Son altmış yılda dokuz defa, darbe, post modern darbe, muhtıra ve e-muhtıra görmüş bir millet olarak, elbette bazı hassasiyetlerimiz var.
Bu yüzden, Türkiye’ye dair endişeleri olanların, bu endişeleri, usulünce, dile getirme zamanını ve zeminini doğru ayarlayarak söylemesi çok önemlidir.
Hele de, ülkesine yıllarca hizmet etmiş, çok kritik makam ve mevkilerde bulunmuş olanların, bu konuda, çok daha sorumlu davranmaları gerekir.
Ülkenin yönetimiyle alakalı maalesef, her itiraz edeni, hainlikle, teröristlikle, darbecilikle suçlayıp, buradan siyasi getirim devşirmeye çalışmayı aışkanlık haline getirmiş zihniyetlerin Demokratik Rejime saygısızlığı bilinmelidir.
Evet, ahlak ve dürüstlük, ahlakın ve dürüstlüğün olmadığı yerde konuşulur. Sanırım millet olma olgusunu tamamlayamadığımız ya da evrensel hukukun öncülüğünde insan merkezli demokratik sistemimizi tamamlayamadığımız sürece ahlak ve dürüstlük üzerine konuşmaya devam edeceğiz.
Yurttaş olarak bilinçlenmemek için, önümüzü- arkamızı, sağımızı - solumuzu göremememiz için her türlü oyunun oynandığını görmek Demokratik Rejime saygısızlıktır; ülkenin menfaatlerini savunan özgür düşünceye aykırıdır. Türk milletinin kültür genlerine havi akademisyenlerimize, namuslu önderlerimize kulak verelim. Ne diyorlar? Türkiye’de Kürt sorunu, şu sorunu, bu sorunu yoktur. Demokrasi kılıfı adı altında Türkiye’de Türk’ün kimlik ve kişiliğinin iğdiş edilmesi, Türk’e Türk düşmanlığı propagandası yapılması, Türk’e kendi eliyle kendi idam fermanını, kendi tasfiye sürecini imzalatma sorunu vardır.
Ve görülmelidir ki, güçlü bir ulusun kaliteli ve yiğit liderlerinin hiçbiri sandıktan çıkmamıştır. Sandığa gitmeyin demiyorum. Büyük Türk Milleti’nin kültür genlerini taşıyan, bezirgân dinine mensup olmayan, Kur’an’ın dinine mensup milli ve manevi şuurla pişmiş, kıvam bulmuş aydın ve yiğit insanlarımızı sandıktan çıkartmanın heyecanını yaşayalım.
Ve öyle bir algıdayız ki, oy vermek üzere seçim sandığına giderken, çıkacak sonuç, bizlerin bayrağımızı ne kadar sevdiğimizi, dedelerimizin kan akıtarak bizlere bıraktığı topraklara ne kadar sahip çıktığımızı sergileyelim ve milli kimliğimizi koruma ve kollama sorumluluğuyla reyimizi kullanalım, ruhsat vereceğimiz şahsiyetleri yeterince tanımaya çalışalım.
Mili birlik ve beraberlik şuuru ile kenetlenerek, başına getireceğin insanların kanlarının Türk kanı olmasına dikkat etmek üzerine vacip olan ana görevindir.
Politika biliminin kurucusu, düşünür, devlet adamı Nikola MACHİAVELLİ’ NİN ifadesiyle;
Eğer bir millet iktidarda bulunan kişilerin alçaklığını, hırsızlığını yalnızca kendi siyasi görüşlerinden dolayı görmezden geliyorsa, O millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını da yitirmeye mahkûmdur.