Bir Müslüman’ın mazeretle vaz geçemeyeceği yegâne ibadet kıldığı namazdır.
Namazın omurgasını oluşturan Fatiha Süresi önemli bir duadır. Rükün ve secdede ne diyoruz? Yüce Yaratan her türlü eksikliklerden uzak en ala ve en güçlüdür. Rükün ve secde aynı zamanda bir baş kaldırıdır, İnsanı köle diye kullananlara karşı bir isyandır.
Niçin ve neye karşı baş kaldırıdır?
Diyoruz ki; ben kula kulluk, bağlılık değil Yüce Yaratana kulluk yaparım. Kişiyi ya da toplumu sömüren, aşağılayan hainlere zulmedenlere karşı her türlü sömürünün ihanetin karşısındayım.*
O halde bu sözüm kime ya da kimlere?
Sözüm, namaz kılıp bu millete merhamet etmeyenlere!
Sözüm, namaz kılıp bu milletin acılarını yüreğinde hissetmeyenlere!
Sözüm, namaz kılıp zinaya, fuhşa, gaspa, vurguna göz yumanlara!
Sözüm, namaz kılıp bu millete her gün yalan konuşanlara!
Sözüm, namaz kılıp bu milletin haklarını acımasızca har vurup harman savuranlara!
Sözüm, milyonlarca Türk evlâdının şehadet kanlarıyla yoğrularak Türk’e vatan yapılan bu topraklara ve bu topraklar üzerinde kurulu olan Cumhuriyete ihanet edenleredir!*
NAMAZ
LİMON
VE MERHAMET- ADÂLET- DÜRÜSTLÜK- HAKKANİYET
Manavdan aldığınız limonu o kas katı haliyle çorbaya sıktığınızda suyunu vermeyeceği içindir ki limon önce elde ovulur, yumuşatılır ve kesilip sıkılınca da suyunu bolca verir, böylelikle de çorbanız lezzet bulur.*
Kas katı olan kalpler de tıpkı yumuşatılmamış sert limon gibidir. Bu gibi katı kalplerden merhamet hâsıl olmaz. Böylesi kalplerden merhamet, adâlet, sadakat ve hakkaniyet yerine kin, nefret, husumet, intikam duyguları akar!*
Kalplerde merhamet hâsıl olması için, kalplerin namaz denen ibâdetle yumuşatılması lazım gelir ki merhamet hâsıl olup, yumuşatılmış limondan su damlayıp çorbaya lezzet katışı gibi namazla yumuşatılmış kalpten de merhamet damlayarak insanlara faydalar teminiyle hayatı ve çevreyi lezzetlendirsin.*
Bir insan namaz kıldığı halde şayet kalbi yumuşayarak, kalbinde insan sevgisi, vatan millet sevgisi, devletine sadakat, merhamet, adâlet, dürüstlük, kanaat ve hakkaniyet gibi yüce duygular hâsıl olmuyorsa; o kişinin kıldığı namaz mekânik bir hareketten ibâret olup, secdeye ruhuyla değil de, secdeye sadece bedeniyle gidiyor demektir.*
Ruhu başka işlerle meşgul olup, secdeye sadece bedenleriyle gidenlerin namazları aerobikten başka bir şey değildir. Böylesi namazlar kültür- fizik, beden eğitimi, jimnastikten ibarettir.*
Yüce Yaratıcı bu gibi insanlar için ‘’Onların kıldıkları namaz, sadece zahmet olarak yanlarında kalacaktır’’ diye buyuruyor.
Yine, ‘’Kıldıkları namazları yüzlerine çarpılacaktır’’ deniliyor.
Çoğu kere ‘’Ya Rabbi, hesap günü namazları yüzlerine vurulanlardan eyleme’’ diye dua etmiyor muyuz?*
Allah'ı bırakıp, makamı, rütbeyi ve maddeyi Mabut edinenler, Allah'a değil de sadece ve sadece, makamı verecek olana, menfaat umduğu şahsa, içi para dolu kundura kutularına secde ederlerin kalpler kaskatıdır, namazları ise yarın hesap günü yüzlerine çarpılacaktır!*
Allah mı?
Yoksa makam, şöhret ve para mı?
Allah derlerse inanmayın!
Namazları mekaniktir kanmayın!*
BİR DE KENDİMİZE BAKALIM!
Bizler Allah la aldatanlar değil;
Fert olarak, toplum olarak Allah’a ne kadar yakınız?
Ahlaki anlamda, insana karşı, yaratılana karşı Allah’a ne kadar kuluz ve kulluk görevlerimizi ne kadar yerine getiriyoruz?
Toplum olarak isyankârız!
Allah’ın mülkünde Allah’a, Kur’an’a ve elçisi Ahlak Peygamberi HZ. Muhammet Mustafa’ya karşı muhalefet halindeyiz!
Her şeye müstahakız!
Çektiklerimiz az bile!