İstihdam yaratmayan,üretmeyen,tüketim üzerine odaklı ucuz yollu popülist politikaların sonucu küçülen ekonominin dar gelirliyi perişan ettiği, her üç gençten birinin işsiz olduğu, iş hayatına girenlerin de yetersiz koşullarda çalıştığı, iş güvencesinin olmadığı, asgari ücretin açlık sınırının altına düştüğü bir süreçte Meclis Başkanının, acıklı bir ifadeyle, milletvekillerinin geçinemediğini ifade etmesine ne desiniz?
Geçinemeyen muhterem milletvekillerinin maaşları 22 bin 200 lira… Makam tazminatları 2938 lira… Bu yetmiyor! Özel hizmet tazminatları da var: Üç ayda 12 bin 840! Ayrıca üç ayda 25 bin 113 lira yolluk da alıyorlar…
Çocuk yardımı, sosyal güvenlik primleri, vesaire… Böylece bir milletvekiline üç ayda ödenen toplam para: 79 bin 583 lira 81 kuruş.
Kimsenin malında mülkünde gözümüz yok ama ‘’Geçinemiyoruz’’diye ağlaşmanız bu yoksul milletle alay emek olmuyor mu? Çıkın pazara gerçek enflasyonu görün bakalım! Sizin ana görevlerinizden başlıca biri de üretimi teşvik edecek, enflasyonu aşağıya çekecek çalışmalar yapmak değil mi?
Ama siz, yerinizi koruma adına ancak halk yardakçısı çalışmalar yaparsınız! Köklü çözümlere gidemezsiniz! Sizin için enflasyonla mücadele etmenin bedeli ağırdır o sadist ikbalınız adına!
Çünkü enflasyondan kalıcı olarak kurtulmanın tek yolu yapısal önlemler almaktır. Yapısal önlemler orta ve uzun vadede gerçekleşir. Ancak bu nedenle toplum bir süre sıkıntı çeker. Bunun için siyasi iktidarlar bu güne kadar yapısal önemlerde geri durdu. Çünkü yapısal çözümler toplumun bir süre fedakârlık etmesini ve iktidarlarında halk yardakçılığından uzak durmasını gerekli kılıyor.
Ayıca bu gün yaşamakta olduğumuz istikrar sorunu, geçmiş olanlardan çok farklıdır. Sorunlar birbirini tetikliyor. Adeta panik yaşanıyor. Bunların başında demokrasi ve hukuk sorunu geliyor
Gerçek o ki, biz enflasyonu değil enflasyon bizi yönetiyor.