Yeni yılın belki de en güzel haberidir. Paralel yapıyla değil paralel yapılarla mücadele ne güzel değil mi? Peki nedir bu paralel denilen yeni moda ağızdaki çikletimiz. Kendi görev alanı olmadığı halde Devlet işleyişine ya dışarıdan talimat alarak ya da içeriden görevi dışındaki kişi veya kişilerden emir alarak Devletin rutin işleyişinin dışında işlem veya işlemler yapmak, yetkili olmadığı halde kendisini yetkili görmek. Biz bunu böyle bilir böyle tanımlarız ve görevi dışında ifadesini de son derece önemseriz. Diyelim ki kanun bir savcıya dinletme yetkisi vermiştir ve savcıda bu yetkiye dayanarak dinlemeler yapmıştır. Bu paralel bir dinleme midir? Hayır kesinlikle yetkisi dahilindeyse paralel dinleme değildir. A kişisini de dinlemesi gerekirken o yalnız B kişisini dinliyorsa yaptığı iş paralel yapı olarak değerlendirilemez sadece görevi kötüye kullanmak olarak değerlendirile bilir.
Peki o zaman hangi işlem bir paralel işlemdir, paralel yapı denilince sadece kamuoyunda bilinen cemaat yapılanması mı akla gelir. Biz halkın içinde yaşayanlar çok iyi biliyoruz ki cemaati beşe katlayan nice paralel yapılar Devlet işleyişine müdahale etmektedirler. Bunların başında hiç kuşkusuz ki Cumhurbaşkanımızın öve öve bitiremediği Memur Sen gelmektedir. 29 Aralık günü Çağlayan Adliyesi önünde Türk Eğitim Sen bir basın açıklaması yaptı. Belgeler ortada Ekim ayında yapılan mülakatlardan önce Eğitim Bir Sen yetkililerinin geniş bir çalışma yaptığı bütün idareci adaylarını fişlediklerini kimin kaç puan alacağını önceden yazıya döktükleri ve listeleri Şube Başkanlarına komisyona iletilmek üzere gönderdikleri belgelerle sabitlenmiştir. Mülakatlar tamamlandıktan sonra görülmüştür ki bu puanlamalar toto oynamak için yazılmamıştır. Baraj puanları neredeyse yüzde yüze yakın listelere göre sonuçlanmıştır. Mesela Acem Yıldırım’a ve Ahmet Yapıcı ya 100 verilmiş mülakat sonucu da aynısı çıkmıştır. F.Mehmet Ak’ a 50-55 arası verilmiş mülakat sonucu 60 olmuştur. Bunun da mülakatların açık hava tiyatrosu olduğu mülakat komisyonlarının dışarıdan talimat alarak not verdikleri aleni bir şekilde tescillenmiştir. İşte bu işlem Paralelin kusursuz tanımıdır.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bundan daha aleni bir paralel yapı işlemi gerçekleşmemiştir. Gerçekleştiğini iddia eden varsa belgelerini ortaya koyar. Sadece şunu yaptılar deyip geçmekle olmaz. Görevini kötüye kullanmak farklı bir olaydır paralel yapı tarafından Devletin idare edilmesi ayrı bir olaydır. Şimdi konuyu saptırıp sulandırarak dikkatleri başka noktalara çekerek kendinden olmayanı ucuz kahramanlar tarafından terbiye etmeye kalkarak paralel yapılara yol verilmiştir. Demek oluyor ki bu paralel işi devleti yönetenlerde alışkanlık yapmıştır. Sürekli kanun değiştirerek değil bazen de bu tür yapılarla rutin dışına çıkmayı daha kolay bir yol olarak seçmişlerdir. Ancak devletin kayıtlarına her şey girmiştir. Milli Güvenlik kurulundan tek beklentimiz Kaymakam ve Valilere baskı kurmadan Savcılar tarafından talep edilen soruşturmalar izin versinler, en azında İçişleri Bakanı Kaymakam ve Valilerin kendi vicdanlarının sesini dinleyerek karar vermelerini sağlasın. Milli Güvenlik Kurulu Paralel yapıları gündemin ilk sırasına koyduğuna göre Memur Sen ile ilgili bir işlem yapılacak mı yoksa bizim paraleller iyidir deyip yine koruma altına alacak mı? Bunu da kamuoyu olarak takip edeceğiz.