Bugün yani 12 Şubat-17 Şubat tarihleri arasında proje okulları için öğretmen ve idareci başvuruları başlamış bulunmaktadır. Bize göre Meslek Branşları dışında bu başvurular yalnızca bir prosedürü yerine getirmek için kağıt üstü başvurularıdır.
Neden diye soracak olursanız;
Bilindiği gibi liselere giriş için 2017 yılına kadar TEOG yapılıyor ve puan sıralamasına göre öğrenci alınıyordu. 2018 Yılında TEOG yerine LGS sınavları yapılmaya başlandı ve tercih için adına nitelikli okullar dediğimiz alanında başarılı okullar açıklandı ve LGS sınavıyla öğrenci kayıtları yapılmaya başlandı. Ancak iş burada kalmadı. Bu okulların Müdürlerine özerklik getirildi ve müdürlük sınavlarında muaf tutularak İl Müdürünün onayı ve Bakanlığın takdiriyle bunlar atanmaya başlandı. Yalnız müdürlere müdür yardımcısı ve öğretmen seçme hakkı da verildi.
Kuşkusuz bu müdürlerin seçilme kriterleri gösterdikleri başarıdan ziyade gösterdikleri referanslar ve mensubiyetleri oldu. Neticede görüldü ki bazı istisnalar hariç çoğunlukla öğretmen seçimleri de ahbap çavuş ilişkisi içerisinde yürümeye başladı. Hal böyle olunca öğretmenlerden bir kısmı kalacak mıyım, gidecek miyim endişe içerisinde tedirgin oldu. Bir kısmı da ağzımdan kuş tutsam bu müdüre yaranamam diyerek başka okullara tayin istedi. Var olanlar ise fikir üretmekten, öneri sunmaktan, okulda farklı etkinlikler düzenlemekten geçip yalnızca sorun yaratmayan memur tarzına dönüştüler.
Burada esas sormamız gereken şudur. Peki böyle oldu da ne oldu, başarı geldi mi? Aslında hiçbir şey olmadı. Çünkü bu okullar örneğin İstanbul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi, Kabataş Anadolu, Çapa Fen daha birçok okul zaten öteden beri yüksek puanlı öğrenci alıyor ve başarı sıralamaları en üst düzeydeydi. Başarı konusunda hiçbir gelişme sağlanamadı, bir de üzerine Çağaloğlu Anadolu gibi bazı okullarda çatışma ortamı yaratıldı.
Tabi iş bu noktada kalmadı. Durum öyle bir noktaya geldi ki elli sınava da girse asla barajı aşma kabiliyeti olmayan ve bedavadan ayrıcalıklı müdür olma heveslisi müdür adayları sendikalarına baskı ardından onları da müdür yapmak için yeni proje okulları açılmaya başlandı. Şu anda lise statüsünde okullarımızın %60’tan fazlası nitelikli ya da proje kapsamında okullardan oluşuyor. Tabi bu okullardan bazıları fena tufaya geldi. Müdür kapı kapı dolaştı ancak öğretmen bulamadı. Bu yıl hariç bu okullara öğretmen ataması yapılmadığı için birçok lise türü okulda abartılı sayıda ücretli öğretmen olmaya başladı.
Şimdi geldiğimiz noktada bugün bu okullara öğretmenlik, idarecilik için başvuracak olan müdür ve müdür yardımcısı için hangi kriterler getirildi soruyorsun yok. Kardeşim neye göre atayacaksın cevap yok. Bu okullarda öğretmenlerin çalışma sürelerinde bir kısıtlama var mı, hem var hem yok. Geçmiş yıllardaki uygulamalar bize göstermiştir ki; “Değişen yok eski kurna eski ses, Eski hamam eski tas” Sayın bakanlık yetkilileri eğitimin bir bütün olduğunu, özerk alanlarının olmayacağını bir türlü anlayamadılar.