Yolların insan hayatında nekadar önemi vardır. Gidilir, gelinir gelecek beklenir. Hasret kavuşur, ayrılıklar gözyaşları sel olur.
Atalar ömür biter, yol bitmez demiştir".Yine bir halk türküsü,Yollar seni gide gide usandım" der.Sevgilileri kavuşturan da yollar, ayıran da yollardır.
Yola çıkarken hep içimde kıpır kıpır bir sevinç olur. Herhalde gezmeyi sevdiğim için olsa gerek diye düşündüğümden olda gerek. Hayatımda bitmeyen, bitiremediğim yollarda olmuştur.
Beyimin cenazesini İstanbul'dan getirdim, gibi..İnsanoğlu ne güçlü bir varlık ki parçalanmıyor, dağılmıyor. Bazen lime lime ayrılıp, yok olacağın hissine kapılırsın, aynaya bakarsın yerimde duruyormuyum, diye.. Şaşarsın haline hiç değişmemişsin, saçların ağarmamış, dişlerin dökülmemiş.. Belin bükülmemiş.Dimağın, aklın, hayalin, düşüncelerin savaşır, seninle..Seni eleştirirler, ayıplarlar, kınarlar niye ayaktasın, darmadağın olmadın, diye..
Bu insanoğlunun direnci mi yoksa...
Yüce Yaradanın bize verdiği güç, kuvvet veya bir sır mı çözebilmiş, değilim. Ama bu konuda bir hatıram var:
İstanbul Atatürk Eğitimde okurken,Yatılı olan Kadıköy Kız lisesinde etüt öğretmenliği yapmıştım. Cumadan evlerine giden öğrenciler vardı, Pazar günü dönerlerdi. Takibini biz etüt öğretmenleri yapardık.Yine cuma gününden kızlar evlerine evci çıktılar.Genellikle zengin aile çocuklarıydı.Sanatçıların kızlarıda vardı..Tabii onlar paralıydı.
Bir de imtihanla kazanıp Anadolu'nun pekçok yerinden gelen fakir aile çocuklarıda vardı.Anlayacağınız çok zengin ve çok fakir kızlar.. Uzatmayayım, odamızda oturuyorum nöbetçiyim. Müdür beyden bir telefon, o dönemde müdür milliyetçi, benim ülkücü olduğumu bilerek aldı. Kızların arasında bölücü guruplarda faaliyet gösteren, doğu kökenli kızlar var.Okulda olay çıkarıyorlar. Müdürün yanına gittim.
-Şerife Hoca, falanca kız(geçmiş zaman ismini unuttum, ama tanınmış bir sanayicinin kızıydı) evine gitmemiş..
-Hocam kartını doldurdum gönderdim, dedim..
Babası geldi, oda arkadaşlarını sıkıştırdık, kızın bir oğlana (galerici) kaçtığını öğrendik.. Baba gitti, polise haber ettik, falan derken bir gece geçti. Bulamadık sabahleyin babası tekrar geldi, bir baktım saçları bembeyaz olmuştu.
Hayatımda okadar şaşırdığımı hatırlamıyorum. Bakıp, kalmışım... Uzun süre..
Ne mi oldu? Kız evli bir erkekle kaçmış, bulundu. Okuldan uzaklaştırıldı, atıldı. Babası çok ısrarcı oldu, ben müdüre bir hata olmuş, hocam dediysem de. Müdür bey, kabul etmedi..
Hayatın hatayı kabul etmeyeceğini ilk o zaman öğrendim..
Yine yollardayım, memleketime dönüyorum. İçimde bir keder onu eğlemeye, yazarakta olsa hazmetmeye, sindirmeye çalışıyorum...
Dün akşam ne hayellerim vardı, bugüne dair, ama hepsi tuzla buz oldu..Düşündüm arkadaşlara dedimki: Bir bizim planımız var, bir de Yaradan'ın, herzaman gerçekçi, hayata geçen, hayatına yön veren Rabbimin planı...O hiç şaşmıyor, değişmiyor... Ertelenmiyor..
Biz darmadağın oluyoruruz, hatta alabora oluyoruz ama Rabbim dayanma gücü veriyor. Şükür... Dönüp kendine bakıp şaşırıp kalıyorsun kendindeki SABIRA.. ..