YAŞASIN IRKIMIZIN TURAN BİRLİĞİ
Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin, 09.10.2019 saat 16 itibarıyla, Suriye’nin kuzeyinde ki PKK/YPG terör örgütlerine karşı başlattığı temizlik harekatından hemen sonra, AB’ nin 28 ortak üyesi ile, Türkiye’yi uyarmak amacıyla hazırladıkları bildiri MACARİSTAN TARAFINDAN; ‘’ÜLKELER SINIRLARINI SAVUNABİLİR..’’ gerekçesiyle VETO edilmiştir.
.
Hiçbir konuda birbirleriyle anlaşamayan, ortak bir kararla İSRAİL’İ bile veto edemeyen, ARAP ülkeleri, Türk Milleti söz konusu olunca tarihten gelen KİNLERİYLE, Türkiye’nin teröristlere karşı başlattığı harekata oy birliğiyle karşı çıkarak, Türkiye’yi kınamışlardır. Başta FİLİSTİN DEVLETİ olmak üzere tüm Arap ülkeleri, İsrail’e ve ABD’ye karşı veremedikleri tepkiyi, Türkiye’ye gelince eksiksiz ve firesiz karar almışlardır...
.
Arap Ülkeleri, ülkemize karşı bu kararı alsalar ne yazar almasalar ne yazar, önemli olan bu değil!..Din ve ümmet kardeşliği altında İsrail’e karşı her daim Filistin’in yanında olan Türkiye bir defa daha Araplar tarafından arkadan hançerlenmiştir.
.
Hani ne oldu, ümmet birliği, İslam kardeşliği!?...İnşallah içimizde ki Siyasal İslamcılara bu tarihi karar ders olur...
.
Müslüman geçinen Araplar’ın tarihi Türk düşmanlığı karşısında, Hıristiyan MACARLARIN verdiği bu ders ister istemez bizi tekrar tarihin tozlu sayfalarına bir daha göz atma imkanı verdi...
.
Hiçbir polemik içine girmeden Macarların kökenleri ve Türkler ile akrabalıklarını tarihin ve belgelerin ışığında kısaca inceleyerek hatırlayalım...
.
MACARLARIN (HUNGARIANS) TARİHSEL KÖKENLERİ VE TÜRKLERLE AKRABALIKLARI
Macaristan’ın bizdeki İLBER ORTAYLI’SI olarak tanınan Macar Bilimler Akademisi Sosyal Bilimler Araştırma Merkezi Genel Müdürü , Türk Tarih Kurumu fahri üyesi olan ünlü Macar Türkolog PAL FEDOR, Budapeşte’de ki Yunus Emre Türk Kültür Merkezinde; ‘’ TÜRKLER VE MACARLAR’’ isimli bir konferans vermiştir.
.
4 Aralık 2014 tarihinde, Türk ve Macar dostluğunun ve kardeşliğinin anlatıldığı bu özel etkinlikte; iki halkın dostluğunun çok eski tarihlere dayandığını belirtmiştir.
.
PAL FEDOR , söz konusu konferansta özetle:
‘’Macarlar 895 yılında bugünkü yerleri olan Orta Avrupa’daki topraklarını yurt edinmeden önce Orta Asya’nın bozkırlarında Türklerle aynı topraklarda yaşamışlardı’’ demiştir. Bizans İmparatorunun Macarlara, TÜRK’’ dediğini vurgulayarak, ‘ Macarların göç ettikleri döneme baktığımızda Türklerle aynı dine ve adetlere sahip olduğumuzu görüyoruz Türk ve Macar dillerine baktığımız zaman da bir çok ortak kelimenin varlığı dikkat çekmektedir. Mesela: Sakal- balta-arpa- tepsi- elma...gibi.
.
Ayrıca Türklerin İşlamiyeti, macarların da Hıristiyanlığı kabul etmeden önce ortak isimler kullandıklarını da biliyoruz’ diye konuşmuştur.
.
Macarlar ve Türkler Orta Asya bozkırlarında ŞAMAN dinine mensuplardı.Macarlar Avrupa’ya göçlerinden sonra Hıristiyanlığı, Türkler ise Anadolu topraklarına vardıklarında Müslümanlığı kabul etmişlerdi..Macar ve Türklerin adetlerine, halk oyunlarına, giyim kuşamlarına bakıldığında da bir çok ortak yönler bulunduğunu da işaret etmiştir...
.
Tarihçiler; günümüzdeki Türkçe ismiyle Macar, resmi adıyla ‘HUNGARİA’ halkının bu bölgeye, GÖKTÜRK DEVLETİNİN dağılmasıyla birlikte göç etmişler ve bugünkü Macaristan (Hungaria) Devletini kurmuşlardır...
.
