Laik cumhuriyetimize karşı yapılan bu ihanetin içyüzünü kavrayabilmek için sorulan bir kısım soruların, belirsizliklerin açıklığa kavuşması gerekiyor:
‘’ Nasıl oldu da cemaat müritleri Atatürk’ün ordusunda tümamiral ya da daha üst rütbelere çıkabildiler?
En az700 subay-astsubay ile yüzlerce sivil memur Genelkurmay istihrabatı, emniyet ve MİT soruşturmasını nasıl aşabildi de , devletin en kritik kurumuna yerleşiverdi?...
Son 30 yılda Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yönetenler uyuyorlar mıydı, yoksa onlar da zaten ezelden beri mürit miydi?...Kim göz yumdu ve ortak oldu bu ‘’gaflet, dalalet ve hatta ihanet’’e?...
Ey Laik cumhuriyetimizin savunucu evlatları; üniter laik cumhuriyetimizin; ülkemizin direkten döndüğünü bir kez daha anladınız mı şimdi?...
Anlaşılan o ki, Genelkurmay, MİT ve Emniyete rağmen, ellerini kollarını sallayarak TSK’ da üslenen şeriatçılar ordu bünyesinde tamamladıkları bürokratik darbeyi tanklara, uçaklara binerek taçlandırma aşamasına kadar gelmişler de bizim anlı şanlı genelkurmay başkanlarımız uyumuş!...
Ne var ki kudretini Metehan’ın geleneğinden alan TSK nın Vatansever komutanları darbeye geçit vermedi de rahat nefes aldık!
Bağımsız Laik cumhuriyetimize karşı bu rezillik yaşanırken; özellikle mevcut siyasi iktidarın Fettullah Gülen ve cemaati ile ne kadar içlidışlı olduğunu da vurgulamamız gerekiyor. Bu cemaatin, diğer cemaatlerin siyasi iktidarın arka bahçesini oluşturduklarını, iktidara destek verdiklerini önceden biliyoruz.İktidarın bu anlamda işlediği tasarruflar nedeniyle sicilinin bozuk olduğunu da önceden biliyoruz….
Şimdi de sıkılmadan hutbe okutuyorlar, mevlit okutuyorlar…
Ve maalesef 15 Temmuz gecesi olanları Cuma hutbelerinde, hâşâ Bedir ve Uhud ile Çanakkale ve İstiklâl savaşıyla bir tutularak aynıymış gibi anlatıldı.
Hani sizler, Çanakkale için ''Bedrin Arslanları ancak bu kadar şanlı idi'' dedi diye Mehmet Âkif'i dinsizlikle suçlamadınız mı?
Şimdi ise Bedir, Uhud, Çanakkale ve 15 Temmuzu denkleştirdiniz!
Siz var ya siz, sizlerin yapamayacağınız akrobasi yoktur!
Hutbe okunurken büyük bir kalabalık dışarıda bekliyor, içeriye girmiyorlardı. Camiye girmek için hutbenin bitmesini beklediklerini duyuyoruz haklı gerekçeleriyle…
*
Verilen hutbeyi özetlersek; Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar, Allah'ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Aziz Müminler! Bundan üç yıl önce ülkemiz büyük bir badire atlattı. Suret-i haktan görünerek yıllarca insanımızın imkân ve değerlerini istismar eden FETÖ, en sonunda vatanımıza, istiklal ve istikbalimize kastetti. Tarih boyunca nice ihaneti feraset, cesaret ve fedakârlığı ile aşan milletimiz, Allah’ın yardımıyla bu işgal girişimine de geçit vermedi. Bugün, bir kere daha millet olarak Yüce Rabbimize sonsuz hamdimizi ve şükrümüzü arz ediyoruz. Kıymetli Müslümanlar! 15 Temmuz gecesi milletin meclisini yıkmaya, gençlerimizi ve geleceğimizi esarete sürüklemeye çalışanlar, bunu din kisvesine bürünerek yaptılar. İslam’ı anlatıyor, dine davet ediyor, ümmete hizmet ediyor gibi görünürken aslında fesada çalıştılar. Böylesi bozguncuların hali Kur’an-ı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır: “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.”3 Değerli Müminler! Islah adı altında yapılan bozgunculuktan, fitne ve fesattan daha büyük tehlike olabilir mi? Peygamber Efendimiz “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmuştur. Öyleyse din adına aldatmaktan, işgal ve istismardan daha büyük suç olabilir mi? Unutmayalım ki, kendini gizleme, olduğundan farklı görünme, ikiyüzlülük, yalan, tehdit ve şantaj gibi yöntemlerle ayakta kalan FETÖ, asla İslami bir yapı değildir. Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla sözde ılımlı bir İslam kurgulamaya çalışan FETÖ, bir terör şebekesidir. Aziz Müminler! Kur’an ve Sünnete aykırı düşen hiçbir bilginin dini değeri yoktur. Sahabe neslinden günümüze kadar Müslümanların çoğunluğu tarafından takip edilen mutedil ve müstakim yolun dışında kalan anlayışlar sapmadır. İslam’a göre, Peygamberimizden başka “masum ve tartışılmaz” bir otorite yoktur. Dolayısıyla mümin, aklını, iradesini ve kişiliğini körü körüne bir başkasına teslim edemez.
