Seviyorum karı, hemde çok..lapa lapa usul usul yağacak, elinde salep balkona,veya kapalı bir yerde oturup, seyredeceksin..
Tefekkür edeceksin,hertaraf benbeyaz,
Şair ne diyor
Bir beyaz lerze bir dumanlı uçuş
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar,
Geçen eyyamı nevbahari arar..
KAR kuytu köşelerde eşini kaybetmiş kuş gibi geçen baharı arıyor, acaba bahardan bir güzellik kalmis mi ?
Oralarda saklanıyor mu ,diye.
Kuşların eşini kaybetmesi çok acı oluyor,insan için nekadar acıdır,
Evdeşini kaybetmek,soluksuz,nefessiz kalmak gibi birşeydir o..Yürekteki heveslerin,arzuların, ümitlerin bitmesidir.Ellerinin bomboş kalivermesidir.
Yapayalnizligin hicranı ,gönül sızısıdır
. Ancak onu yaşayan bilir..Anlatılmaz.
Ama birgün gönlüm çağlarsa anlatmayı, deneyeceğim. Aynı ızdırabı hissederler için ..
KAR benbeyaz bir örtüdür. Tertemiz,tüm çirkinlikleri kapatır görülmez onlar..
Tabiata mantodur,sıcacık sarar,sarmalar..
Dağlar ıssızdır, yabani hayvanlari saklar yuvalarında..
Dağlara bakınca ta küçüklüğümde ki bir masal aklıma gelir,yanan bir ateş ararım.
Herzaman dağda bir ateşin yandığını hayel ederim, çoğu zamanda görürüm o ateş-i..
Zamanın birinde bir bey varmış, bu beyin de çok güzel bir kızı varmış, ama yazgısı kötüymüş. Annesi vefat etmiş, babası üvey ana getirmiş..
Üvey ana bu ya,kötüymüş..Babası evde olmadığı bir gün canım erik istiyor,bul getir diye kızı dışarıya atmış..
Kızcağız kapının dışında ağlarken dağda bir ateş görmüş..Oraya gitmeye karar vermiş..
Bata çıka oraya kadar yürümüş, bakmış ateşin çevresinde dört sakallı ihtiyar,oturmuş sohbet ediyor...
Çocuğu görünce kalkmışlar, yer vermişler, elini ayağını ısıtmışlar..
Kızcağız başından geçenleri anlatmış, ihtiyarlar çok üzülmüş ama belli etmemiş.
Yavrum üzülme biz mevsim dedeleriyiz ,şimdi sana eriği buluruz,demişler..
Bahar asasını bir uzatmış, ağaçlar çiçek açmış, yemyeşil erikler oluvermiş.
Küçük kız el çırpıp çevresinde oynamaya başlamış,
-Yaşasın, Yaşasın diye ,
Sepet vermişler, erikleri topla diye,
Küçük erikleri toplamış, tonton dedeleri öpmüş, yola çıkmış.
Tabii yoluda bahardan bir yol olmuş, cayır, çimen oynaya oynaya gelmiş..
Masal uzundur , hepsini yazmıyorum..
Işte dağın esrarı bence budur, orada ateş yanar, mevsim dedeler bekler,ihtiyacı olana kucak açarlar..
KAR tabiatı temizlerde,insan ruhunu temizler mi bilemiyorum..
Insanoğlu ne enteresan bir varlık, sır küpü..
Nice duygularını için de saklarda belli etmez.
Nice sevdalar vardır yürekte yaşanan, söylenmeyen, söylenemeyen..
Hele bizim nesil,sevgilisini yüzüne bakmayı ayıp sayan bir nesil, Elini tutmanın hayal olduğu zamanlar...Sadece uzaktan bakmakla yetinen gönüller..
Sevgi ayrı, sevda ayrıdır..Onlardaki Sevdaydı, hani yürekte sürekli yanan,zamanla köz bağlamış, cinsten..
Yanar ama belli edemez,susar kıyamete kadar..Susmasıda gereklidir..
Söylerse olmaz,büyü bozulur..Bu sevdalara hep saygı duymuşumdur.
Dinimizde sevdasıyla göçüp gidenler, Allah katında çok makbuldür, denir..Cennetlik olduğunu okumuştum..
Işte kar o sevdalar kadar temiz paktir..Soğuktur belki zamanla üşütür hangi güzellik tam insani sarar sarmalar..Her güzelliğin bir acıtan yani vardır.
Gülün dikeni gibi..Bülbül öter ama dikeninden yanaşamaz, yanaşırsa acıyı hissetmesi, dikenin batmasına razı olması gerekir..
Karı seyrederken milyonlarca meleğin gökyüzüne indiğini hayal ederim..
Rabbimin büyüklüğünü mucizesine birdaha şahit olurum..Şükrederim..
Ya kar taneleri birleşseydi ne olurdu..
Ne evler ne ağaçlar, ne dağlar, ne insanlar kalırdı..Yok olurduk..
Onun için her güzellikte Allah'ın cemalini aramak lazım, onun güzelliğini yaşamak, görmek lazım.
Ne diyor,Koca Yunus
Yaradılmışı severim, Yaradandan ötürü.
Sevelim dostlar herşeyi,sevgi ile bakalım, dünyaya..Hoşgörülü olalım, sevgimizi gösterelim, Rabbimin yarattığı mahlukata.
Kara basarken yumuşak basalım, incitmemecesine,belki de o kar tanelerinde,Melekler gizlidir..Bilemeyiz değil mi ?