Özellikle son yıllarda ihtiyaç olsun olmasın cami yaptırmak, vatandaş için moda ve övünç, siyasetçi için oy, her haltı yemiş günahkar için ahirette kurtuluş ümidi, müteahhit için ihaleleri kolay alma, bürokrasi ve belediyede usulsüz işleri bile usulüne uydurma yolu oldu.
Bir istatistiğe göre,1,5 milyar nüfuslu bütün İslam dünyasındaki cami sayısının %70'i, 83 milyon nüfuslu ülkemizde olduğu ifade ediliyor.
Bu bağlamda gösterişli camiler, her camiye birden fazla minareler ve her minareye de birden fazla şerefeler yapıldı, yapılıyor.
Tam bir cehalet, görgüsüzlük, kendi dininden, kültüründen habersizlik, estetik yoksunluğu ve ifrat...
Oysa camilerimizde geleneksel, yerleşik temayül ve kural olarak tek minare ve o minarede de tek şerefe olması gerekiyor. Birden fazla minare olsa bile minareler çok şerefeli olmamalıdır.
Ancak, padişah camilerinin minarelerinde birden fazla şerefe olur. Üstelik Osmanlı cami mimarisinde o şerefe sayıları da, bazı padişah camilerinde yaptıran padişahın kaçıncı Osmanlı padişahı olduğunu ifade eder.
Padişah camilerine "Selatin Cami” denir, birden fazla minaresi vardır ve minarelerinde birden fazla şerefe olabilir. Osmanlı saray geleneğinde selatin camilerinin yaptırılabilmesi için birtakım koşullar vardır. Öncelikle bir padişahın selatin camisi yaptırması için önemli bir askeri zafer kazanması ve bu zaferle birlikte önemli bir savaş ganimeti ele geçirmesi gerekirdi. Selatin camilerinin yapımına devlet kasasından takviye olmaz, yalnızca padişahın kişisel serveti kullanılırdı.
Mesela, bu gelenekle yapılmış Süleymaniye Camisinin dört minaresi vardır, camiye bitişik iki minarenin dörder şerefesi, diğer minarelerin ikişer şerefesi bulunur. Böylece toplamda 10 şerefesi vardır ki, bu Sultan Süleyman'ın Osman Bey'den sonra onuncu Osmanlı Padişahı olduğunu simgeler.
Bundan habersiz, parası aklından çok ama kültür fukarası cahiller de, ne kadar çok şerefe o kadar gösteriş diye 5 hanelik köydeki caminin minaresine bile 3 şerefe koyuyorlar.
E ne olacak yani, bu kanun mu, isteyen istediği şekilde yapsın, gibi bir söylemin karşısına; e, o zaman kubbenin ne gereği var, isteyen de katedral gibi yapsın tezi çıkar.
Öyle veya böyle, bir Türk cami mimari estetiği ve sanatı vardır, bu sanat da belirli kurallar ve estetik üzerinedir, bunu ancak cahiller bozabilir.
Aynı cahilliği, kültür yoksunluğunu ve görgüsüzlüğü, güya Osmanlı ecdadıyla övünen belediye başkanları ve belediyeler de yapıyor.
Ey görgüsüz cahil cühelalar, padişah mısınız siz? O çok şerefeli minareleri Osmanlı döneminde yaptırsanız kelleniz giderdi.