Nasıl mı?
Hepiniz biliyorsunuz da ben yine anlatayım.
Malum, "...Hafıza'i beşer nisyan ile malüldur" denilen atasözümüz meşhurdur...
Efendim; bu illet virüs ülkemize ve insanlık alemine musallat olduğundan beridir:
Hemen derhal ilgililerimiz ve de yetkililerimiz bu yıl içinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında ve dahi 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nda, hem daha yayılmacı, hem de daha öldürücü olduğundan kutlama etkinlikleri halkın sağlığı açısından kısıtlanmasının altında, neden öküz altında buzağı aranıyor ki...
El insaf yahu!..
Şimdi de 30 Ağustos Zafer Bayramında bu lanet virüs yüzünden yine yeniden aynı gerekçelerle kısıtlanacak olmasının abartılacak bir yönü var mı?.
Yok!..( Allah razı olsun...)
Peki; 10 Kasım'da, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında virüs daha da öldürücü olacağı şimdiden kesinleştiğine göre o halde veryansın etmenin bir alemi ve de manası var mı?...
Yok tabi ki!..
.........
"...İyi hoş yazıyorsun da, peki Ayasofya'nın ibadete açılışında toplandığı söylenen 350.000 kişiye, veya 15 Temmuz'da toplanan kalabalıklara bu virüs neden yayılmadı ve bulaşmadı da hep mi Milli Bayramlarda bulaşıyor? Yine milyonlarca öğrencimiz bu salgın hastalıkta sınavlara girerek CORONA bulaşmıyor da, sadece milli bayramlarımız da ve Zafer Bayramında mı virüs bulaşıyor?..''
Bunu bana niye soruyorsun kardeşim!..Bende bu virüs kadar akıl mı var?..Git virüse sor onu...
Ve herşeyi merak edip soruyorsun, iyi güzel de yetkililerden ve etkilerden daha mı iyi biliyorsun sen?!