Anneleri yuvaya dönmemiş kuş yavrularının acı çığlıkları ormandaki ağaç dallarının arasından yankılanmaya başladı. Daha gözleri açılmamış incecik sesli yavruların tizleşen seslerine kuğu olup uçan Ayzıt yetişti. Güneş ışıklarını kıskandıracak parlaklıktaki Ayzıt, yavruların açılmış gagalarına süt damlattı. Gümüş tüylü bir kısrak kılığına girerek yavruların annelerini aramak için ormanın yeşilliklerine daldı. Kanadı yaralı anne kuşu bulduğunda büyülü şifasından üfleyerek yavrularının olduğu yuvasına uçmasını sağladı.
Türk- Altay mitolojisinde hayvan yavrularını, gebeleri ve çocukları koruduğuna inanılan Ayzıt aynı zamanda güzelliğin, zarafetin ve inceliğin tanrıçasıdır. Ayzıt genel kabülde aşkın ve güzelliğin simgesi olarak da bilinir. Ayığsıt (Ayıhıt veya Ayısat) Hanım da denilir. Türk mitolojisindeki ongunu kuğudur.
Birçok kültürde olduğu gibi Türk mitolojisinde de kuğular kutsal sayılır. Kutadgu Bilig’de göklerde dolaştığı belirtilen kuğu; saflığın ve beyazlığın sembolü olarak karşımıza çıkar: “Togardım yaşık baş kötürdi örü, Kuğu kırtışı boldı dünya tolu” (Doğudan güneş başını kaldırdı, Dünyayı kuğu rengi doldurdu.) Kuğu sembolüne, Türklerin ünlü destanı Manas Destanı’nda rastlanmaktadır. Bu destanda kuğu, kuş kıyafetine girme şeklinde karşımıza çıkar. Destanda Ay-çürök Kız, ak kuğu elbiselerini giyerek kuğuya dönüşebilmektedir. Başkurt Türklerinde ak-kuş, yani kuğu kutsal kabul edilir. Bazı anlatılarda tüm kuğuların Başkurtların soyundan geldiğinden bahsedilir.
Saf güzelliğin yansıması olarak kabul edilen Ayzıt istediği zaman bir kuğuya dönüşebilir. Yakut Türklerinde kadının kutsallık biçimidir. Yaratıcı ruhlardandır. Temel görevi, "hayat unsurları"nı toplayıp birleştirmektir. Bu işe kut adı verilir. Kut ana karnındaki çocuğa üflenince, çocuk canlanır. Ayzıt sadece insan yavrularını değil, hayvan yavrularını da korumakla görevlidir.
Bazı şaman dualarında Ayzıt’tan şöyle söz edilir: “Başında ak gökten ak bir kalpak, çıplak omuzlarında ak gökten bir atkı, baldırına kadar siyah bir çizme. Bu şekilde bir kayaya yaslanarak uyumuştur veya ormanda dolaşmaktadır.” Bu, onun en bilinen tasviridir.
Ayrıca elinde yaşayan ve yaşamayan bütün insanların hayatları ile kaderlerinin yazılı olduğuna inanılan “Altın Kitap” adlı bir kitap bulunur. Ayzıt, göklerden yeryüzüne inerken gümüş tüylere sahip olan bir kısrak suretine girer. Beyaz ve göz alıcı tüylere sahip olan kısrağın kuyruğu ve yeleleri kuğu kanadı şeklindedir ve onları kanat olarak kullanır.
Güzelliğin ve iyiliğin temsilcisi Ayzıt’ın sarayının kapısının önünde ellerinde “gümüş bakraçlar ve gümüş kamçılar” olduğu tasvir edilen bekçileri vardır. Onun sarayına elbette kötü niyetli kimseler giremez, bekçilerin de görevi yalnızca iyileri saraya kabul etmektir.
Ayzıt’ın kendisi gibi kuğu kılığına girebilen kızları vardır. Herkesi kendilerine hayran bırakan, peri gibi süzülen, güzellikleri destanlara konu olan kutsal kızlar; tılsımlı beyaz bir tül giyince kuğuya, tül kalktığında ise insan formuna dönüşürler. Ayrıca Ayzıt’ın kızları beyaz turna kuşunu simgeler.
Ayzıt için, toplumsal yaşayışta erdem, ahlak ve faziletler son derece önemlidir. Türk mitolojisinde aynı zamanda iffet kavramını da temsil eder. İnanca göre tüm ruhlar en önce göktedir. Sırası gelince yeryüzüne inerler. Oysa yeryüzünde yaşayan ruhlar aslında daha önce var oldukları kutsal diyarın hasreti içerisindedirler. Ruhların yeryüzünde yaşayıp görevlerini tamamladıktan sonra tekrar bu diyara ulaşabilmeleri için ilk bulundukları yerdeki gibi temiz ve arınmış bir ruha sahip olmaları gerekmektedir. Bu arınma iffet, erdem ve ahlaklı bir yaşamla mümkündür. Ayzıt işte tam olarak da bu prototiptir.
İnanca göre göğün üçüncü katında oturan ve güzelliğin, zarafetin, iyiliğin ve erdemin temsilcisi Ayzıt’ın adı artık günümüzde pek fazla anımsanmıyor. Oysa geçmişteki kaynaklara göre Türklerde Ayzıt’ın adına yazın ve kışın olmak üzere senede iki defa Ayzıt Bayramı yapılmaktadır. Türk halkı için Ayzıt ve dahi Ayzıt’ın temsil ettiği ongunlar son derece önemlidir.
Mitolojik karakterler ve onların temsil ettiği ongunlar toplumların inançları ve yaşayışlarına uygun olarak ortaya çıkmışlardır. Böylelikle özellikle eski toplumları sosyolojik olarak ele aldığımızda onların yaşayışları, değerleri, anlayışları hakkında bilgi sahibi olmamız konusunda önem kazanırlar.
Türk mitolojisinde kadın karakterler ve temsil ettikleri ongunlar erkek karakterler kadar önemlidirler. Tüm dünya tarihinde özellikle Türk kadınlarının tarih sahnesinde güçlü karakterler olarak çıkması aslında bir tesadüf değildir. Sosyolojik genetik kodlarında eşitlik vardır. Mitolojik karakterler de bencileyin tüm kadınlara ilham olmaları sebebiyle önemlidirler.
Ayzıt, Hüseyin Nihal Atsız’ın bir şiirine ilham olmuştur. Türk mitolojisindeki en önemli karakterlerden olması; güzellik, iyilik ve ahlak gibi erdemli kavramları temsil etmesi sebebiyle öncelikle kadınlara ve daha nice şairlere ilham olmaya devam edecektir.
Yayını kalbime Ayzıt asalı
Başka bir eldenim, katı yasalı.
Burda koskoca bir gönül masalı
Kaybolur içinde bir damla yaşın.
Hüseyin Nihal Atsız
Ayzıt yârenlik etsin, kurt doğursun Almıla, Demir yığan vâde az, koşsun atam Irkıl'a Kara Ozan söyleye: Gök çöke yer yıkıla. Bay kılınsın budunum, kalanı bizâr olsun. Vaktiyle bir Atsız varmış. Var olsun. Bu yazınızı da okurken dolaştık Tanrı dağlarında, kutsal Ötüken ormanlarında, ruhumuzu kandırdık Orhun'un kaynağında. Elinize, emeğinize sağlık.