Halef olan insanın genlerine kotlanmış mucizevî nimetlerden biri olan bilgi, bir meta olmaktan çıkarılıp, insanlığın faydasına, hayrına, iyi ve doğru alanlarda kullanıldığında anlamlı hale gelecektir. Bu da ancak bilgiyi üretenlerin, bilgi ahlakı ile donanmış olmalarıyla mümkündür. Bilgili insan, çok bilen değil, yaratıcısından en çok sakınan insandır. Yüce yaratıcısından soyutlanmış, merhameti ve insani değerleri dikkate almayan bir bilgi anlayışının dünyayı sıkıntıların ve acıların merkezi haline getireceğini unutmamak gerekir. Bu yüzden bilim insanı ürettiği bilgi ve değerin yanı sıra, manevi ve ahlaki olarak da kendini geliştirdiği, yani ilim ile amil olduğu zaman insanlığa gerçek anlamda katkı sunacaktır.
Bilindiği gibi, bugün bilginin endüstriye dönüştüğü, ticari bir meta, bir silah olarak kullandığı bir çağda yaşıyoruz. Bilgiyi güce dönüştürenler, onu kendi emelleri uğruna kullananlar ne yazık ki dünyayı yaşanmaz hale getirdiler. Yirminci yüzyılın ikinci büyük savaşında tüm dünya ahlaktan, merhametten yoksun bir bilginin insanlık için nasıl felaketlere sebebiyet verdiğini gördü. İnsanoğlunun bilgisi atomu parçalamayı başardı, ancak bu bilgi iyi, hayır yolunda kullanılmadığında ve ahlakla bütünleşmediğinde nasıl da felaketlerin ve acıların müsebbibi haline gelebildiğini de gösterdi.
*
Yaratılış gayelerinden başlıca biri de, bilgiyi üreten insanın güvenliği ve mutluluğu için bilgi ve ahlakın birbiriyle ilişkili olması zorunluluğu vardır ya da bilginin ahlakla, ahlakın da bilgiyle yakından ilişkili olduğu aşikârdır.
Ahlak, akıllı ve özgür irade sahibi varlıkların, bütün hayatlarında ve bilhassa birbirileriyle ilişkilerinde, iyi duygu, düşünce ve davranışlar içinde bulunmaları amacıyla ilahi vahiy ve nebevi örneklerle geliştirilip, toplumsallaşma sürecinde yeni nesillere aktarılan değerler, erdemler ve kurallar bütünüdür.
Sonuç olarak, bilgi- ahlak ilişkisi yahut ahlaklı bilgi ve bilgili ahlak birlikteliği; ahlaki ve ilmi değerlerine kolay kolay paha biçilemeyen yüksek bilgi ve erdem abidesi insanlardan müteşekkil temiz bir bilgi toplumu ve yetkin bir insanlık ailesi oluşturmak için, çok daha sağlam bir temel, çok daha güçlü bir yapı, çok daha parlak bir umut ışığı ve hepsinden önemlisi çok daha müstakim bir yoldur.
Ve ‘’bilgi ahlak’’ı, yanlış olanı kaldırıp bir kenara atmayı gerektirir olduğunu vurgulayan yaratılış gayesini kavramış insan olduğumuzun parametresi olacaktır.
*
Bireyi muhatap alan Din, bireyle cemiyet-toplum- arasında kurulması istenen ve adaleti önceleyen dengeleri oturtmaktır.
Şuurla, bilinçle düşünen insanlar için Din insan ilişkilerinde, bireyler arasında sevgi bağlarını güçlendirmektir; samimiyettir; dürüstlüktür; ilimdir; çağdaşlıktır; fayda üretmektir.
Bilinmeli ki, İnsan tek şuurlu varlık. Dünyaya gelir, kendisine verilen hayatı yaşar ve Allah’a geri döner. Bu zaman tek kullanımlıktır, tekrarı yoktur. Yaratan, insanı başıboş bırakmamıştır.
*
Rusya/ Ukrayna savaşıyla, savaşların çirkin yüzünü evimizin köşesinde seyretmemiz bu yazıyı yazmama neden oldu.
Teknolojinin son ürünü kan kusan silahların hedefinde çocuklardan kadınına kadar herkes… Savaşın kurallarına aykırı cinayet işleniyor.
Kadın, çocuk, yaşlı diye bir ayrımın yapılmadığını...
Siviller de savaşın mağduru oluyor...
Rusya bu ayrımı asırlardır yapmıyor, ABD ise hiç yapmıyor...
Japonya’ya attıkları atom bombası yüzünden milyonlarca insanın öldüğünü unutmadık daha...
Irak’ta sivillere yönelik yaptıklarını da görünce…
Evet; Kur’an’ın ifadesiyle bir hesap günü var… Tevrat ve İncil kitaplarında da hesap günü var -- day of reckoning-- Ebedi Âlemde Yüce Yaratıcıya karşı verilecek bir hesap… Ezenlere, zalimlere, sömürenlere karşı uygulanacak müeyyideler olmalı. Akıl ve mantıkla donanımlı beşer denen insanın özgür iradesiyle işlediklerinden sorumlu olduğu, Ebedi Âlemde beşer üstü İlahi Adalet Sistemiyle yargılanmasının çok doğal olduğu İlahi yaptırım olmalı düşünenler, akledenler için.