Lafı hiç eğmeye bükmeye gerek yok.
Kitabın tam ortasından ve gerçeği konuşalım...
Bu kardeş Türk Cumhuriyetlerinin, 27 Eylül'den bugüne kadar, Azerbaycan -Ermenistan Savaşı'nda, Azerbaycan'a destek verdiklerini duyan var mı?
Yok!..
"Ateşkes yapılsın.." gibi baştan savma, birkaç soluk, cılız sesten başka sesleri solukları çıkmadı !..
Ve de neyin ateşkesi yapılsın? Hem yapıldı da ne oldu?...
Ermeniler işgal ettikleri Karabağ topraklarından çıktı mı?..
70 yıllık Komünist rejimin esareti, bu kardeş devletlere kimliklerini unutturmuş, akıllarını başlarından almış demek !..
Bu şu demektir:
Maalesef, kardeş Türk Cumhuriyetleri milli kimlik bilincinden uzaklaştırılmış olduklarından, henüz daha MİLLETLEŞME SÜRECİNİ tamamlayamamış olmalarının ağır tezahürü olarak karşımıza çıkmıştır...
Pekii, KKTC'nin durumu çok mu farklı?..
Başbakan Ersin Tatar'ın %51 oyla kazanmasına seviniyoruz da; kaybeden eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Rum tezlerini destekleyen bu adama %49 oyu kim verdi ?...
Bu işin tek suçlusu olarak, Türk Devletlerini ve KKTC'yi görmek ucuzluktur. Sorumluğu onlara atarak TC Devletimiz bu vebalden kurtulamaz...
Bu demektir ki devletimiz kardeş Türk ülkelerine karşı üzerine düşen mükellefiyetleri yerine getirmemiş, getirememiştir...
Hemen derhal Dış Türkler Bakanlığı kurularak işe başlanabilir..Ortak tarih ve ortak kültür bilinci geliştirilmeli, mümkün mertebe alfabe birliği sağlanmalıdır...
Tüm okullarımız ve Üniversiteler arası iş birliği en üst düzeye çıkarılmalı, ekonomik iş birliği sağlanmalıdır...
Altı Türk Devletinin yanı sıra, yarı bağımsız Türk toplulukları ve Hıristiyan Gagavuz Cumhuriyeti gibi her alanda Türkiye'nin yanında olan Cumhuriyetlerle derhal , behemehal, " dilde, fikirde, işte birlik" projesi çalışmaları başlatılarak, bağımsız Türk Cumhuritetleriyle ( TÜRKİ DEĞİL, BU UYDURUK KELİME...) bir pakt kurularak işe başlanmalıdır...
Liderler gelir, gider değişir...Ülkü ve idealler bakidir...Bu sessizlikleri bizim TURAN İDEALİMİZE engel teşkil etmez...
Türk Cumhuriyetlerinin pasif ve tarafsız tutumlarından dolayı tabi ki sorgulamak ve de suçlamak hakkımız olsa da, önce iğneyi kendimize batırmamız gerekmektedir.