Müminler ancak kardeştir. Kibirle, riyayla, fesatla, iftirayla ümmetin birliğini zedelemek, tefrikaya kapı aralamak asla kabul edilemez. Aziz Müslümanlar! 15 Temmuz’u anarken, ihaneti anlayalım ve üzerimize düşen sorumlulukları bir daha hatırlayalım. Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde, Sevgili Peygamberimizin sünnetini model alarak yaşayalım. Dini kendi menfaatleri için kullanmaya çalışanlara fırsat vermeyelim. Yüzyıllardır topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkalım. 15 Temmuz’da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi istismar etmek isteyenlere karşı uyanık olalım. Ülkemizi fitne ve fesada sürüklemek isteyen nifak hareketlerine hep birlikte engel olalım. Birbirimizin varlığını kendi varlığımız, hukukunu kendi hukukumuz, iffetini kendi iffet ve izzetimiz sayalım. Huzur, güven ve kardeşliğimizi zedeleyebilecek davranışlardan uzak duralım. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermeyelim. Devletimizin ve milletimizin bekası, ümmet-i Muhammed’in selameti için çocuklarımızın sahih dini bilgiyi, doğru yöntem ve metotlarla, ehil kişilerden almasına özen gösterelim. Onları kime emanet ettiğimize, kimlerle arkadaşlık ettiklerine, vakitlerini nerede harcadıklarına, din adına ne öğrendiklerine dikkat edelim. 15 Temmuz’un yıl dönümünde vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralarını bir istiklal madalyası gibi şerefle taşıyan gazilerimizi her daim minnet ve şükranla anıyoruz.
*
Diyanetin hazırlayıp camilerde okuttuğu bu hutbe özü itibarıyla tartışılamaz bir gerçeğin ifadesidir; Ancak FETÖ terör örgütü diye sunulan Fettullah Gülen ve cemaatinin birlikte çalıştığı siyasi yelpazenin diğer ayağı bugünkü iktidarı nereye koyacağız? Devletin güvenlik kurumlarına sızan/ sızdırılan kanı bozuk hainleri nereye koyacağız? Bugünkü iktidarın arka bahçesini oluşturan dini cemaatler değil midir? Hazırlanan hutbe yanlı bir algı operasyonudur, eksiktir.
Bugünü görürcesine Bağımsız Ülkemizin kurucu kadrosunun lideri ATATÜRK’ÜN sözlerinden biri de;
“Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”
O halde 15 TEMMUZ’DA;
Namusumun, vatanımın, dinim yüce İslâm'ın ve dahası topyekûn bir milletin ırzının bekçisi olan mübarek Mehmetçiklerimizin dövülüp linç edilmelerini, horlanıp aşağılanmalarını mı kutlayacağım? El insaf!!!
''Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi!
Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi!
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın!
Galip et çünkü bu son ordusudur İslam'ın''
Yahya Kemal Beyatlı'nın yukarıda anlattığı bu mübarek Ordunun, 15 Temmuz bahanesiyle aşağılanmasını birileri zafer- bayram olarak kabul edip kutlayabilirler ve hatta bunu ileride resmi bayram da ilân edebilirler.
Biline ki, ülkücü/ Türk milliyetçisi kimliğimle, iktidar çevreleri dahil sebep olan her kanı bozuk kimse lanetliyorum!
Ben böyle şeylere tokum bu aşağılık cinayeti işleyen Beyler!
Ben namusuna- vatanına düşkün biriyim!
Sizinle bir olup namus bekçim Mehmetçiğe kin kusamam!
Sizinle bir olup, mezarda babamın kemiklerini sızlatamam!
Çünkü aşağıladığınız bu ordu ''İslam'ın son Ordusudur''.
Kendi açımdan;
Böyle bir şeye rıza göstermek için ne kansızım ve ne de dinsizim!
Biliyorum çoğu işin farkında değil ama olunca bana hak vereceklerdir!
Dahası var!
Ben sizinle bir olup Mehmetçiğe çatarak, ırzımdan, vatanımdan geçemem. Çünkü namusu da, vatanı ve din-i İslâm'ı da koruyan Mehmetçiktir. Başkası var mı?
