.
İtibarda tasarruf olmaz sözü Saray tartışmaları sırasında Sayın Cumhurbaşkanının söylediği sözdür. Acaba itibarımızı yükseltecek olan Saraylar mıdır yoksa Bayrağın dalgalandığı yeri korumak mıdır? Askerin başına çuval geçerken itibar sarsılmıyor, Musul Konsolosluğu çalışanlarının tamamı teslim edilirken itibar sarsılmıyor, İŞİD ile PKK ile pazarlığa otururken itibar sarsılmıyor, uluslar arası sözleşme gereği toprağımız olan bölgeden kaçarken itibar bozulmuyor da Çankaya da oturunca mı itibar sarsılıyor. Bu Milletin onuru Saray yapınca mı kurtulmuş oluyor. Yoksa her şey yalan aslında itibarsızlık yok, bu da mı bazı güçlerin tezgahıdır.
Süleyman Şah Türbesini paralel mi, muhalefet mi, parlamenter sistem mi, Milli iradeyi hazmedemeyen güçler mi, Fuat Avni mi taşıdı?
Ya da Başkanlık sistemi olsaydı başımıza çuval geçmeyecek miydi, Musul Konsolosluğumuz toptan teslim olmayacak mıydı, PKK ile müzakere masasına oturulmayacak mıydı, İŞİD ile rehine pazarlığı yapılmayacak mıydı, Süleyman Şah Türbesi boşaltılmayacak mıydı?
Seçim meydanlarında bunlardan birilerini kullanabileceklerini düşünerek peşinen yazmakta yarar gördüm. Çünkü içeride yapılan çirkef siyaseti görmeyen gözlere gözlük, duymayan kulaklara kulaklık vermek gerek. Hani 12 Eylülü yargılatmıyorlar diye feveran edenlerin derdinin ne olduğunu sonradan görmüştük. Şimdi Molotof Molotof deyip halkı nasıl istismarın peşine düşmüşlerse benzer bir algıyı da yurt dışındaki tek Türk toprağıyla ilgili yapacaklarına hiç kuşkum yoktur.
Mevcut Hükümetin değer kavramında çok ama çok büyük bir sıkıntı vardır. PKK ya taviz üzerine taviz veriyor, ya ne yapacaktık kan akmaya devam mı etseydi? Süleyman Şah Türbesini taşımışlar. Ya arkadaş nasıl taşırsınız yıllardır orada duruyor eğer mütecaviz bir hareket varsa sizin göreviniz karşı durmaktır. Tabanları yağlayıp kaçmak değil ki; Ya Otuz yedi asker ölseydi daha mı iyi olurdu? Burada yuh derim yuh, başka bir şey demiyorum. O otuz yedi asker oraya pişpirik oynamaya gitmedi, bostan korkuluğu olarak dikilmediler. Teslim olmak için orada değiller. Can almaya gelen varsa can vermeyi de göze alacaklardır. Senin hanene tecavüz var, bırakıp kaçmak hangi ahlakta hangi kitapta yazar. Eğer bunun için gerekirse ölmeyeceksen ne zaman öleceksin. Öyle ya canınız tatlıdır bedel ödemenin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Teslim ola ola Milleti yalama yaptınız. Çuval geçirmeye geliyorlar kendi karakolunuzda kurşun attırmazsınız teslim olun diyorsunuz. Konsolosunuz basılıyor teslim olun diyorsunuz kurşun sıkmayın diye tembih ediyorsunuz, Güneydoğu da terörist elini kolunu sallayarak geziyor dokunmayın diyorsunuz.Tabi ki bu kadar büyük zaafınızı gören düşman üstünüze gelecek, çünkü kaçacağınızı biliyorlar, kaç paralık ciğeriniz olduğunu biliyor. Kaçmasanız bile teslim olacağınızı biliyor. Bu gündelik hayatta da böyledir. Siz geri adım attıkça size karşı haddini aşanlar çoğalacaktır.
İçeride kamuoyuna kendi halkına sürekli horozlanan devleti çarpıtma ve algılarla idare etmeye çalışan anlayış dışarıda bunu satacak saf insanlar bulamadığı için neye el attıysa elinde kaldı. Çeşitli kanun paketleriyle hakimiyetini pekiştirmek peşinde koşan iktidar değer istismarı yönünde de şampiyonluğu kimseye bırakmamıştır. Bir yandan kan akmasın, gözyaşı olmasın diye mavra keserken öbür yandan Ortadoğu’da kanın oluk oluk akması için çaba sarf etmektedir. Bir yandan Osmanlı dan bahsederken öbür yandan korkaklık ve ürkeklik üzerine kurulmuş teslimiyetçi bir dış politika takip etmektedir. Eşbaşkanlığını yaptıkları coğrafyamızın darmadağın etmişlerdir. Bütün bu olup bitenler müstevlilerin emellerine hizmetten başka bir şey değildir.
Bugün Süleyman Şah Türbesinin nakledildiğini Türk Kamuoyuna duyuran Başbakan bunu hangi yüzle söyleyebildi anlaşılır gibi değildir. Gecenin karanlığında istifade edip nasılsa kimse yüzümü görmez diye mi düşündü bilemiyoruz. Suriye sınırları içerisinde kalan tek Türk toprağına karşı mütecaviz olabilecek hareketleri engellemek yerine tabanı yağlayıp kaçmayı marifet olarak gösteren bir Başbakan’a sahip olmak sanırım en büyük talihsizliktir. İçeride kendi vatandaşına aslan kesilen devlet ricali bir yanda PKK –PYD ye taviz üstüne taviz vermekte öte yanda İŞİD gibi bir terör örgütüne müdahale etmek yerine kendi toprağını terk edip kaçma yolunu seçmektedir. Bu bir zillettir ve küçülmedir. B ütün Dünya kamuoyu önünde de Türk Milletini itibarını ayağa düşürmektir. Sarayda oturmak, Saray uçaklarla gezmek bu itibarı asla geri getirmez.