Taşkent'e Varış
Ana yurttan Ata toprağı Özbekistan'a gitmek için İstanbul'dan Özbek Havayollarına ait uçakla Taşkent'e doğru yola çıktık. Hostesler 4 saat boyunca ikramda bulundu. Taşkent ile İstanbul arasında 2 saatlik fark var. Bizden 2 saat ilerdeler.Özbekistan'ın başkenti Taşkent, temiz geniş caddeleri , orman içinde hissettiren büyük park ve bahçeleriyle ; temmuzun son günleri olmasına rağmen bunaltmayan havasıyla; sürekli nükseden alerjimi tamamen geçiriverdi.
Grand Atlas oteline yerleştikten sonra Hıçkırık Suyu kenarındaki restoranda geçtik.Özbekistan'da yemek esnasında say çayı, kok çayı ikram ediliyor. Vitamini ölmesin diye az pişirilmiş sebzelerden oluşan Uygur yemeği yedik.
Fergana Vadisi
Sabah kahvaltıdan sonra özel taksilerle Fergana Vadisi'ne doğru yola çıktık. Virajlı ve yemyeşil Alaydağlar başladı. Fergana Vadisi Keçili Tepe'de mola verdik.Fergana Özbekistan,Kırgızistan ve Tacikistan arasında bölünmüştür.Kuzeyden Tanrı(Tiyanşan) dağlarının Çotkal silsilesi, kuzeydoğudan Fergana dağları, güneyden Alay ve Türkistan sıradağları ile çevrilmiştir.Yazları sıcak, kışları da soğuk geçen bir karasal iklim görülür.Az yağmur düşen Fergana vadisinin sulanması için kullanılan akarsu yataklarının başında Siriderya gelir. Orta Asya'nın en önemli tarım merkezi olan Fergana vadisinde pamuk, pirinç, meyve ve ham ipek üretimi yapılır. Sovyetlerin bilinçli politikalarıyla birbirine giriftli toprak paylaşımı yapılmıştır. Bu nedenle Özbekler, Kazaklar ve Tacikler arasında ara sıra çatışmalar yaşanmıştır. Günümüzde Özbekistan ile Kazakistan yaptığı anlaşmayla sınır sorunlarını çözmüştür.Orta Asya'nın nüfus yoğunluğu en fazla bölgelerinden olan Fergana vadisinin Andican, Hokand, Merginan, Nemengan, Riştan şehirlerini gezeceğiz.Karşımızda karlı Tiyanşan dağları, Fergana vadisi tüm ihtişamıyla duruyordu.Özbek kardeşlerimiz ile sarmaş dolaş fotoğraflar çektirdik.
HOKAND HANLIĞI
Siriderya'yı geçip, Fergana Vilayetinde Hokand Hanlığı'na vardık. Hudayar Han Sarayına gitmeden önce Han Restorant'ta Samsa yedik.Her gittiğimiz restorantta yemekten önce yeşil çay ikram ettiler. Ağır et yemeklerini yemeden önce mide sindirimini sağlıyormuş.Çay, Çaynik denilen bir kişilik porselen çaydanlıklarda geliyor. Kulpsuz küçük kase seklindeki piyalenin çay içimi de çok güzel. Yanına içi etli börekler peynir, salata geliyor.siptele çorbası içtik.Yemek faslı oldukca uzun sürüyor.Özbekler yemek yerken dinleniyorlarmış.Bıldırcın yumurtalı devzireli pilav yedik.Daha sonra Hokand Hüdayar Han Sarayi'na geçtik.İslam Tarihi Ansiklopedisi'nin 5.cildinde, Hokand Hanlığı hakkında şu bilgiler aktarılmıştır.Hokand Hanlığı, Narbatu Han'ın iki oğlu Ömer ve Alim tarafından kurulmuştur.Alim Han'ın karakteri de iç siyaseti de Ömer Han'dan tamamen farklıydı. Ömer Han dindar ve adaletli biriydi.Alim Han Özbek ailelerinin kuvvetini kırmak istiyordu.Alim, asillere ve ve dini zümrelere karşı yaptığı baskılardan dolayı tarihçiler tarafından zalim bir hükümdar olarak kabul edilir.Hokand Hanlığı Kısa bir süre Çin hakimiyetinde kalmıştır.Daha sonra sınırları Alim Muhammed ve Mehmet Ali Hanlar zamanında Taşkent ve Yesi şehirlerini de içine alarak, Balkaş Gölü'ne kadar uzanmıştır. Şir Ali, oğulları Hudayar ve Malla gibi kısa ömürlü sultanların zamanında Özbek aileri ve yerli halk arasında kanlı mücadeleler geçmiştir.