Daha önce de söyledim, ben bu eğitim sisteminden canını zor kurtaranlardanım…
Benden daha ağır travmalar yaşayanlar vardır mutlaka.
Onlar da bir sonraki nesli mahvettiler.
Şöyle geçmişe daldığımda dayağını yemediğim bir tane öğretmenimi hatırlamıyorum.
“O zaman sendedir kabahat” diyeceksiniz ama ben dayak yemeyen okul arkadaşlarımı da hatırlamıyorum.
Öyle cetvel falan değil, her öğretmenin elinde bildiğin kızılcık sopası vardı.
Avuç içlerimizden yeterli acıyı veremediklerine kanaat getirmiş olmalılarki, parmaklarımızı birleştirip tırnak uçlarımıza vururlardı kitapsızlar.
Bir-ikisi istisna, benim arkasından hayırla yadedeceğim pek öğretmenim yok anlayacağınız.
Eğitim ailede başlar ve bu da kişinin omurgasını oluşturur diye düşünüyorum.
Yani çocuğun değerler ve ahlak eğitimi ailede başlar.
İşte o, “Amcaya bir küfür et, şunlara pipini göster” diye başlayan ahlak eğitiminden çıkanlar; “milletin a…. Koyacağız” diye işe başlayıp, böyle dediklerini de yaparlar.
Gördüklerime dayalı olarak söylüyorum; eğitim, ahlaksızın elinde korkunç bir silaha dönüşüyor.
Bir askere verilen öldürme eğitimini, bir ahlaksız, vicdansız katile verdiklerinde neler olabileceğini düşünün mesela.
Ya da düşünmeyin, 12 Eylül darbesinde içeri alınanlara sorun.
İşkencehanelerde, düşman askerinin bile aklına gelmeyen metodları kendi vatandaşına, soydaşına uygulayan kolluk kuvvetleri çok eğitimliydiler.
Ama dosya kabul ettiremediklerinin, karısını, bacısını getirip gözleri önünde soyacak kadar ahlaksız ve haysiyetsizdiler.
Gencecik bir çocuğu, doktor raporuyla yaşını büyüterek asmak gerektiğini bilecek kadar hukuk eğitimi almışlardı mesela.
Tıp eğitimi alanlar da bunun için verdi o raporu.
Kamu yönetimi eğitimi alanlar, bir sağdan bir soldan asarak ne kadar adaletli olduklarını söylediler.
Hesap uzmanları daha dün Kızılay üzerinden vergi kaçırıp, bunun “verginin etrafını dolaşmak” olduğunu söylediler, işi kitabına uydurmanın gururuyla.
Ya din eğitimi alanlar?
Gurbetçilerin bütün birikimlerini soyup soğana çevirenler?
Yav bırak gurbetçiyi, Bosna’da ki savaş mağduru yetimlere giden yardım paralarını çalanlar eğitimsiz miydi?
O paralarla kurdukları partileri iktidara taşıyanlar, sahte diplomalarla en yüce makamlara oturanlar eğitimsiz olabilirler mi?
Bilakis…
Kendilerine emanet edilen çocuklara tecavüz edip, ama bunu dini mübin için yaptıklarına bizleri ikna edecek kadar iyi eğitimliler.
Hükümet erkanının hırsızlığını Kuran’la sevaba çevirip, bize “amin” dedirtecek kadar iyi eğitimliler.
Hadi diğerlerinden Allah’a sığındık ama bunlar Allah’ımızı çalacak kadar iyi eğitimliler…
Senin askerini terörist diye cezaevine sokup, teröristi kahraman ilan edip bunu da sana alkışlatacak kadar iyi eğitimliler.
Demek ki neymiş agalar?
Eğitim değilde ahlak önceliğimiz olmalıymış.
Ne olur çocuklarımızı ahlakından emin olmadan eğitime başlatmayalım.
Bırakın eğitimsiz kalsınlar.
Bu memleket ne çekiyorsa ahlaksız eğitimlilerden çekiyor.
(Eğitim alanında hala inançla cenk eden, az sayıdaki kıymetli hocalarımı tenzih ediyorum.)