Yine yollardayım, içimde yine heyecan kıpır kıpırım..Yol yazılarını,anlatmayı, gideceğim yeri tanıtmayı seviyorum..
Yola çıkmadan uğurlayanin,vardığın yerde karşılayanın olursa planlı olursun..
Ama uğurlayan ,karşılayan yoksa ordan oraya savrulursun benim gibi..
Baktım havalar güzel, Alanya'ya gidilir,orada gezilir,deniz havası iyi olur deyip,hazırlanıp çıktım...
Bazen serseri mayın olmak da güzel olur,rota belli değil,pusula kayıp...
Dostlar Alanyayi çok severim,ikinçi mekanım..
Ben kendimi şahsen çok şanslı bulurum..Ve çok şükrederim Yarada'na...Bana dünyadaki mekanları hep güzelinden nasip ettiği için...
Seydisehirdeki evim manzara olarak çok güzeldir, Seydişehir'i tepeden bakarım..
Hani mecaz diyorum,başka türlü anlaşılmasın..
Alanyadakide denize nazır sakin ve sessiz..İnsana huzur verir..Onun için tercih edemem bazen nerede yaşasam, diye..
Aklımın estiği yere gidip,geliyorum işte..
Bir de turlar var,bitince oturacağım gayrı..
Bu konuda hep eleştiri alıyorum, dostlardan..
Şerife Hoca otur artık seni takip edemiyoruz diyorlar da onlara söylüyorum, kar düşerse oturacağım, söz..
Dostlar Alanya yolunu anlatıyordum.Sağlı sollu yeşillik, ama kırmızı sarıya çalan renkler var içerisinde..Çiçek buketi gibi...
Sanki bir dehlizden geçiyormuş hissi veriyor...
Dağların zirvesinden güneş süzülmeye başladı..Hafif bir buhar var,gökyüzüne doğru ağan..Insan umutlarını, yakarışlarinı Rabbime ulaştıran ..
Yüce dağlara bakınca Ata ocagimizdaki Tanrı Dağları, Atsız, Kürşat aklıma gelir..
Hayalî olarak oraları gitmeyi düşünürüm..
Şu hayatta tek isteğim Oraları görmek, Orhun Selengi ırmaklarından abdes almak ,Kürşat'ın ,Yamtarın,Gökbörünun Duygularını terennüm etmek ..Ay Hanımın Urungunun(Kürşat'ın Oğlu ) , sevdalarını düşünmek, havasını tenefüs etmek ..
Gitmeliyim oralara,Orhun kitabelerine dokunmalı, Bilge Kagani ,Kültigini, Bilge Hatunu,Tonyukuku,Ilteriş Kağanı rahmetle anmalı ,yadetmeli..Yaşamalıyım ..
Gitme planımız var arkadaşlarla ama Rabbim nezaman nasip edecek...Bakalım..
Ahmet Hikmet müftüoğlunun "Gönül Hanım" bu yolculuğu anlatır, Orhun Abidelerinin bulunuşundan bahseden Şahane bir romandır .Tavsiye ederim...
Neyse hayaleri bırakıp yola döneyim..Sağlı sollu olan yürük obaları sessizleşmiş..Keçi ve koyunları göremedim...Çadırın önündeki balalar yok ,yörük hanımların hızlı hızlı gelip gitmelerini göremedim...
Yörüğun yaşlısına çadır bekledirler derler ya "
Yaşlılarınıda göremiyorum ,sanki boşaltılmış, göcülmüş gibi...
Yörükler yaşadığı yere yurd der, Ne hoş bir tabirdir...
Milli şuur budur, Tanrı Türke bu şuuru doğmadan vermiş tir...
Türk'ün bastığı toprakları emeğiyle, kültürüyle, canıyla kanıyla yurt etmesi..
Atatürk boşuna demiyor,
Arkadaşlar!Gidip Toros Dağlarına bakınız. Eğer orada birtek Yörük Çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi bilinki şu dünyada hiç-bir güç kuvvet bizi yenemez ..İşte Yörüğe olan güven, itimat....
Yine yolun sağında solunda bayraklı meyve satan,bal satan,keçi boynuzu pekmezi satan çadırlar var...
Önünde ocak tütüyor, mısır pişiyor, gibi...
Yanan ocaklara karşı bir zaafım vardır..
Rahmetli dedemle küçükken dırkaz(aş evi) oturur,ocakta ısınır, dedemin İzmir işgal edilince Aydın'a doğru gelen düşmanları duyan annesiyle nasıl kaçtıklarını dinlerdim..
Kocası Çanakkale Savaşı'nda şehit olan ninem oğlunu kızını alır, kaça kaça Burdur'a kadar gelirler...
Benim anne köküm Aydın Incirliovaya dayanır.. Ama hiçbir akrabamı bilmem..
Benim ülkücü olmamda dedemim hikayelerinin,görüşlerinin çok rolü vardır..
Çok aydın, bilgili,ileri görüşlü biriydi dedem..
Özelikle yörük kültürü ruhuma öz olarak, yaşayış olarak işlemiştir.
Ocaktan bahsederken: Ülkü ocaklarimiz, yetiştiğimiz milli şuurla bezendiğimiz, hayat görüşümüzü, yaşayış şeklimizi planladığımız yerler...
Mücadele kalemiz,idellerimizin yeşerdiği yerler..Seminerlerle yüzlerce öğrenci yetiştirdiğimiz kutlu mekan..
Kara Kağan tarafından istila edilen mekanlar.
Artık içerisine giremediğimiz, alınmadigimiz yürek sızısı mekanlar...Hatırlayınca afakanlarin bastığı ruh hali .Neyse..
Herzaman olduğu gibi yol çok hareketli sağımızdan solumuzdan vızır vızır arabalar geçiyor..Otobüste baya hızlı gidince gözle takip edilemiyor..
Küçük bir kaza atlattık, hızlı gelen bir mercedes hızını toplayamadı, dağa doğru kaydı,bereket frenle durabildi...
Canımız ağzımıza geldi ,hayat ibliğe bağlanmış, gibi...Bir anlık..
Yeşillikler bitip, mavilikler başlamak üzere ,Deniz,umman ne güzel bir görüntü..
Alanya,Yeşilin, mavinin, çiçeğin sarmaş dolaş olduğu bir vatan toprağıdır..
Hiç-bir yere değişmem..
Gelmeyenler, görmeyenler varsa mutlaka gelip görmeliler..Bana hak vereceklerdir...
Saygılarımla, dostlar...