Macar tarihçileri yaptıkları GEN BİLİMİ araştırmalarında; Türklerin genetik izi olan Altay-Sibirya doğumlu (R1) ATA GENLERİNE %40 dan fazla bir oranda rastlanılması sebebiyle Macarların, Türklerle ÇOK YAKIN AKRABA OLDUKLARI, HATTA TÜRKLERİN MACARİSTAN’IN kurucuları arasınsa en önemli gurup olduklarını Macar tarihçileri yaptıkları araştırmalarla tespit etmişlerdir..
.
Macaristan’da yapılan bütün bu GEN ARAŞTIRMALARI, yaklaşık 200-250 yıldır devam eden ‘ MACAR KİMLİK’ tartışmalarını iyice alevlendirmiştir. Yukarıda da belirtildiği gibi, bundan 1000 yıl önce, kavimler göçünün de etkisiyle, Orta Avrupa’ya gelen Macar boylarının, yapılan etnik araştırmalarla Türkler’e benzediklerini bilimsel olarak kanıtlamışlardır...
.
Bu araştırmalarda , Macar boylarının Orta Avrupa’ya geldiği yıllarda bu ülkenin ilk kralı olan ARPAD hanedanından III. BELA’NIN KEMİK ÖRNEKLERİNDEN ALINAN DNA’larda aynı sonuçlar çıktığı Macar tarihçileri tarafından açıklanmıştır. Araştırmalar, 1000 yıl önce bu topraklara yerleşen ilk Macar boylarından bir gurup insanın yeni bulunan mezarlarındaki kalıntılar üzerinde de yapılmıştır...
.
Macarların Türklere olan ilgi ve yakınlıkları bir hakikattir. Dolayısıyla Macarların atalarının HUN TÜRKLERİ olduğu inancı, Macarlar arasında o şekilde yaygınlaşmıştır ki; Macaristan Avrupa Birliğine katıldığı yıllarda, kendilerin HUN KÖKENLİ gören aydınların öncülüğünde on binlerce Macar imzalar toplayarak kendilerini Avrupa Birliğinde HUN AZINLIK olarak kabul ettirmeye çalıştıkları bilinmektedir...
.
Artık günümüzde de bu olgu o derece yerleşmiştir ki, tarihi tezler ne derse desin, Macaristan’da, TURAN HALKLARI BİRLİĞİ havasında gerçekleştirilen festivaller, Macar ve Türk Devletleri tarafından de desteklenmektedir...
.
Yine Macar Doğa Bilimler Müzesi yetkilisi olan ANTROPOLOG ZSOLT BERNART, Bizans İmparatorunun Macar Krallarına TÜRK KRALI diye hitap ettiklerini söylemiştir. Bernart, Macarların kökenlerine ilişkin tartışmaların yüzyıllardan beri var olduğunu gelinen noktada, genel kanaatin ve bilimsel verilerin, Türkçe kökenli kelimelerin çoğunluğu gibi etkenler ışığında Macarların etnik kökenlerinin TÜRK olduğunun kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiştir...
.
Daha başka bir çok bilimsel veriler de olmasına rağmen, konuyu fazla uzatmadan, her şey aslına rücu eder misalinin son örneği ; Türkiye’nin kuzey Suriye’deki teröristleri temizleme harekatına karşı Avrupa Parlamentosunun kararını Macarların VETO etmiş olması tarihi kökenlerimizin birliği ve Türk - Macar kardeşliği açısından son derece önemli olduğudur...
.
Birinci Dünya savaşı başladığında 65 yaşında saltanatın başına geçen SULTAN REŞAT’IN CİHAT İLANINA DA, hiçbir Arap Ülkesi olumlu cevap vermediği, tam aksine çoğunun, İngilizlerle birlik olarak Arap çöllerinde Türk askerlerini arkadan hançerlediklerini unutmuş değiliz... Fakat bu alicenap millet her pahasına İsrail’e karşı, Filistin’i desteklemiştir.
.
Sultan ABDÜLHAMİT, Yahudilere Filistin’den toprak satma karşılığı teklif edilen ve hazinenin tüm borçlarını ödeyecek parayı kabul etmemiştir. Eğer teklif edilen para kabul edilmiş olsaydı, belki de Osmanlının yıkılışı bir o kadar daha gecikecekti. Medine Münevveriye’yi ve Peygamberimizin kutsal emanetlerini teslim etmeyen, açlıktan çekirge yiyen FAHRETTİN PAŞAYI bile İngilizlerle işbirliği yaparak arkadan hançerleyen yine Araplar olduğunu unutmuyoruz.
.
Din kardeşliği, Ümmet kardeşliği bir tarafa; KIBRIS’DA bile sürekli olarak RUMLAR’I, bize karşı destekleyen Arap milletinin çoğunun, Türkler’e karşı hınca hınç kin içerisinde oldukları tarihi verilerle sabit olduğundan, bunlardan Türk Milletine bir hayır gelmeyeceği, dünkü hareketlerinden sonra da bir daha net olarak anlaşılmıştır...