Buhara'ya gitmek için yola koyulduk.
Ürgenç'i geçip, Karakalpakistan özerk bölgesinden geçip büyük bir kısmı çöl olan Buhara yoluna çıktık. Yolda arkadaşlar kavun karpuz aldılar.Amuderya nehri Kızıl kum çölünü ortadan bölüyor.Bir tarafı Türkmenistan diğer tarafı Kara Kurum Çölü.Pamuk tarlaları göze çarpıyor. Kızıl kumdan gelen kumlar nedeniyle Amuderya'dan gelen su kanalları bulanık akıyor. Yollarda kavun,karpuz, salatalık tarlaları ay çiçek tarlaları...
2019'da Semerkand, Taşkent, Buhara arasına hızlı tren gelecekmiş.Çölde mantı ve sazan balığı yedik.Üstüne de Ahmet Bey'in kavununu yedik,sağolsun.Şavak kanalını geçtik. Kışın çok kar yağdığı için kerpiç evlerin çatıları 45 derece açı ile yapılmış. Rehberimiz Abdullah toprağı kazdıkca su fışkırdığı için ölenlerin toprağın üstüne gömüldüğünü söyledi. Mezarlıklar cok ilginç Mevtanın zenginliği arttıkça gök kubbeler kocaman oluyor.Abdullah bize İskender'in kulaklarını anlattı. Bizdeki Midas'ın kulakları
Kızıl kum ve Kara kum arasındayız.Çölde hava kararınca kemirgenler, akrepler ortaya çıkıyormuş.Kuşlar bunları yiyormuş.Kum fırtınasını önleyen bitkiler yol kenarında.Türkmenistan bu bitkileri özellikle dikiyormuş. Özbekistan'da kendiliğinden çıkmış.Çölün bitiminde mezar taşının üzerinde hilal olan bir gencin mezarı şeytanı ve ya kötü ruhları kovmak için baş ucunda göğe kadar uzanan ağaç direğinde bayrak göze çarpıyor.Daha sonra Emir Timur'un türbesinde de aynı ağaç kültünü gördük.Yoldan geçerken küçük bir tilki, tarla fareleri, pamuk tarlaları, eşek arabasında bir çiftçi ve iki çocuğu, ötede tarlayı çapalayan çiftçiler,sahipsiz koşturan eşeğin üzerindekileri yiyen kuş , saman savuran kadın, damsız evler,otlayan inekler...
Ve sonunda 2500 yıllık UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki,Orta Asya'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Buhara'dayız.
Kubbet-ül İslam yani İslamiyetlin kubbeleri anlamına gelen şehirlerden biri olan Buhara. Diğerleri Belh ve Ahlat'dır. Türkçe Bilgi'de anlamı "yetiştirdikleri ilim, din, kültür, ve sanat adamları, mutasavvıf ve zahitleri ile değerlendirilen şehirlerdir...
Leb-i Havuz'un yanındaki Fatıma otelinde konaklayacağız. Yeni yapılan bir otel, banyosundaki ağaç tavanı mis gibi çam kokuyor. Yan odamızın duvar resimlerini ressam işçi boyuyor. Bu memlekette işçiler bile sanatkârlar. Gittiğimiz otellerde bizi çok güzel karşılıyorlar,valizlerimizi taşıyorlar.Yerleştikten hemen sonra yöresel Özbek dansları eşliğinde yemek yiyeceğimiz medreseye gittik.3 arkadaşımızın doğum gününü kutladık.Yemekte çecevitsa çorbası,tavuk biftek yedik.
Sabah kahvaltıdan hemen sonra Leb-i Havuz'a gidip yansıma fotoğrafları çektim.Ruslar Buhara'daki 200 havuzu kapattırmış. Leb-i Havuz kelimesi rezervuar anlamında. 1620 yılında yaptırılan medrese Buhara'nın en büyük medresesi. Kukeldaş Medresesi'nin batısında Nadir Bey zamanından kalma sufiler icin düzenlenen Hanoka Medresesi, doğuda ise Nadir Divan Bey tarafından yaptırılan 17.yy dan kalma kervansaray amacıyla yaptırılan Divan Bey Medresesi mevcut.Kukeldaş Medresesi Leb-i Havuz'a bakıyor.Süt kardeşi anlamına gelen medrese 16.yy.da Abdullah Han tarafından yaptırılmış.
Nadir Divan Beyi Medresesi'nin giriş kapısı üzerinde Anka kuşuna benzer hayali bir kuş var.Güneş Zerdüştlük simgesi. Medresenin hemen önünde Nasreddin Hoca eşeğinin üstünde.Hepsi aynı kumaştan elbise diktirmiş beş kişilik anne ve kızlarının fotoğraflarını çektim..Sonra gelip arkadaşlarla beraber Char Minör Cami'sine geldik.1807'de Niyazi Kulu tarafından yaptırılan dört minareli caminin içi çok küçük, şimdilerde yöresel el sanatları satış merkezi.Buhara budistlerin tapınma yeri anlamında. Sanskritçede, manastır anlamına gelen Vihara'nın Türkçe'deki şekli buhardan türemiş olması muhtemeldir. Buhara idaresinin merkezi olan Numickes şehrinde kurulan bir Vihara (manastır) sebebiyle şehre bu ad verilmiştir.Buhara'nın Kızıl kum Çölünde bir vaha kenarında ve Ipek yolu güzergahında olması önemlidir.Şehir Samaniler,Karahanlılar Karahitaylar, Harzemşahlar egemenliği altına girmiştir.
Samaniler devrinde medrese, cami, mescitler yapıldı. Ilim ve irfan merkezi oldu.Buhara'da dokunan kumaşlar, halılar yünlü ve pamuklular diğer ülkelere ihraç edildi.Zirai tarım, ticaret ve sanayi hızla gelişti.Harzemşahlar döneminde Buhara daha mamur hale geldi.Daha sonra Cengiz Hanın ordusu şehri yakıp yıktı. Kültürel hazineler yakılıp, yok edildi.
Rusya'nın işgalinden sonra Maveraünnehir'de pek çok ibadet yerleri yıkıldı.Sadece Buhara'da 360 cami ve mescit yıkıldı. Buhara Kütüphanelerinde binlerce Kuran-i Kerim'i, hadis kitaplarını, dini ve ilmi kitapları, yakarak yok ettiler.Binlerce Müslüman'ı da işkencelerle şehit ettiler. Kadınların peçelerini yasakladılar. Rehberimiz Abdullah,halkın mal varlığına el koyduklarını liderlerinin de hapishanelerde işkence ile şehit edildiklerini söyledi.Özbekistan'ı yakıp yıkan Cengiz Han Kalan Minare'yi yıkmamış. Şehre gelen kervanlar yol bulsun diye Kalan Minarenin tepesine geceleri ateş yakılırmış.
(Buharayı anlatmaya devam edeceğiz)