İşte size yine tarihi bir belge ve hikâyesi… Zleova köyünde yaşayan Fadil Recep Destanov’un arsalarını sattığı bir Gayrimenkul Satış Belgesi. Bu belgenin içinde bizim okuyamadığımız kim bilir neler var. 1957’lerde Yugoslavya’da komünist rejim vardı. Berber, bakkal (koparasya), tarım aletleri, fabrikalar devlete ait olduğundan halk fakirdi. Makedon Halkı, Türklerin ev ve arsalarını gerçek değerinde alacak paraları bile yoktu. İşte bu yüzden Türklerin mülkleri yok pahasına satılmıştır. Yurt dışına altın çıkarmak yasak ve suç olduğundan Türkler sattıkları topraklardan elde ettiği parayı ne yazık ki altına da çevirememiş, çarçur etmişlerdir. Serbest Göç Anlaşmasının en kötü tarafı bu olmuştur. Göç ederken çul çaput haricinde hiçbir variyet ve maddiyatı sınır ötesine geçirememişlerdir. Göçmenler yanında getirdikleri bisikletleri, kadife kumaşları, patiska bezlerini, lastik pabuçları Türkiye’de satarak paraya çevirmeye çalışmışlardır. Gelelim tarihi belgede yazılanlara.
Satan Fadil Recep Destavov, alıcı İse Yordan Yovanovdur.... Zleovo (Suluova) köyünde; Bir Ev ve avlusu satılırken, Maviler - Eski Balari -Koca Kari -Dobrava -Taşlık- Çiftlik Altı – Bara - Taşlık -Taşova-Turaluk -Bayır Ardi - mevkiinde 26 parsel tarla ve ayrıca bir Üzüm bağı sözleşme karşılığında 550.000 Dinara satılmıştır. Vergiler alıcıya aittir. Arazilerin parsel Noları karşılarında yazılmıştır...
Evet işte Fadil ağa bu belgeyi imzaladığında sanki içinden bir parça kopmuş, çok üzülmüştü. Yıllardır alın teriyle kazandığı bütün emekleri, birikimi, üç-beş kâğıt parçasına dönüşmüştü.. “Ah bir dili olsaydı da konuşsaydı, bu koca tarlalar.. Kim bilir neler, neler anlatırlardı.” Fadil ağa “ Olsun, yine de ben, vatanıma gideceğim” diyerek kendini avutmuştu. Elinde kalan binlerce dinarları ne yaptı diye merak mı ediyorsunuz? Gideceği yerde (Türkiye) beş para etmezdi o kâğıt parçaları. Kendisini anavatana taşıyan Ziplon Express trenin camından hırsla fırlatıp saçmıştı Dinarları,.. Dağlara, tepelere, vadilere, tarlalara…