Son günlerde siyasi muhalif kadrolarda bir " Ernest Renan milliyetçiliği " diye bir kavram tartışılıyor.
Ernest Renan 19 yüzyılda Fransa’da yaşamış bir teolog 1789 Fransız ihtilalının sonuçlarından biri olan milliyetçilik akımına kendi üslubunca zamanına göre yeni tanımlamalar getirdi.
"Bir millet ruhtur manevi bir varlıktır duygulardan oluşur ve soyut bir kavramdır fikrini’’ milliyetçilik olarak öne sürmüştür.
Dünya ölçeğinde milliyetçilik için milyonlarca kitap yazılmış belki yüzlerce de tarifi yapılmıştır.
Atatürk’ün milliyetçilik tarifinde "Türkiye cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür "derken ‘’ en önemli varlığım Türklüğümdür " demiş aynı zamanda " Ne mutlu Türküm Diyene " sözünü kendi sesinden hepimiz dinlemişizdir.
Devletimizin kurucu felsefesinin esası "Türkleşmek İslamlaşmak muasırlaşmak " derken sadece soyut tanımlamalardan değil bir somut gerçeği de işaret eder
Tabiatıyla milletimizin engin tarihinde var oluş kimliği adına bir Fransız’ın tanımlamasına uygun düşüyorsa elbette kabul edelim.
1300 yıl önce Ötügen’de balbal taşlarına Bilge Kağanın kazıttığı "Türk beyleri işitin üstte gök çökmedikçe altta yer delinmedikçe senin ilini ( devletini) ve töreni ( kanununu ) kim bozabilir’’ifadesiyle Türk’ün güçlü varlığına vurgu yapmıştır.
Ve Hun İmparatoru Metehan’ın onarlı sistemle kurduğu askeri teşkilatımızın da bu gücün kurucusu ve koruyucusu olduğunu söyleyebiliriz.
Milliyetimizi /Milli Kimliğimizi bir Fransız’ın izahı ile vurgulanmasının gereği olmayabilirdi. Zira bizim gibi kökü tarihi sarmalayan bir milleti kendi değerleriyle vurgulama zenginliği varken!
Akademik anlamda kavram zenginliğine haiz olunca konuyla alakalı farklı tanımlar yapmayı estetik kıvamda değerlendirebiliriz.