İşimiz gereği alanlardayız. Okulları gezerken Okul Müdürüne ve bakışına göre buralarda biz düzen ve tertip görüyoruz. Özellikle kimi Okul Müdürleri ne yazık ki milli hassasiyetleri yansıtan resim ve tabloları okul koridorlarına ve sınıflara koymaktan imtina etmekteler. Kimi okulların bastırdığı dergilerde gayri milli anlayışın bütün unsurlarını görmeniz mümkündür. Bunlara birkaç örnek vermek istiyoruz. “Takipçisi olmak isteyen ilgili varsa lütfen bize ulaşsın bilgilerini vermeye hazırız.”
Eyüp Sultan İlçemizde bir okul üç ayrı sayı dergi çıkartmıştır. Bu dergileri elimize alıp inceledik. Bu dergilerin hiçbir yerinde Türk ifadesinin geçmediğine şahit olduk. Bir başka örneğimiz Sultangazi’de; Ne yazık ki burada İlkokul öğrencisi küçücük yavrularımıza yönelik hazırlanan dergide Seyit Rıza ve Şeyh Said-i övücü sözler konduğunu gördük. Bu dergide de Türk Milletinin tarihinden ve geçmişinde bahseden bir tek ifadeye rastlamadık. Gaziosmanpaşa İlçemizde bir okulda sınıflara yine Cumhuriyetle kavgalı kişilerin isimlerinin verildiğine şahit olduk.
Devletin okul kütüphanelerinde okutulan kitapların içerik bakımından ve yazarların kimlik ve kişiliklerine bakıldığında kimi okulların gayri milli bir anlayışla idare edildiğini kolaylıkla gözlemleyebilirsiniz. Yine yazarlar okullarda projesi adı altında Cumhuriyet ve Atatürk e alerji duyan birçok yazarın okullara getirilmesinde hiçbir mahsur görmeyen zihniyetin okul idarelerine hakim olduğunu gözlemledik.
Bugün Türk Milli Kültürüne ciddi anlamda hizmetleri olan Başta Bahaeddin Ögel, Erol Güngör, İbrahim Kafesoğlu, Osman Turan, Mehmet Kaplan, Fuat Köprülü,Muharrem Ergin, Zegi Velidi Togan ve daha onlarca aydın entelektüel adları okullara verilmiyor. Ancak Yedi Güzel Adam adıyla bilgi birikim, donanım ve ilmi anlamda bu seviyeden fersah fersah uzak olan kişilerin isimleri her yerde okul, kütüphane ve sokaklara verilmektedir. Elbette Yedi Güzel adamın isimleri de okullara verile bilir. Ancak Türk Kültürüne Milli Kimliğe, Türk Tarihine Muharrem Ergin, Bahaeddin Ögel ve diğerlerinde üstün ne tür bir katkı sunmuşlar ki bu kişilerin isimleri ölümsüzleştiriliyor diye sormadan edemiyoruz. Bunlar ölümsüzleştirilmeye çalışılırken Bahaeddin Ögel gibi hayatını Türk Kültürünü, Türk Tarihini araştırmaya vermiş bir ilim insanının bırakın adının başka bir yere verilmesini var olan bir yerde kaldırılması gündeme gelmedi mi? Bütün kamuoyu adı Elazığ Belediyesinin bu icraata teşebbüsüne şahit olmadı mı?
Üstünde yaşadığımız coğrafyanın üzerinde her ne kadar Selçuklu ve Osmanlı adıyla devler kursakta bin yıldır bu coğrafyanın adı Türkiyedir. Yani Türklerin yurdu. Bunun dışında başka bir söylemin hiçbir tarihi gerçekliği yoktur. Bu tespitler ışığında Millilik kavramını değerlendirmemiz gerekmektedir.
O halde milli eğitimin gayri milli ellerde olması bu millete yapılacak en büyük kötülüktür. Milli Eğitimin görevi de hiç kuşkusuz ki Türk yurdunda Türk Milletinin kültürünü yeni nesillere tanıtmaktır. Kendi milletini ve tarihini tanıtıcı bir eğitimi hakim kılmaktır. Bu özelliğindendir ki bu kurumumuzun adı Milli Eğitim olmuştur. Aksi olsa başka bir isim bulmak zor değildi.
Sonuç olarak; Milli Eğitimde gayri milli işleri icraya çalışanlar görevlerini yapmıyorlar demektir. Yeni bakanımızın ve yöneticilerimizin bu konularda hassasiyet göstermeleri de bir görevdir keyfiyet değildir. O halde Milli Eğitimi gayri millilikten kurtarmanın tam zamanıdır. Zaman geçirilmeden harekete geçmeli ve gayri milli direnç kırılmalıdır.