Başını kuma sokmak denmez bu vurdumduymazlığa. Hayasızlık az gelir bu utanmazlığa. Çapsızlık hafif kalır, ahmaklık biraz olsun yaklaşır bu zavallılara. Biri başkasının ahırında çaldığı koyunu afiyetle yedikten sonra dişlerini yerden aldığı çöple karıştırmakla meşguldür. Bununla yetinmeyip harami dostlarına (liyakatı olan birkaç kişiyi tenzih ederim) mektup yazmaktadır. Bunu yaparken hak sahiplerine olmadık ahlaksızca sözler sarf etmekte bir şeyden anlamadıklarını ifade etmekte geri zekalıca geri zekalı ifadesi yakıştırmasında bulunmakta dahası asla kale alınmaması gereken bir çapsızlık örneği göstermektedir. Bir başka zavalı da takvim üzerinde Türk Eğitim Sen’e çamur atma kampanyası yürütmektedir. Aslında kale alınmaları bile insanı rahatsız eder. Devletin temeline şahsi çıkar ve menfaatleri için adeta dinamit yerleştiren bu zavalılar haramilikten edindikleri saltanatlarının keyfini sürdüre dursunlar olanlar yarınlarımıza olmaktadır.
Devlete Paralel şekilde çalışan daha doğrusu makamlardaki kuklalara her istediğini yaptıranların bu şımarıklığı ayuka çıkmıştır. Stajyer öğretmen tehdit altında, kendilerinden olmayan okul Müdürleri, Şube Müdürleri, Marif Müfettişleri kısacası tüm eğitim çalışanları ve tüm kamudaki personel tehdit altındadır.
İdareci değerlendirmelerinde olup bitenler tüm kamuoyu gördü. Kanun zoruyla açıkça bir makam hırsızlığı yapıldı. Yetmedi mülakat tiyatrosu oynandı ve önceden hazırlanan listeler kukla oyuncularının eline verildi bunları onaylamaları istendi itirazsız bir şekilde onaylandı.
Merak ediyor görevden alınan müdürleri geri zekalılıkla suçlayan bu koca kafalı; o kocaman kafanızın içerisinde birazcık beyin olduğunuzu iddia ediyorsunuz ÖSYM gibi tarafsız komisyonlarca yapılacak olan sınavlardan neden fellik fellik kaçtınız? Neden bunu kendi intiharınız olarak gördünüz. Ben söylemiş olayım yemedi kendinize güven duyamazdınız çünkü çapınız yetersizdi.
Yok sınavla müdür olunmaz diyorsunuz; varsayalım ki buna çapınız yetmedi neden mülakat komisyonlarına sendikalardan gözlemci almaya karşı çıktınız?
Haydi diyelim sizler karar verdiniz sizden olmayanların ipini çektiniz peki Milli Eğitimin makamlarını işgal edenler ne yapıyor neden boşu boşuna devletten para alıyorlar. Yoksa onlar sizlerin paralı askerleriniz mi, onların maaşları sizlerin cebinden mi çıkıyor?
Avazınız çıktığı kadar bağırıyor ve yırtınıyorsunuz. Paralel yapıyla mücadele diye. Ortalarda görünmeyen kişiler paralel yapı oluyor da siz Milletin anasını ağlatan hak gaspçıları hangi yapıdan oluyorsunuz bir açıklar mısınız?
Madem ki kadrolar sizden, paralel yapıyla mücadele sizden, adam terbiye etme,hakaret etme, çaka satma, memura emir verme, tayin terfi, ödül hepsi sizde,şimarıklık şarlatanlık sizde. Sizler her işi yapıyorsunuz, peki o zaman Devlet nerede? Bize Devleti gösterir misiniz?
Varsayalım ki Hükümet bir dediğinizi iki etmiyor emrinize amade. Şu mağdur ettikleriniz mahkemelerde davalar açtılar ve bunlardan bazıları davaları kazandı evraklar sizin kuklalarınızın önlerine geldi. Bu kişileri neden görevlerine başlatmadınız? Hükümet emrinizde anladık hukuku da mı emrinize aldınız?
Siz devletin görevlerini üstlenip onu tanımayacaksınız, hukukun kararlarını şark kurnazlığıyla uygulamayacaksınız. Her şeyden önemlisi yegane Millet çimentosu olan adalet duygusunu hafızalardan sileceksiniz. Liyakatın esas alınmasını enayilik göreceksiniz, ehliyet umurunuzda bile olmayacak. Milletin Devlete olan güvenini dip yaptıracaksınız ve öyle bir ortam yaratacaksınız ki Milleti tamamen ümitsizliğe, çaresizliğe sevk edeceksiniz hak namlunun ucundadır dedirtecek noktaya getirteceksiniz. Değirmen elden giderken sizler takvim yaprağında çözemediğiniz anlamadığınız konuyla uğraşacaksınız. Sahi siz ey makam hırsızları devleti ne yaptınız? İlanımızdır “Devlet aranıyor bulan bize de haber versin.”