Sömestr tatilinin ilk haftası uçakla Kıbrıs'a gitmek için yola düştük. Oldukça rahat bir yolculuktan sonra sevgili yeğenim Kerem Berk beni Ercan Havaalanından alıp, Girne Öğretmenevi'ne bıraktı. Keremime teşekkür ediyorum.
Sizlere kısaca Psykhe ve Eros efsanesinden söz etmek istiyorum.Psykhe ve Eros Efsanesinde, Psykhe isminde çok güzel ölümlü bir prenses vardı.O kadar güzeldi ki herkes onu Kıbrıslı Aşk Tanrıçası Afrodit ile karşılaştırmaya başladı. Bunu duyan Afrodit, güzel prensesi cezalandırmak için Aşk Tanrısı olan oğlu Eros'u gönderdi. Ancak Eros 'da Psykhe'yi görüp aşık oldu.
Eros Rüzgar Tanrısının yardımıyla Psykhe'yi muhteşem ve çok eski bir saraya götürür. Bu saray uyuyan bir ormanın ortasında kurulmuş, muhteşem ve ıssız bir saraydı. Kanatlı , güzel delikanlı karanlık düştükten sonra kendini göstermeden saraya gidiyor ve sevdiği ile buluşuyordu. Tanrıların geleneğine göre Eros'un Psykhe'ye görünmemesi gerekiyordu. Psykhe'nin kıskanç kızkardeşleri onu yeni kocasını görmeye teşvik ediyorlardı. Psykhe merakına engel olamayarak kardeşlerinin dediklerini yapar. Bir gece Eros uyurken bir lamba yakar ve yatakta yatan yakışıklı tanrıyı görür. Lambanın içindeki yağ Eros'un omuzuna damlayınca Eros uyanır ve ona itaaitsizlik duygusuyla öfkelenir ve muhteşem sarayıyla birlikte kaybolur.Psykhe dünyada her şeyden çok sevdiği kişiyi kaybetmenin acısıyla yollara düşer ve tüm dünyayı dolaşır. Böylelikle Afrodit intikamını almis olur.Psykhe'yi imkansız olan bazı görevleri yerine getirmeye zorlar.Bir günde oda dolusu tahıl sıralaması, adam yiyen koyunların yünlerinin kırpılmasını ister.Bu kadar zorluklara rağmen aşkı hiç eksilmez.
Sonunda Eros onu bağışlar Olimpos'a gider Zeus'un ayaklarına kapanıp, Psykhe'nin kurtulması ve kendisine eş olarak verilmesi için yalvarır. Zeus tüm isteklerini kabul eder ve Psykhe tanrılar katına getirilir.Orada hayatta en çok sevdiği erkekle evlenerek mutlu bir hayat sürer ve Afrodit tarafından da kabul edilir.
Rivayetlere göre Kıbrıs adını adada bolca bulunan ve İbranice'de "kopher" sözcüğü anlamındaki "kına çiçeğinden" ve ya "aşk ilahesi" Kibris'ten almaktadır.Sicilya ve Sardunya Adaları'ndan sonra Doğu Akdeniz'in en büyük adasıdır. Tarihi M.Ö. 8500 yıllarına kadar dayanır.Hititlilerin, Mısırlıların, Perslerin, Kral Ptolems'in, Romalıların, Bizanslıların, Kral Lusignon'un, Memluklerin( Sultan Baybars dönemi),Venediklilerin egemenliğinde bulundu.Görüldüğü gibi Kıbrıs tarihte hiç bir zaman Yunan idaresinde kalmamıştır. Venediklilerin Kıbrıs hakimiyeti sırasında Osmanlılar'ın İstanbul'u fethedip Bizans İmparatorluğu'nu yıkmasıyla Doğu Akdeniz'in kontrolü önem kazanmıştır.Fatih Sultan Mehmet, Kıbrıs'a hakim olan Venedikliler Memluklere vergi verdiği için müdahelede bulunmamıştır. Nasıl ki, II. Beyazıt döneminde Memluklerle savaş başlayınca durum değişmiştir.1517 yılında Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı ele geçirip Memluklu devletini ortadan kaldırmasıyla Osmanlı ve Venedik arasında anlaşma imzalanmıştır. Venedikliler Osmanlı devletine vergi vermeyi kabul etmişlerdir. Sultan II. Selim zamanında korsan saldırılarından bıkan halkın sultana başvurması ve Venediklilerin vergi vermemesi nedeniyle Kıbrıs tamamen Türk topraklarına katılmıştır.
Sabah panoramik olarak Makaryos'un Sarayı'nı, yeşilhat sınırında kurşunlanmış hayalet şehri ve cumhurbaşkanlığı köşkünü gördükten sonra Barbarlık Müzesi'ne geldik.Rum katliamı sonucu şehit edilen ve göçe zorlanan Türk masum insanlarının öyküsünü anĺatan bu müzeye girdiğim andan itibaren gözyaşlarıma hakim olamadım. İlk girdiğimiz odada Rum saldırıları sonucu evlerini terk edip sinema salonlarında, okullarda zor yaşam şartlarında hayat mücadelesi veren Türk göçmenlerinin fotoğrafları, 1963-1968 yılları arasında şehit edilen soydaşlarımızın isimlerini gösteren tablo, 1963 yılında Lefkoşa'da 850 kişinin barındığı Atatürk İlkokulu'nda göçmen çocukların dramı, 15 Kasım 1967'de Geçitkale'de şehit edilen Türk mücahitlerinden Halil Mustafa'nın ailesinin feryatlarını gösteren fotoğraf...
Diğer odada 24 Aralık 1963 günü Kanlı Noel'de şehit edilen Dr.Nihat İlhan'ın eşi Mürüvvet Hanım'ın ve oğulları Murat, Kudsi ve Hakan'ın fotoğrafları, ev sahibi Hasan Yusuf'un fotoğrafları...
(devam edecek)