Günümüzde ne kadar hatırlanır bilinmez ama Libya'nın Türklerin gönlünde ayrı bir yeri vardır.
Trablusgarp adıyla bilinen bugünkü Libya'ya 1500 yıllarında girişimiz davetle olmuştu.Emperyalist fikirlerle değil.Onları sömürgeci İspanyollara karşı korumuştuk.
Osmanlı Devletinin dağılma döneminde bu sefer İtalyanlar Trablusgarp'ı işgal etmeye kalkıştılar.Burası Osmanlı toprağıydı.Osmanlı buraya denizden yardım gönderemezdi,donanmamız yetersizdi.Karadan yardım gönderemezdi, Mısır İngiliz işgali altındaydı.Bu işgale karşı çıkmak için Enver Bey ve Mustafa Kemal,kılık ve kimlik değişikliği ile Mısır üzerinden Trablusgarp'a geçmişler,İtalyanlara direnen halka askeri eğitim verip,mücadeleyi idare etmişlerdir.O zaman bütün nüfusu 900 000 kadar olan Trablusgarp'ta öyle bir direniş olmuş ki,sayı ve silah üstünlüklerinin çok fazla olmasına rağmen İtalyanlar sahil şeridinde çakılıp kalmışlardı.Trablusgarp'ı ele geçiremeyen İtalyanlar Oniki Adalarımızı işgal etmişler,donanmalarıyla da Çanakkale boğazımıza dayanarak tehditlerini sürdürmüşlerdi.Osmanlı pes etmedi ama Balkan Savaşları patlak verince,İtalya ile Ekim 1912 yılında UŞİ (Ouchy)Anlaşmasını imzaladı ve Trablusgarp'ı İtalyanlara bırakmak zorunda kaldı.Oniki Adalarımızda geçici süreyle İtalyanlara bırakıldı.
Liderleri olan Ahmed eş- Şerif es-Senusi (1877-1933)İstanbul'a sık sık haberler gönderip,İtalyanlar Trablusgarp'tan çekilmeden anlaşmaya varılmamasını istiyordu.Fakat düşman İstanbul üzerine doğru yürüdüğünden Osmanlı çaresiz kalmıştı.Enver Bey,Ahmed Şerif'e çekilme sebeplerini anlattıysa da Ahmed Şerif bu durumu kabullenemedi.Daha sonra mücadeleyi tek başına sürdüreceğini açıklayıp İslam ülkelerinden yardım istedi.Fakat küçük bir yardım dışında pek destek bulamadı.İtalyanları sık sık yenilgiye uğrattı.İtalyanlar ise Ahmed Şerif'e muhalif olan Ramazan eş-Şitavi'ye para desteği verip,Ahmed Şerif'in önünü kesmek istediler.
1. Dünya Savaşı çıkınca,Osmanlı Devleti,Almanların yanında savaşa girdi.Enver Paşa bir Alman denizaltısıyla,Trablusgarp ve Bingazi Valisi payesi verilen Ahmed Şerif'e yardıma gönderildi.
1. Dünya savaşının bitmesine yakın bir zamanda Enver Paşa,Ahmed Şerif'i İstanbul'a çağırdı.Ahmed Şerif İstanbul'da büyük saygı gördü.Sonrasında Bursa ve Konya'da yaşadı.
Ahmed Şerif,Fransızlara ve İtalyanlara karşı savaşırken Osmanlı yönetimiyle,Anadolu'da milli mücadelemiz başlayınca da Mustafa Kemal ile işbirliği yapmıştır.Onunla devamlı yazışmıştır.18-Şubat-1921 günü Sivas Büyük Cami'de toplanan İslam Konferansında başkanlık yapmıştır.Ahmed Şerif bir tarikat şeyhi olmasına rağmen Padişah/Halifeyi değil Milli Mücadele liderimizi desteklemiştir.
Libya bugün Büyük Ortadoğu Projesi gereği bölünmüş durumdadır.Başta Trablus ve Batı şehirleri Birleşmiş Milletler tarafından meşru hükümet,doğusu ise Tobruk merkezli General Halife Hafter'e bağlı grupların kontrolündedir.Çöl olan güney kesimleri ise yerel aşiretler elindedir.
Libya'nın meşru yöneticileriyle Akdeniz Kıta Sahanlığı konulu bir anlaşma yapılması doğrudur fakat bu çatışmalı bölgeye bir tarafı destekleyerek çözüm bulunması mümkün değildir.Hafter güçleri daha şimdiden bizi LİBYA'NIN KONTROLÜNÜ GERİ ALMAYA ÇALIŞAN ESKİ SÖMÜRGECİ GİBİ GÖRÜYOR.Bu bölünmüşlük ABD'nin de işine geliyor.Bizim orada yapmamız gereken 1911 yılındaki gibi Libya'da birbiriyle mücadele eden bu iki gücü birleştirmek olmalı.Yoksa Libya'da hangi grup kazanırsa kazansın kaybeden biz oluruz.Hele asker göndermemiz büyük bir risk olur sanırım.Çünkü orası Suriye,Irak değil.
Ayrıca Libya Tezkeresinde,bu ülkeyle kara sınırımız bulunmamasına rağmen Irak-Suriye Tezkeresi'ndekine benzer şekilde KİTLESEL GÖÇ RİSKİ'nden söz edildiğini,geçen ay 16 YAŞINDAN KÜÇÜK,55 YAŞINDAN BÜYÜK LİBYA VATANDAŞLARINA TÜRKİYE'YE VİZESİZ SEYAHAT HAKKI GETİRİLDİĞİNİ basından öğreniyoruz.
Umarım Türkiye olarak başımıza bir iş daha açılmaz