İşte Ankara Kalesi.
Kalenin yapılış tarihi kesin değil.Ancak M.Ö. 2.yy başlarında Galatyalıların Ankara'ya yerleşmeleri esnasında kalenin var olduğu biliniyor.
Çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptıgı bilinen kale; çeşitli istilalar da uğramış.Onarım da geçirmiş. Roma ,Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izleri taşımakta.Kalenin eteklerinde küçük el işleri, hediyelik eşyalar satan mahalleli kadınlar yol boyu dizilmiş.Kimisi aşırı soğuk havaya aldırmadan örgü örüyor, kimisi bir şeyler yiyor.Yarı donmuş yarı buzu erimiş havuzdan su içmeye çalışan bir güvercin.Havuzun etrafında neşeyle oynayan çocuklar objektifime takılanlar.Kaleye doğru çıkarken insan ilklerine kadar üşüyor sanki.Kalenin içinde top oynayan çocuk. Biraz sonra kızlı erkekli gençler de çocuğa katılıyor.Etrafta gezen insanlar...
Kaleden inerken sol tarafta Sultan Alaaddin Camii.1178'de Selçuklular döneminde Muhiyiddin Mesud tarafından yaptırılmış.Ankara'nın en eski camiisi ünvanını taşıyor. Kapalı olduğu için içerisini fotograflayamadım.Kapısının uzerinde iki tane kitabe var.Camiinin avlusunda donmuş su birikintisinden su içmek isteyen fakat içemeyen kedi yavrusu.Neyse ki yanımda su var. Oluğa döküp içmesini sağladım.Lütfen bu soğuk havalarda çevremizdeki havyanlara su ve yiyecek bırakalım.
Dar sokaklardan aşağı dogru inerken karşımıza 17.yy da yaptırılan Ramazan Şemsettin Camii çıktı.Mescitin güneydogusunda kesme Ankara taşından bir çeşme mevcut.Tavanın ortasında ahşap bir süsleme var. Mihrap ve minber çok sade. Yapılan onarımlardan dolayı orjinalliğini yitirmiş.
Daha sonra kokteyle katılmak üzere sanat galerisine geldik. Çok güzel eserlerin sergilendiği açılıştan sonra tekrar yola koyuldum.Yolumun üzerinde tarihi Çengelhan'daki Rahmi Koç Müzesi.Başkentin ilk sanayi müzesidir. Çengelhan'da Kanuni Sultan Süleyman döneminde inşa edilmiş.Rahmetli Vehbi Koç'un iş yaşantısına başladığı dükkanında içinde olduğu bir handır.Denizcilkten karayolu taşımacılığına, havacılıktan tıbba kadar pek çok sanayi kolunun geçmişini görebilirsiniz.
İsmail Amca Atölyesi'nde 19.yy. dan kalma eserler mevcut.Sivaslı Ali Rıza Eczanesi'nde asırlık malzemeler mevcut.Tiftikci, marangozhane, saraç dükkanı, eğitim atölyeleri,sergi salonları. Atatürk odası,eski oyuncakların sergilendiği bir oda, Rus denizaltı dalgıç kostümü mevcut.Gelin ve damatlar bu tarihi mekanda fotoğraf çektiriyorlar.Kendilerinden izin alarak ben de bu anlarını ölümsüzleştirdim.Ömür boyu mutluluklar dilerim.
Aşağı doğru inerken yolun uzerinde 14. 15. yy da Ahi'lerden kalma Hacı Arap Camii .Ahi Elvan Camii inşasından kalan artık malzeme ile Ahi Elvan'ın katibi olan Hacı Arap adına bu mescit yaptırılmıştır.Sadeliği ile dikkat çekiyor.
