Baştan diyeceğimi diyeyim; yazı uzun diye okumak istemeyenler, boşuna yorulmasınlar.
Onlar için giriş bölümü yeterli olsun...
*
İktidarın ipi Amerika'nın elindedir.
ABD dilerse:
Bir fiske ile iktidarı yerle bir eder; iktidarın kibirlileri, dünyada kaçacak delik bulamazlar.
*
Net olarak ifade ediyorum:
İktidara "Kürt Sorunu" başlıklı yeni bir proje, ev ödevi olarak verildi.
Bölgedeki gelişmeler, Türkiye'nin durumu uygun hale geldi.
Amerika süreci yeniden başlattı.
*
Son günlerdeki gelişmelerin; esası, özeti tam da budur...
*
Her zaman olduğu gibi Bahçeli, öncü olarak sahaya sürüldü.
Birileri tarafından hazırlanmış yazılar, kendisine Meclis'te okutturuldu.
Düşünce, karar verme yetisini kaybettiğine yakından tanık olduğum Bahçeli'ye ilk adım attırıldı.
AKP'nin şimdilik, geride konumlanması gerekiyordu.
AKP'ye oy verenler zaten çantada keklikti.
Reis buyurur, onlar yapardı.
*
MHP camiası kandırılmadan, ikna edilmeden ABD projesi uygulamaya sokulamazdı.
Geçmişteki "Açılım Süreci" başarılı olamamıştı.
MHP'nin kararlı duruşu, bunda etkili olmuştu.
Aynı hataya düşmemek gerekiyordu.
Dünden ders alınmıştı.
*
MHP'ye kabul etmeden, iktidar hiç bir şey yapamazdı.
Sistem böyle kurgulanmış; böyle gelişmişti.
"Ilımlı İslam" ile "Ilımlı Milliyetçilik" yol arkadaşı yapılmıştı.
Ayrılmaz biçimde bir araya getirilmişti.
Reis, bir anlamda MHP'lilerin de lideri yapılmıştı.
*
DEM'liler İmralı'ya gittiler, Apo ile buluştular.
Şimdi, partileri dolaşmaya başladılar.
Geçen defa "Yaz bakalım Sırrı" emrine uyduğu gibi, Meclis Başkan Vekili Sırrı; Apo'nun mesajlarını not aldı, yüklenip geldi.
*
İlk ziyareti; ilk adımı atan MHP'ye yaparak nezaket gösterdiler.
Apo Meclis'e gelmeden, Bahçeli'ye selamı ve Meclis'e mesajı ulaşmış oldu.
AKP'yi sonraya bıraktılar.
Televizyonlarda görmüşsünüzdür...
Gülücükler, karşılıklı iltifatlar gırla gitti.
Bahçeli tarafından kapıda karşılandılar.
Aman ne kadar mutluydular değil mi?
Türkmen Bey'ine kehribar tespih bile hediye ettiler.
*
DEM'liler, diğer partileri de dolaşacaklar.
Varsın dolaşsınlar beni ilgilendirmez.
Kimselerin ayağını taştan esirgeyecek değilim...
*
Tüm numaralar:
Toplumu, ABD planına hazırlamak amacıyla yapılan politik cambazlıktan ibarettir.
"Bakın işte, çözümün adresi Meclis; sakınca yoktur" algını güçlendirmeye yönelik "Piar" çalışmasıdır.
*
Göz boyuyorlar.
Devşirilmiş elemanlar, ABD'nin yazdığı senaryodaki rollerini oynuyorlar...
*
Bakın buradan, altını kalın çizgi ile çizerek söylüyorum.
DEM, terör örgütünün partisidir.
Bu partinin milletvekillerinin, belediye başkanlarının, yöneticilerinin tamamına yakını, PKK militanlarıdır.
Buna dair binlerce örnek vermek mümkündür.
*
DEM'e oy veren vatandaşların ezici çoğunluğu, bu partiye oy vermekle birlikte, kesinlikle PKK'nın çizgisinde değildirler.
DEM'e oy vermelerinin nedenleri, bu yazımın konusu değildir.
Gerek duyarsam başka bir gün yazarım.
*
"Kürt Sorunu" diye kıçlarını yırtan herkese sormak gerekir.
