IRK KAVRAMI:Irklar temel olarak beyaz,siyah ve sarı olmak üzere üçe ayrılır.18. yüzyıl sonları ve 19.yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır.Modern ırkçılığın babası olarak Kont Joseph Artur de Gobineau bilinir.
IRK:Biyolojik olarak aynı tür içinde yer alan ve göreceli olarak küçük morfolojik ve genetik farklılıklar taşıyan(göz yapısı,ten rengi ve benzeri..)toplulukları ifade eder.Irklar büyük ölçüde coğrafi izolasyonlardan ortaya çıkmıştır.Kutuplardaki Eskimolar,Afrika zencileri gibi.Coğrafyalar daha sonraki yıllarda birbirine karışınca,genetik özellikler de birbirine karışmıştır.
Dünyada küçük bazı kapalı toplumlar dışında saf ırk yok gibidir.Saf ırkta arızalı sakat nesillerde oluşur.
ÜMMETÇİLİK:Müslüman ülkelerin tek bir çatı altında birleşme düşüncesidir.Ümmetçiliği savunanlar,ırkların insanları ayrıştıracağını,dinin ise birleştireceğini söylerken,mezhep ayrılıkları yüzünden birbirleriyle kanlı-bıçaklı olanları görmezden gelirler.
Din yalnız Müslümanlar için değil,Hristiyanlık için de birleştirici olmamış,Katolik ve Protestanlar yüzlerce yıl birbirlerini katlettikten sonra laiklik ile ülkelerini kurtarmışlardır.
MİLLET:Aynı topraklar üzerinde yaşayan,dil,tarih,gelenek,görenek ve ülkü birliği olan kısaca birlikte gülen,birlikte ağlayan insan topluluğudur.Milletin içinde küçük etnik gruplar olsa da zamanla birbirlerinden kültürel olarak etkilenmeleri söz konusudur.(yemek,giyim,müzik vs)
TÜRKÇÜLÜK:Osmanlı,beylikten devlete,devletten imparatorluğa geçerken köklerine ve özüne yabancılaşmıştır.Daha sonraları bu durum bir devlet politikası haline gelmiştir.İşte bu yabancılaşma politikalarına karşı,kuruluş ayarlarına dönmenin adı oldu Türkçülük.Milli kodlar özümsenecek ve canlandırılacaktı.
Ziya Gökalp bu düşünceyi "Türkleşmek,İslamlaşmak,Muasırlaşmak "olarak belirledi.
İsmail Gaspıralı ise "Dilde,fikirde,işde birlik"olarak tanımladı.
Saray Türkçesine dayalı şiir,saray salonlarının süslü havasını yansıtan edebiyat olmamalıydı.Öz olan,Ertuğrul Gazi'nin obasında,Hayme Ana'nın Türkçesi idi.
IRKÇILIK:Bir ırkın veya ortak özelliklere sahip insanlar topluluğunun genetik yapı itibariyle diğer ırklardan veya toplumlardan üstün olduğunu veya başka bir ırkın ahlaki ve sosyal özellikler yönünden daha aşağı bir seviyede olduğunu iddia etmektir.Hitler dönemi Almanyası buna bir örnektir.
1924 Anayasımızda "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk itlak olunur"denilmiş,Türk kelimesi ile Türkiye vatandaşlığı kastedilmiştir.Bu durum bütün gelişmiş dünya ülkelerinde böyledir.Özellikle Batı Ülkeleri bu konuda çok tavizsizdir.Kendi ülkelerindeki büyük etnik farklılıklara göz açtırmayıp yok ederken bizdeki küçük farklılıkları bile besleyip büyütmekten geri kalmıyorlar.Hatta ABD bile yamalı bir bohça gibi olmasına rağmen bugün Amerikan milletini oluşturmuştur.
Osmanlının son dönemleri gibi ülkemizde de Türküm demek ırkçılık,başka bir milletten olduğunu söylemek ise ırkçılık kabul edilmiyor gibi.
Unutmayalım ki Türk Milletinin tarihinde ırkçılık yoktur.Bu ülkede Türk olmamak hiçbir zaman ayıplanmamıştır.Onları kardeş sayarken hiçbir zaman da ikiyüzlü davranılmamıştır.Türkiye Cumhuriyeti'nde geldikleri veya gelebilecekleri makamlar kendilerinden esirgenmemektedir.Bölücü örgütün fitnelerine rağmen kardeşlik duyguları korunmaktadır.Bu yüzden Türk milletini sevmenin,değerlerine sahip çıkmanın,yükselip de çağdaş milletler seviyesine çıkmasını istemenin ırkçılıkla bir ilgisi olmadığını düşünüyorum.