Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu tank yaptıklarını, top yaptıklarını her gün yeni projeyle Millete hizmet ettiklerini anlatıyor. İMF deki borçlardan bahsederken Milliyetçilik söz ile olmaz üstüne basa basa icraatla olur diyor. Biz Milletin onurunu kurtardık diyor. Kesinlikle sonuna kadar katılıyorum Milliyetçilik, onurlu duruş icraatla olur. Mesela normal hayatta da çok zengin olan onurludur diye bir kaide yoktur. Veya tankı topu olan ülkelerin her zaman düşman saldırı karşılarında onurlu duruş sergilediklerini görmeye biliriz. Kaldı ki yakın tarihte bu Millet Çanakkale de yokluğa yoksulluğa rağmen onurlu tavır sergilemiştir. Size küçük bir örnek: Kuzey Irak ta askerimizin başına kimin döneminde çuval geçirildi, bu bir onursuzluk değil miydi? Güzel ülkemde ne tür onursuzluklar yaşandı birlikte bakalım.
Onursuzluk çuvalla başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini idare edenler ilk tavizlerini Ne Mutlu Türk’üm ibaresine duyulan rahatsızlıkla göstermişlerdi, Keşke bundan rahatsız olmasaydılar. Bu taviz çorap söküğü gibi ardı ardına onursuzluklar getirmiştir.
Hakimimiz Savcımız Habur Sınır kapısına kadar götürülüp formalite mahkemeler kurulup teröristlerin yurda elini kolunu sallayarak girmelerine müsaade etmek onursuzluk değil midir?
Bu topraklarda binlerce Mehmetçiğin kanına girmiş teröristin davullu zurnalı on binlerin karşıladığı bir törenle ülkeye girişlerine müsaade etmek onursuzluk değil miydi?
Açılım süreci diye başlatılan bölünme sürecinde; TV ler vatan hainlerin Türk Milletine ve onun güvenlik güçlerine küfredecek derecede hakaret ettirilmesi onursuzluk değil miydi?
Terörist başıyla görüşüyorsunuz denildiğinde görüşen şerefsizdir denilmesi ve görüşülmesi bu görüşmelerde Milletin İzzeti Nefsiyle oynayacak kararlar alınması onursuzluk değil miydi?
Teröristlerle anlaştınız silahlarını bırakıp yurt dışına çıkacaklardı. Silahlarını bırakıp yurt dışına çıkacak dediğinizde çıkmayanlara karşı operasyon yaptınız mı? Başta Güneydoğu ve Doğu Anadolu olmak üzere her yerde ellerini kollarını sallayarak gezmelerine müsaade edilmesi onursuzluk değil miydi?
Teröristlerin yerel mahkemeler kurup halkı yargılamalarına müsaade edilmesi onursuzluk değil mi?
KCK Türk Silahlı kuvvetleri karşısında konumlandırmak, her biri suç makinesi olan KCK tutukluları tehditlere boyun eğerek serbest bırakmak onursuzluk değil miydi?
Açılım süreci diye onlarca sivil vatandaş ve Köy Korucusu faili meçhule giderken Devletin hep kendi yanında durmuş insanlar sahip çıkmaması onları bir nevi satması onursuzluk değil mi?
Köy Korucusu devletin resmi güvenlik kuruluşudur, bunları öldürüp elektrik direğine bağlayıp ağzına dolar tıkayan terörist yakalanıp aynı elektrik direğine bağlanmaması onursuzluk değil mi?.
Devlet sınırları içerisindeki Lice- Bingöl Karayolu teröristlerce kapatıldığında devletin en sert tepkiyi koymaması, ardında Varto- Bingöl Karayolu da teröristler tarafından kapatılmasına günlerce seyirci kalmak onursuzluk değil mi?
Birçok vatansever yöre insanını devletin yanında konumlandırıp sahip çıkmak yerine PKK nın kucağına itmek bir anlamda kendi insanına sahip çıkmamak onursuzluk değil mi?
Devlet Güneydoğu halkı ile teröristi kaynaştıracak proje olan; Devlet tu kakadır, zalimdir, sizi yakmıştır, asit kuyularına atmıştır, binlercenizi faili meçhul yapmıştır diyerek yöre insanını Devletmize karşı kinlendirmek onursuzluk değil mi?
2002 BDP zihniyeti her dört Kürt’ten birinde sempati görürken bu AKP Hükümetinin yanlış politikaları sayesinde her dört Kürt’ten üçünün sempatisine dönüşmesi devlet millet kaynaşmasına hizmet mi etmiştir bugün Öcalan’ın talimatıyla güvenliğin sağlandığını görmek onursuzluğun en büyüğü değil mi?
Bayrağımız Lice de gönderden indirilirken ona uzanan el orada hak ettiği cevabı alsaydı, ardından İstanbul, Adana, Mersin gibi birçok ilde Bayrağımız indirilmesi yakılması ayaklar altın alınması bu konuda hafızalarda kalacak bir işlemin olmayışı bir anlamda seyirci olmak onursuzluk değil mi?
Devletin stadında Galatasaray futbol takımı Diyarbakır da maça çıkarken okunan İstiklal Marşımızın ıslıklanması ve o maçın oynatılması hiçbir şey olmamış gibi devam edilmesi onursuzluk değil mi?
5,6 Eylül tarihlerinde haydi ayaklanıyoruz diyen siyasi partinin talimatıyla iki günde Kırk kişi hayatını kaybetmesi ve bu talimata uyulması, milyarlarca liralık maddi kaybın olması devletin acziyetinin ifadesi değil mi? Kendi ülkemizde kontrolü kaybettiğimizin onursuzluğunu yaşamış olmuyor muyuz?
Okullarımız, kamu binalarımız yakılması, Atatürk büstleri zarar görmesine devletin adeta seyirci olması onursuzluk değil mi?
Günlerce Cizre de kurtarılmış mahallelerde teröristler cirit atıp Devlete ve Millete meydan okurlarken müdahale edilmemesi, Müdahale yerine terörist başı ve onun uzantısı partiden yardım istenmesi onursuzluk değil midir?
Birçok BDP Milletvekili Televizyonlarda açık açık Türk Devleti bizim toprağımızda işgalcidir demesİ, onların bu dediklerini de Hükümet ten hiçbir tepki gelmemesi veya cılız bir iki sesin çıkması onursuzluk değil midir?
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde üniformalı silahlı terörist guruplar yol kontrollerini yapması, kimlik sorması, kahve basıp Milleti tokatlaması, bu üniformalar ve silahlarıyla yürüyüşler düzenleyip gövde gösterisinde bulunması devlet için onursuzluk değil midir?
Sonuç; keşke milletimiz onursuzluğun boyutunu görebilseydi!....