"Kürt Sorunu" nedir?
Sorunun ve çözümün, ne olduğunu açıkça beyan etmeyen her siyasetçi, sahtekardır.
Gaflet ve dalalet söz konusu dahi olamaz.
Hıyanet içerisindedir.
*
Hadi öyle diyelim, öyle oldu farz edelim...
Hani profillerine Atatürk resmi koymuş, kendilerini cumhuriyetçi, sosyal demokrat, ilerici, hümanist olarak kabul eden; beyinleri bulaşık süngerine dönmüş dangalakların istekleri, PKK'lılarla birlikte yerine getirilmiş olsun.
"Anadilde eğitim" ile alakalı anayasal, yasal düzenlemeler yapılsın.
Kürt Sorunu çözülmüş mü olacaktır?
PKK silah mı bırakacaktır.
Terör sona mı erecektir?
Elbette hayır...
Sadece ilk adım atılmış olacaktır.
*
"Kürt sorunu" yaygarası:
İlk adımdan cesaret bularak, daha da hız kazacaktır.
*
Bu defa:
"Eşit yurttaşlık Anayasa'da yer alsın, yerel özerklik olmalıdır, Anayasa'dan Türk kavramları çıkarılsın" şartları ileri sürülecektir...
İstekler kabul edilse bile, talepler burada duracak mıdır?
Asla durmayacaktır.
Duracağına ancak budalalar, sokma akıllılar inanır.
*
Başka bir safhaya geçilecektir.
"Kürdistan bölgesi belirlenmeden, federasyon kurulmadan, Kürt sorunu, asla çözülmez" denilmeye başlanacaktır.
Yeni gerekçeler, yeni dayatmalar sıralanacaktır.
İşin doğası böyledir.
*
Tüm bu ödünlerin, PKK tarafından verilen silahlı mücadele sonucu alındığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yenildiği, Kürt bağımsızlık savaşının kazanıldığı söylenecektir.
*
Lafı uzatmanın anlamı yoktur.
Apo, Kandil, PKK, DEM'e; bunların peşine takılmış zibidilere göre göre Kürt sorunu olarak kurgulanan oyunun tek amacı vardır.
O da ayrı bir devlet kurmaktır.
ABD'nin emellerine hizmet etmektir.
*
Türkiye'den 22 vilayet alınarak; Irak'tan, Suriye'den, İran'dan koparılacak bölgelerde bir Kürt devleti kurma planlanmıştır.
Amerikalılar bunu gizli saklı yapmıyorlar.
Defalarca anlattılar; yazdılar, çizdiler konuştular.
*
Bakın bu süreç başlatıldığı zaman, sonraki gelişmeler uzun yıllar almaz; bir başlamaya görsün, ilk adımdan sonrası hızla gelişir; anında uluslararası sorun haline getirilir.
Durduramazsınız.
*
Türkiye'nin bölünmesi sosyolojik bakımdan olası değildir.
Türk halkı, birlikte yaşama kültürünü yakalamış, kaynaşmış bir toplumdur.
Tüm etnik yapılar birbirleriyle akraba olmuşlardır, kaynaşmışlardır.
Kimi kimden ayıracaksınız?
*
Türkiye'yi parçalama planı, geçmişi olan dış dayatmadır.
Bu dayatmanın işbirlikçileri, "Kürt Sorunu" tellalı siyasetçilerdir.
Ne yaparsanız yapınız:
PKK silah bırakmayacaktır; taktiksel ara verişler, bu gerçeği değiştiremeyecektir.
*
Terör konusunda muhatabımız bellidir.
Doğrudan Amerika'dır...
Apo denilen cani, DEM denen PKK partisi, Kandil olarak adlandırılan terör karargahı; ABD'nin elemanlarıdır, kuruluşlarıdır.
*
ABD istemezse, ülkemizde mantar tabancası dahi patlamaz...
"Kürt sorunu" üç-beş etnik ırkçının ütopik rüyaları olarak kalır...
*
Terör sorununu, "Kürt Sorunu" olarak pazarlıyorlar.
Topluma yedirmeye çalışıyorlar.
Bu tuzağa, ancak enayiler düşer.
