Geçen sene 22 Mart gecesi Mardin'e doğru yola çıktık. İlk durağımız Dara Antik Kenti. Dara Antik Kenti; Pers Kralı III.Darius'un (M.Ö. 336-330) döneminde bir askeri üs olduğu, Darius'un burada öldüğü ve kent adının kökenini buna dayandığı söylenmektedir. Bazı araştırmacılar ise Dara'nın Porth Kralı Trijates (M. Ö.246-211) tarafından kurulduğunu ifade eder.
Dara Antik Kenti'nde, batı Sarnıcı, maksem, köprüler, sarnıçlar, kilise, ( zindan sarnıç,nekropol ) ,mezarlık alanı kapılar, vaftiz teknesi,... göze çarpmaktadır.Dara'nın tarihçesine bakacak olursak Mardin ve Dara M.Ö.1.yy.dan itibaren Roma ve Pers devletleri arasında sürekli el değiştirdi. Roma'nın önemli sınır kentlerinden Nisibis (Nusaybin) M.S. 363 yılında Sasanilerin eline geçmesi ve daha sonra diğer önemli kentlerden Amida'nın (Diyarbakır) M.S. 502 yılında Sasaniler tarafından kuşatılması nedeniyle sınır güvenliğini artırmak isteyen Doğu-Roma İmparatorluğu, topraklarının koruması için Mezopotamya sınırlı yeni garnizon kentler oluşturulmasına karar vermiştir. Bu dönemde küçük bir yerleşim olan Dara , Doğu Roma İmparatoru Anastasios tarafından garnizon kent olarak seçilmiş ve 503-507 yıllarında inşa faaliyetleri yürütülmüştür. Anastasios, kurduğu kente adını vermiş ve Mezopotamya bölgesinin idari ve askeri merkezi haline getirmiştir. Anastasios döneminde küçük bir köy yerleşkesi üzerine kurulan kentin, bu alana kurulmasında, bölgenin stratejik ve korunmaya müsait konumda olması , su kaynaklarına yakın ve ovaya hakim bir noktada bulunması belirleyici olmuştur. Dara, M.S. 573-591 ve 606-620 yılları arasında Sasani devleti hakimiyetine girmiş, bu tarihten 639'a kadar Doğu Roma İmparatorluğu'nun hakimiyetinde kalmıştır.
640'da Dara ile birlikte Kuzey Mezopotamya'nın büyük bir kısmı Arap hakimiyetine girmiştir. 10.yy.da yeniden Doğu Roma İmparatorluğu hakimiyetine giren Dara, 11.yy.sonlarına kadar Selçuklu ve Doğu Roma İmparatorluğu arasında el değiştirmiştir.
Dara, M.S. 1150'de Artuk beylerinden Timurtaş tarafından kuşatılıp alınmıştır. Mardin Artuklu beyliğine bağlı bir kent haline gelmiştir. 1251-1259 yılları arasında İlhanlılar tarafından tahrip edilmiştir. Bu tarihten itibaren yavaş yavaş terkedilen Dara, 14.yy.da sadece günümüzdeki Dara - Dereiçi- köyü yerleşimi 15.yy.sonlarına tarihlendirilmekle birlikte görkemli Roma kentinin üzerinde yaşantısını sürdürmektedir. 1986 yılından itibaren Dara Arkeolojik kazı çalışmaları Mardin Müzesi tarafından yürütülmektedir. Kazı çalışmaları; kentteki Roma dönemi yapılarından surlar, kuleler ve mezarlık alanında; kiliseler, hamamlar, saraylar, askerlerin barındığı yapılar, sivil yapılar, sarnıçlar, sütunlu cadde, agora...olarak devam etmektedir.
Şimdi Büyük Galeri Mezar'ın içerisine gireceğim. Kutsal kitaplarda sözedilen Hezekiel (Hızkıl) peygamberin ruhlara nefes vermesi ve yeniden diriliş mucizesinin kapı girişinde işlendiği galeri mezar 573 yılında Sasaniler tarafından savaşta öldürülenlere ithafen, Doğu Romalılar tarafından 591 yılında yaptırılmıştır. 2009 yılında yapılan kazılarda yüzlerce insanlara ait kemikler ile birlikte kandiller ve su kapları bulunmuştur. Mezarda bulunan üç binin üzerinde kişiye ait insan kemiklerinin Tevrat'ta ; Hezekiel peygamberin mucizesindeki gibi yeniden dirilecekleri gün için bu mezarda toplandıkları düşünülmektedir.
(devam edecek)