KAMUYA ALIMLARDA İSTİSMAR ALANI!
YÖK 9.3.2021 gün ve 31418 sayılı bir genelge yayımladı ve burada “Belirli bir adayı belirleyen özel şartlarla işe alımlar yapılamaz” dedi.
Peki, YÖK neden böyle bir yazıya ihtiyaç duydu?
Çünkü yalnızca son bir yılda önce Pamukkale Üniversitesi Rektörü Hüseyin Bağ'ın eşine özel kadro açtığı basına düştü. Sonra Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde Personel Daire Başkanlığı, 28 Haziran’da sözleşmeli 2 diyetisyen alımı için ilan açtı. İlan şartlarına Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dekanı Giray Topal’ın Harran Üniversitesinde görevli dekanın, kızını kişiye özel ilanla öğretim görevlisi olarak işe aldığı yazıldı. Daha sonra Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne bağlı Dursun Odabaş Tıp Merkezi Hastanesi'ne, personel alımı için 'adrese teslim iş ilanı açıldı ve daha pek çok adrese teslim iş ilanları!.Açık bir şekilde verilen emanete hıyanet edilmiş ve görev kötüye kullanılmıştır.
Oysa Türk Devlet kültürü çok eskiden beri şunu gerektirmektedir. “ Devlet hizmetine giren Türk artık aile tesirlerine yabancı kalır. Devlet menfaatlerini daima aile menfaatinin üstünde tutar.”
Yukarıdaki örnekler bize bunu demiyor, tam aksine aile menfaati devletten çok daha önemli görülmüştür. Şöyle denilebilir, bütün bu adam kayırmalar kanuni bir boşluktan doğmuştur ve YÖK çareyi yönetmelik değişikliğinde bulmuştur. Peki bu yönetmelik tekrar deline bilir mi? Kimse hayır diyemez, asıl olan herkesin kanun önünde eşit olmasıdır ancak uygulamada tabiri caizse bu delinme işi delicinin gücüne göre değişir!..
YÖK hassas davrandı ve bu istismarın önüne geçti. Peki, açık bir kanuni boşluk olan mülakatlara ne demeli!. Neredeyse kamunun her alanında mülakatların ne kadar can yaktığını bilmeyen var mıdır? Herkes biliyor da neden kimse kalkıp arkadaş bu istismarın önüne artık geçelim, demiyor? Yurt dışına öğretmen gönderiliyor mülakat, Hakimlik mülakatla, Şube Müdürlüğü mülakatla, hala öğretmen atamalarında mülakat devam ediyor. Okullara idareci alınacak yine mülakat. Yüz binlerce insanı devletine küstüren sonuçlara imza atan mülakat ve dahi komisyonlarını tarihin çöplüğüne atma vakti gelmedi mi?.
Evet, diyeceksiniz ki öğretmen alımlarında ve okullara yönetici alınırken mülakat puanı ile yazılı sınavı aynı veriliyor!.. İyi de kardeşim bu nasıl saçmalık. Madem aynı puanları veriyorsunuz ne diye onlarca komisyon kuruyor haftalarca devam eden sınavlarla insanların zamanlarını boşa harcatıyorsunuz? İstismarı ortadan kaldırmanın tek yolu istismarcıların nemalanacağı alanı yok etmektir. Bu aklın, vicdanın ve ahlakın gereğidir. Bazı alanlarda belki mülakat puanı işletilmiyor ancak Şube Müdürlüğünde, Hakimlik atamalarında, Yurt dışına öğretmen alımlarında kaç kişinin hakkı gasp edilip hak etmeyenlere verildi bilen var mı? Umutluyduk, Sayın Cumhurbaşkanımız 2 Mart Salı günü insan haklarıyla ilgili yapacağı açıklamada mülakatların kalkacağı söylenmişti ancak bunu göremedik.
Sonuç olarak mülakatların kaldırılmasını bir normalleşme olarak görüyoruz. Bilinir ki kirli vicdanlar puslu havayı koklar gibi kanunda boşluk ararlar. Çünkü bu kişiler hem devlet ahlakından, hem iyi insan olma ahlakından, hem de İslami ahlaktan yoksundurlar. Beş bin yıllık devlet adabımız ve kültürümüz üç soysuzun çıkarına feda edilmemelidir. Devlet her uygulamasında ben kimsesizlerin kimsesiyim algısı oluşturmalı, hukuka güven hızla arttırılmalıdır. Unutmayalım ki, Yüce Allah dikeni gülden, gülü dikeninden ayırmamıştır. Rahmetini yağdırırken, nimetini verirken ayrık otunu bile kuru bırakmamıştır. Bir devletin gücü adaletinden, işi ehline vermesinden ve milletin kendisine sadakatle bağlılığından gelir!..O halde zaman geçirilmeden YÖK yaptığı gibi kamuya alımlarda bir istismar alanı olan mülakat tamamen kaldırılmalı ve objektif ölçüler getirilmeli istismara dur denilmelidir