1526-1858 Arasında tarih sahnesinde yer alan, resmi dili Çağatay Türkçesi ve Urduca olan, Türk hanedan Babürler tarafından yönetilen, yaşadığı yüzyıllarda dünya nüfusunun 1/4 ünü sınırlarında barındıran, farklı din ve dili olan birçok insanı barış içinde bir arada yaşatan bir devlet idi.
Türklerin Hindistan'da görülmeleri milâttan öncesine dayanmakla beraber belli başlı hükümdarlıkları şöyle sıralayabiliriz
.
* Delhi Türk Sultanlığı (1206- 1413)
* Şemsiye Hanedanlığı (1211- 1266)
* Balaban Hanlığı (1266- 1290)
* Kalaç Türkleri (1290- 1321)
* Tuğluklar (1321- 1413)
* BABÜR Devleti (1526- 1858)
* Nizam şahlar (?-1532)
* Kutubşahlar (?- 1636)
* Adil şahlar (?- 1687)
"1526’da Hindistan’da yeni bir devir başladı. Babür’ün liderliğinde Delhi iktidarına yeniden Türkler geçti. 1858’e kadar Kuzey Hindistan’da iktidarda kalan bu hanedanın atası Babür-Şah Moğollardan bahsederken; “Şu uğursuz Moğol yağmacıdır. Yağma yapacak birilerini bulamazsa döner kendi milletini yağmalar” diyecek kadar kendini Moğol’dan ayırmasına, Türkçeyi konuşup, Türk kültürünü temsil etmesine rağmen; batılı yazarlar, Babür’ü ve Babürlüleri Moğol yapmıştır. Babür Türk İmparatorluğu Babür Şah ile başlamış ve Hümayun, Ekber, Cihangir, Şah Cihan ve Evrengzib Şah ile devam etmiştir. Bugün Hindistan’daki önemli tarihi eserlerin büyük çoğunluğu Babürler dönemine aittir."
1739 yılında İran tahtını Türkleştiren Afşar hanedanının kurucusu Nadir Şah güçleri tarafından Karnal Savaşı'nda mağlup edilen Babür İmparatorluğu, 18. yüzyılın ortalarından itibaren idari ve ekonomik olarak zayıflamaya başladı. Son imparator Bahadır Şah II'ın sadece şehir üzerinde otoritesi vardı. 1858 yılında bir isyan üzerine bölgeye müdahale eden İngiliz'lerce Babür İmparatorluğu'na son verilerek Hindistan, Büyük Britanya İmparatorluğu'na bağlanmıştır.
Bir büyük Türk imparatorluğu Iranın başındaki öbür Türk hanedan tarafından çöküş sürecine itilmiş, muhtemelen organize bir iç isyanı müteakip de İngiliz emperyalizminin eline geçmiştir.
Yani Çanakkale'den sadece ve sadece 57 yıl önce TAÇ MAHAL gibi bir dünya harikasını inşaa etmiş Hindistan Türk Devleti, İngiliz emperyalizminin elinde can vermiştir.
Bugün Dünyanın her yerine yayılmış Türk nesilleri bunları bilmeli soğukkanlılıkla üzerinde tefekkür etmeli ve gelecek asırların milli projelerini bu projeksiyonlarla aydınlatmalıdır.
Unutulmamalıdır ki 150 yıl önce Hindistan'da bir Türk devleti vardı, şimdi yok ve bu gerçeği ne Türkiye'deki Türkler nede Hindistan’daki Türkler ve namuslu Hint aydınları bilmemektedir.
Milli hafıza, kolektif öfke, pozitif içtimai kin bir cemiyetin istikbali için olmazsa olmazlarıdır.
Not: Türk Tarihini içselleştiremezsen Türk Milletine mensup olmaktan sakınca duyarsın, soysuz kalırsın. Türk çocuğunun milli kimliği ve çağdaşlığı için Türk Milli Eğitiminin temeli Türkçe-Matematik-Tarih derslerinden mürekkep olmalıdır. Diğerleri çağdaşlığı içeren meslek dersleridir.
EY TÜRK TİTRE KENDİNİ BUL!