Şimdiki durağımız Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi.Erimtan'ın zaman içinde Anadolu Külturel mirasının yurt dışına kaçırılmasını önlemek ve yurt içinde bulunan eserlerin toplumla paylaşılması düşüncesiyle oluşturulmuş.Burada M.Ö.3.binden Bizans ve Roma dönemine ait şişeler,kaseler,taç,sikkeler, yüzükler,bardaklar, çanak çömlekler, bronz heykeller, çivi yazılı tabletler,mühürler ,testiler,seramikler objektifime takılanlar...Böylesine güzel bir çalısmayı bizlere sunduğu için Erimtan'a şükranlarımı sunuyorum.
Ve son olarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi .Müzenin kapanmasına yarım saat kala ve makinemin bataryası bitmek üzere. Anadolu arkeolojisi Paleolitik Çagdan başlayarak günümüze kadar; Osmanlı devrinin bu tarihi mekanlari olan Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han'da sergilenmekte. Müze At Pazarı olarak isimlendirilen semtte Ankara Kalesi'nin dış duvarının güneydoğu kıyisinda yer alır.
Avrupa'da yılın müzesi ünvanı da alan müzede; Paleolotik Çağdan kalma eserlerden bazıları el baltaları, kazıyıcılar, uçlar, kemikten yapılmış aletlerden bızlar,iğneler, süs eşyaları..Neolotik Doneme ait boğa başları ve resimleri,duvar resimleri,mühürler ,Ana Tanrıça heykeli,adak heykelcikleri,Taş aletlet yanında bakırında kullanılmaya başlanmasından dolayı Kalkoltik Çag denilen bu dönemden kalma eserler; Halef seramigi olarak isimlendirilen çanak çömlekler.
Anadolu'da yaşayan insanların bakıra kalay katarak tunç elde etmeyi başardıkları döneme Eski Tunç Çagı denir.Eski Tunç Çağına ait eserlerden bazıları ; tunç mızrak uçları, baltalar, silah,süs eşyası, kap kaçak Tuncun yanında bakır, altın ,gümüş eşyalarda mevcuttur.Bu dönemde dokumacılık ve eğirmecilikte çok gelişmiştir.
Asur Ticaret Kolonileri Çağına ait çivi yazılı tabletler,heykelcikler, kalıba dökülmüş tanrı ve tanrıça figürünleri, törensel içki kapları, mühür baskılar... Eski Hitit ve Hitit Imparatorluğuna ait kabartmalı vazolar,tunçtan yapılmış heykelciklerde tanrılar betimlenmistir.Boğalar, törensel içki kapları vs...
Frig Krallıği Donemine ait Kybele Ana Tanrıçası ; bereketi ve çoğalmayı temsil eder; aslan, at, boğa ve sfenks kabartmalar,, frig seramikleri objektifime takılanlar.
Geç Hitit Krallığı'na ait dönemde, Kargamışın Uzun Duvar, Kral Burcu ,Kahramanlar Duvarı, ve Su Kapısı olarak adlandırılan kabartmaları, savaş arabaları, dinsel törenler,tanrı ve tanrıçalar betimlenmiştir.Geç Hitit sanatının en önemli özelliği, mimari ile yontuculuğun bir arada kullanılmasıdır.
Urartu Krallıgına ait Altıntepe'de bulunan; kulp yerlerinde 4 boğa başı olan tunç kazan, İ.Ö.XII.yy 'a ait miğferler, kalkanlar, levhalar, fildişi kuş başlı kanatlı cinler,Adilcevaz kabartması, insan yüzleri.geyik kabartması, aslan heykelcigi, mühürler vs...
Lidya Dönemine ait fildişi işciligi adak figürleri, heykel ve duvar resimleri mevcut.Müzede ayrıca 1200'lerden günümüze kadar Anadolu uygarlıkları da sergilenmektedir. Roma dönemine ait mermer tanrıça heykeli ,Roma dönemi Ankyra sikkeleri ,Roma dönemi mermer Tanrı heykeli...Gönül isterdi ki yurt dışına kaçırılan Anadolu Hazinelerinin bir an önce vatanına kavuşması.
Bugünkü gezimiz bu kadar. Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola.Sevgiyle kalın, mutlu kalın.