*
15 TEMMUZ;
Kendi içinden ve dışından Türk Ordusunu tasfiye,
Cumhuriyeti yok etme,
Anadolu’da Türk’ün varlığına son verme hareketinin başarıyla yürütülebilmesi için ustaca hazırlanmış bir askeri darbe senaryosundan, sinsi bir kılıftan öte bir şey değildir.
15 TEMMUZ GECESİ TÜRK ASKERİNDEN;
1071 Malazgirt’in,
1453 İstanbul’un,
1915 Çanakkale’nin,
1921 Sakarya’nın,
Dahası 9 Eylül 1922 İzmir’e girişinin intikamının alındığı kirli, bir o kadar da meçhullüklerle dolu bir intikam gecesidir.
15 Temmuz gecesi, Türk’ e karşı;
Kin,
Nefret,
İntikam,
Linç,
Katliam
Ve birçok düşmanlığın acımasızca sergilendiği uğursuz gecedir!
15 Temmuz gecesi;
Cübbe- Sarık- Sakal üçlüsüyle kamufle olmuş Müslüman kılıklı LAVRENSLERİN Türk’ün asker evlâtlarına alçakça saldırdığı ve kinlerin LAĞIM olup aktığı gecenin adıdır!
*
BAKIN BİR BİNBAŞI NE DİYOR!
‘’Günahsız ve masum erleri tekme tokat döven şeytani sakallı adileri, don- atlet bırakılmış savunmasız erlerin sırtlarına yumrukla vuran sivil polisleri, başı kesilerek hunharca öldürülen Mehmetçiği seyrettim gün boyunca.
Türk milletine bu günleri yaşatan tüm FETÖ cüzlere, onlarla yıllar boyu ortaklık edip her istediklerini veren tüm siyasilere, bu zamana kadar toplumun ayrıştırılmasına, anayasal kurumların ele geçirilmesine, Atatürk’e- Cumhuriyete- Türk’lüğe karşı yapılan hıyanetleri görmezden gelen topluma yazıklar olsun. Eğer bu cennet vatana hizmet ettiğimden dolayı bir hakkım varsa sizlere haram ediyorum’’diyecekti.
Kültür genlerini Türk milletinin sağlam inanç sistemiyle, gelenekleriyle, töreleriyle Tarihi şuuruyla beslemiş Türk genci, ordusunun aşağılanmasına,
Mehmetçiğinin linç edilmesine,
Cumhuriyetinin tasfiyesine sevinip bayram edemez!
Böylesi iğrenç olayların tezahür ettiği geceleri kutlayamaz!
*
EY TÜRK GENCİ!
Aklını başına, imanı gönlüne kuşan ve düşün!
Dinini yaşa, Kur'an'ı anlamaya çalış, tarihinden yüz çevirme!
Münafık, menfaatperest olup Hakk'ı bırakıp midenin ve makamın peşinden koşma!
Görünürde İslamcı iktidarların arka bahçesini oluşturan cemaat ve tarikatlar, kitle kontrolü için hazır birer sürüdür. Bu sürü, siyasi iktidara hizmet ettirilir olduğunu unutma!
Hz. Peygamberin kendi ilkel toplumunda verdiği önemli kavganın, zamanında yaşanan putperestliği şirk olarak nitelediği bezirgân diniyle Kur’an’ın getirdiği Din’i birbirine karıştırma, araştır oku ve öğren!
Döneminde putperestliği önceleyen bezirgân dininin öncüleri Hz. Peygamberi dinsizlikle suçladıklarını, öldürmeye karar verdiklerini unutma!
Ümmetçi geçinenlerin ümmeti parçaladıklarını ve ümmet-i Muhammed'e karşı düzenlenen BOP- Arap Baharı gibi Haçlı seferlerinde ümmetin yanında değil de Emperyal güçlerin yanında oldukları gözlerinizden kaçmasın!
Televizyonlara çıkartılan Vatikan bağlantılı din ajanı sahte ilâhiyatçıları dinleme ve onların itikatlarınızı bozup imanlarınızı çalmalarına fırsat verme!
Hadis, sünnet, mezhep kavramlarını netleştirerek kavra ki aldatılma!
Çağdaşlığa sırtını dönersen Kur’an’ın dininden uzaklaşırsın; Cehaletin verdiği körlükten kendini kurtaramadığın sürece de bilesin ki sonun karanlık!
Olur ki bir zaman sonra değişik FETÖcuların ihanetleriyle karşılaşabilirsin!
Eşinin, evdeşinin, evlâdının çığlıklarıyla kahrolmaya aday olabilirsin!
Allah yaşatmasın!