Amerika'ya göbekten bağlı olmayan bir yönetim; oturup Amerika ile terör sorununu konuşur ve çözer.
Türkiye'nin stratejik konumu çok değerlidir.
Şimdi ayrıntılara girmenin anlamı yoktur.
Yeter ki:
Türkiye, Türkiye'den yönetilsin.
*
Net olarak ifade ediyorum...
Amerika, Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin düşmanıdır.
Bu gerçeği açıkça söylemeyen siyasetçiler namussuzdur.
*
Türk Milletinden gerçek düşmanını, saklayanlar:
Türkiye'nin düşmanlarıdır.
*
Hiç kimse ham hayale kapılmasın...
Türk Milleti, ülke siyasetinin kulu kölesi değildir.
Meclis'te temsil edilen bir kaç partinin esiri hiç değildir.
*
Anayasa'nın 6. Maddesi aynen şöyledir:
"Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz."
*
Bu hüküm 1921, 1924, 1961, 1982 Anayasalarında da yer almıştır.
*
Türk milletinin egemenlik hakkına uzatılacak her el, Türk milleti tarafından kırılacaktır.
Bunu herkes böyle bilsin.
Buna asla izin vermeyeceğiz.
*
İkinci bir İstiklal Harbi vermemiz gerekiyorsa, hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Bedeli ve sonuçları ne olursa olsun:
Türk Milleti buna hazırdır.
Azimli ve kararlıdır.
*
Özetle:
"Kürt sorunu" küresel bir dayatmadır.
Türk milletini bölmenin, Türkiye'yi parçalamanın kısaltılmış adıdır.
*
Allayıp pullayıp, bu gerçeği toplumdan gizleyen herkes şerefsizdir...
Barışın, sevginin, hayatın, gerçeğin ve insanlığın düşmanıdır.
*
Ülkemizin sorunları yok mudur; vardır.
Demokrasi, laiklik, insan hakları, hukukun üstünlüğü, çağdaş eğitim, çevre, basın ve ifade özgürlüğü sorunları vardır.
*
Enflasyon, işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, kamu yağması, gelir dağılımı bozukluğu, alın teri sömürüsü, haksız kazanç, adaletsiz vergi, haraç gibi ceza sorunları vardır.
*
Parti devletinin, tek adamın yarattığı sorunları vardır.
*
Her geçen gün artan yetersiz beslenme, örtülü açlık sorunu vardır.
*
Denetim yetkisi olmayan, bütçe yapamayan, tepeden gelen emirleri kanunlaştıran, göstermelik Meclis sorunu vardır.
*
Kurumsal niteliğini kaybetmiş devlet sorunu vardır.
*
Her devlet kurumuna çökmüş, ayrı bir mafya sorunu vardır.
*
Uyuşturucu, kumar sorunu vardır.
*
Ülkemize yakışmayan Siyasi Partiler Kanunu, Seçim Kanunu, Meclis İç Tüzük Kanunu sorunu vardır.
*
Yaygın sefalet, örgütlü cehalet sorunu vardır.
*
İltimas, kayırma sorunu vardır.
*
Üretmeden tüketme sorunu vardır.
*
Eğitim sorunu vardır.
*
Uydurdukları dini kullanarak, Türk olan her şeyi yok etmek isteyen yobazlık sorunu vardır.
*
Türkiye'ye çökmüş dinci faşizm sorunu vardır.
*
İktidarı, muhalefetiyle; ülkemizde siyaset sorunu vardır.
*
Özetlediğim tüm bu sorunlar:
Ülke siyasetinin, satılık siyasetçilerin ülkede sebep olduğu sorunlardır.
*
Son sözüm şunlar olsun...
Irak'ta, Suriye'de "Kürt Sorunu" nasıl çözüldüyse, Türkiye'de de aynı şekilde çözüm istiyorlar.
*
Buna asla geçit vermeyeceğiz.
Pahası ne olursa olsun, gereğini yapacağız.
*
Yurdunu ve devletini koruyamayan, ona sahip çıkamayan kişinin onuru yoktur, onuru olamaz.
*
Tek kişi kalsam da çoğunuza yeterim!
*
Severim(!) lan sizin Kürt sorununuzu da, Kürt sorunu diye konuşan ağzınızı da...