her türlü ihaneti, pislikleri, devlet ve Cumhuriyet düşmanlığını, hırsızlık ve yolsuzlukları örten bir şal olarak kullanılmaktadır.