Özbeklerin reisi Musulman Kul, Küçük yaşta Hudayar Han'ı tahta geçirdi.Hudayar Han yerli halkı Hokand'dan çıkardı. Kıpçaklar,ülke topraklarındaki kanallara hakim oldular. Musulman Kul, bir süre sonra Hudayar Han tarafından idam edildi.Arazi ve kanallar tekrar yerli halkın eline geçti.Bütün kanlı mücadeleye rağmen hanlık,Rus istilasına kadar bütün topraklarını korudu.Rus istilası sırasında Türkistan Türkleri vatanlarını Ruslara karşı kahramanca savundular.Hokand Hanlığı ordusunun başkumandanı olan Kıpçak Türklerinden Alimkul , girdiği muharebelerde büyük kahramanlık gösterdi. Taşkent'i Ruslara vermemek için büyük mücadele verdi.İkinci kuşatmayı da yapan Ruslar tarafından kaleye yapılan top atışları sırasında şehit edildi. Ruslar Taşkent'i ancak bundan sonra aldılar.Daha sonra Buhara üzerine yürüyerek Nav, Hokand, Ura-Tüba gibi şehirleri ele geçirdiler. Bu yenilgiden sonra Buhara Emiri ve Ruslar arasında antlaşma yapıldı.Böylece Türk toprakları tamamen Rusların eline geçti.Hokand Hanlığı bu anlaşmayı kabul etmedi.Hanı devirerek oğlunu han yaptılar. Ruslar Andican'ı ele geçirerek Hokand Hanlığı'na son verdi. Verimli Türk topraklarına Rusları yerleştirdiler.İsyanları çok kanlı bir biçimde bastırdılar. Dükci isyanında binlerce Türkü katlettiler, sağ kalanlara da işkence ettiler.Devlet ileri gelenlerinden 38 kişiyi Hokand meydanında idam ettiler.Bir o kadarıni da küreğe mahkum edip Sibirya 'ya gönderdiler.Paralarına, mal varlıklarına el konuldu.
Rehberimiz Zöhre,Ömer Han'ın Hokand Hanlığı'nın kurucusu olduğunu söyledi. Hanların Babür'ün torunları olduğunu da belirtti.Hüdayar Han Sarayı 17.ve 18.yy larda yapılmış.Kapının girişinde Ömer Han'ın faytonu, sarayın eski muhteşem kapısı göze çarpıyor.
Harem ve devlet işlerinin ayrı ayrı yürütüldüğü bölümleri gezdik.Sarayın içerisinde savaş aletleri, 12. yy dan 19. yy a kadar uzanan döneme ait belgeler , Hokand Hanlığı'na ait resimler, hanlık tarihini bilimsel araştırmasını içeren kitaplar,mühürler, musiki aletleri büyük İpek Yolu'nu gösteren harita, el yazması Kuran-ı Kerimler, giyim eşyaları,o döneme ait fotoğraflar, o dönemin yaşantısını anlatan resimler,sarı kurgandan kalma parçalar,bakır kaplar,bakraçlar, çanak,çömlekler, süs eşyaları,semaverler,sandık ve Fergana'nın 13 kaburgalı muhteşem atlarını gösteren tablo,eyer,basma kalıplar,12 ve 14.yy.a ait kılıç kalkanlar ve miğfer, objektifime takılanlar... her bir odanın tavanları gökkuşağının her rengini anlatan çiçek desenleri,iç içe geçmiş yıldız,daire,altıgen motifleriyle insanı hayran bırakıyor.Özellikle mimarisi muhteşemdi.
Hokand Hanları çeşitli mimari eserler yaptırmışlardır. Hokand'ta Narbatu Han tarafından yaptırılan Mir Medresesi,Ömer Han tarafından yaptırılan Hokand Cami-i Kebir, Şahr-ı Han kasabası sayılabilir.Taşkent'te Madari Han Medresesi, Han Arık kanalı sayılabilir.Ancak diğer tüm eserler gibi Rus işgalinden sonra bu eserlerin çoğu yakılıp yıkıldı. Panoramik olarak Ömer Han'ın yaptırdığı Cuma Camisi ve Nurbata Bey Medresesi'ni gordükten sonra Fergana kanalından geçtik. Yolumuzun üzerinde elma, üzüm, şeftali, kayısı bahçeleri, ay çiçeği tarlaları, harıl harıl çalışan Özbekler ...
Buradan Riştan'a geldik.Usta Rüstem Usmanov seramik atölyesini gezdik.Altıarık şehrinden geçip, Margilan'a vardık.Margilan İpek Yadigarlık fabrikasından ipek şal aldım.Duvarlar ipek kozası ve ipek boceği ve çeşitli resimler çizilmiş. İpek üretilen asırlık ağaç üzerinde ipek böceğinin nasıl ipek üretip, fabrikalarda eski makinelerde insan kullanımına nasıl dönüştürüldüğü anlatıldı. Şallar'ın adı "Suzani"olup "iğneyle dikilmiş olan demekmiş.Burada milli doppiler, kravatlar, başörtüleri, şapkalar, halılar, vs objektifime takılanlar.Nakışcılık sanatı renk çeşitliliğiyle dikkat çekiyor.Yemyeşil, iki tane de havuz mevcut,güller içinde. Alış veriş uzayınca ancak akşama doğru Andican'a doğru yola çıkabildik.
(Atayurttan anlatmaya devam edeceğiz)