Türkiye Cumhuriyeti Devleti dönüşüm geçirmekte ve bu dönüşümün adına Yeni Türkiye diye bir yakıştırma yapılmaktadır. Neler değişiyor diye baktığımızda hakikaten eski köye yeni adetlerin getirildiğini açık bir şekilde görüyoruz. Siz isterseniz adına Devlet Bürokrasisi deyin, isterse yöneticiler deyin her ne olursa olsun günümüzde farklı bir yönetim anlayışıyla karşı karşıyayız.
Basit bir örnek; idareci atama yönetmeliği Okul Müdürünün beraber çalışacağı Müdür Yardımcısını seçmeye yetkilidir diyor. Bu söylem kağıt üstünde kalmaktan öteye gitmiyor. Çünkü bir el bazen açıktan bazen de gizli devreye girerek hemen müdahalede bulunuyor.
-Şu kişi olmaz!
- Neden?
- Kardeşim sana olmaz diyorsak olmaz bir bildiğimiz vardır. Hem sen ne hakla sorguluyorsun ki kimsin?
Adam diyemiyor yönetmelik bana yetki vermiş ve ben Okul Müdürü olarak bu hakkımı kullanmak istiyorum. Bu belki de en yiğitlerinin yaşadığı haldir. Bir de İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde yetkili tetikçi Şube Müdürleri vardır. Okul Müdürünü çağırmış arkadaş eline listeyi almış Müdür Yardımcıların şunlardır.
-Müdür efendim ben şu kişilerle…. Lafı ağzına tıkıyor
- Hayırlı olsun hocam.
- Laf bitmiştir Ağanı …. … yapma diyor, haydi naş. İşte bu adamın adı yetkili kendisi yetkisizdir.
Peki İlçe Müdürü beraber çalışacağı Okul Müdürünü seçme hakkına sahip midir? Kağıt üstünde evet ama gerçekte kocaman bir HAYIR!... Onun da önüne listeler geliyor ne emredilmişse Sayın Müdür aynısını yapıyor. Kim emrediyor dersiniz Yeni Türkiye’nin mimarları. Bazen açıktan bazen çaktırmadan el altında talimatlar yağdırmakta sıkıysa yapmasınlar. O zaman günleri gösterilir. Koca mülakat komisyonunda görevli Kırk Beş aslan parçasını kediciğe çevirip önlerine önceden hazırladıkları listeleri sunup işte ciğer bu diye, haram et yedirmesini bilen kişi veya kişiler İlçe Müdürünü mü takar. Bu da İlçe Müdürünün güya yetkili, aslında yetkisiz olduğunu göstermez mi?
İl Müdürüne bakalım bu koca ilin Eğitiminden sorumlu kişinin de birlikte çalışacağı İlçe Müdürlerini seçme yetkisi yok mudur? Hayır yoktur. Adamcağızın haberi bile olmadan İlçe Müdürü ataması yapılıyor ve gelen görevine başlamaya geldiğinde İl Müdürü haberdar oluyor. Haydi İlçe Müdürünü geçtik en azından kimi kalbur üstü okulların Müdürlerini atama yetkisi veya atanacaklarından haberi olmaz mı? Olmaz arkadaş olmaz. Çünkü İl Müdürü de yetkisizdir.
Okul Müdürü Yetkisiz, İlçe Müdürü Yetkisiz, İl Müdürü Yetkisiz ya Bakan. Bakan bakıyor arkadaş ne olup bittiğini öğrenmeye çalışıyor. Zaten adı bakan değil mi işinin gereğini yapıyor. Rivayet mi gerçek mi bilmiyorum. Bakan Bey (ancak bu duyum birçok kişide vardır.) İstanbul’da bir İlçeye kendi tanıdığı birini İlçe Milli Eğitim Müdürü yapmak istemiş hayır demişler zinhar olmaz. Biz şüraka i fitne fücuru topladık. Bu tasarrufunu ulemai fukahaya danıştık olmaz. Bakan Bey boynumuz zati alileriniz karşısında kıldan incedir deyüp bu icraatından vazgeçmiştir.
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Sayın İsmail Koncuk Bey’in bir açıklaması vardı. Müsteşar Bakandan büyük mü,diye. Doğrudur Şube Müdürü İlçe Müdüründen büyük olursa Müsteşar da Bakandan büyük olur. Ama Müsteşardan daha büyük olanın ise çok daha koftiden biri olduğuna kalıbımı basarım. İşte o koftiden biri Milli Eğitimi dizayn ederken Yeni Türkiye’nin ahvali; Yetkili Yetkisizler Devleti. Bu yeni Türkiye midir, yoksa yeni ambalajı içerisinde Beylik dönemlerinde kalan çook.. eski Türkiye midir? Kararı sizin!..