Bazen bir konuyu anlatmak için zorluk çekersin, dilin lal olur, özlerin dolar, boğazın düğümlenir, hatıralar gözünün önüne hücum eder
,Vay ki vay dersiniz..!
Ölüm haktır, kabul edersiniz bazen bunu yakıştıramaz ,konduramazsiniz..
İşte tamda bu ruh halindeyim Deprem denen mahşeri hadise pekçok canlarımızı bizden aldı.
Aklımızda kalan, düşündüğünüz ,Ölüm şeklinden farklı bir Ölümle karşı karşıyayız.
Ben Ölüm, vefat kelimelerini kullanamıyorum ?
Terki diyar etti, uçmağa vardı, Rabbine kavuştu demek istiyorum,
diyorum..
Halit Dalar Koca arkadaşımız..
İstanbul Atatürk Eğitimin Yılmaz savaşçısı..
O ,zor yıllarda (75,80 dönemi) arkadaşlarının önünde mücadele adamı.
TC Niyazi Bektaş , Mehmet Başer ile yan yana görürdünüz.
Okulun yanında bir apartmandan oluşan Türk Yurdunda kapıda, caddede volta atarken görürdünüz.
Kara kuru post bıyıklı bir genç. Hani Atsız Atanın Bozkurtlar romanındaki Yamtarı hatırlatan bir tip, bir şahsiyetti...
Yine Müdürümüz Namık Özer Erdoğan can güvenliğini sağlamak için kapısında nöbet bekleyen, Halit Dalar..
Müdür bey benim evladımdı, der..
Enkaz altından sağ çıkması için çok çaba sarf etti.
Yine Seyit Ahmet Arvasi Hocamızın güvenliğinden sorumluydular arkadaşlar.
Evden alır, eve bırakırlardı.
O zamanlar öyle yıllardı.
Halit bu işte de görevliydi...
Tüm arkadaşlar, seferber olduk, oradan çıkartmak için,
Mehmet Başer beni arar telefonda ağlarız, Niyazi Bektaş arar, Şerife dimağım durdu der.. Dakikalarca konuşuruz..
Atatürk Eğitim Müdürü, Müdür Yar . Öğretmenleri öğrencilerle yumak olmuş, vaziyettedir. Ahde vefayı canlı kanlı yaşatmaya çalışırız.
Niyazkar ne der dostluğundan, bakalim
Bu nasıl bir düştür, bu nasıl serap?
Böyle mi olacaktı vedamız "Arap"?
Koyup gidişinle "Türk Yurdu" harap,
Hicranınla hüznümüzü yüreğimize akıttık. .
Halit Dalar la Yine İyi Partinin kurulma aşamasında beraberdik.
Antalya'da otururdu, kongre zamanları hemen arar, bacım, biz geliyoruz, sen ne yapacaksın der,
Halit ben de gideceğim deyince sevinir, yolda birbirimizi arar sorar, kongre sonrası mutlaka buluşur bir çay içerdik. .
Yine mitinglerde buluşur, hal hatır ederdik.
Eleştirileri olur, tartışır, Ya Halit yönetime gir ,derdim.
İki sene önce Parti Yönetimine girdi. .
Yine Niyazkar, Köksal Hocayı dinleyelim
Başbuğ'un ardında yılmaz çeriydin,
Bir vatan delisi, ülkü eriydin,
Kutsî davamızın bir neferiydin,
Yokluğunla bin dert daha ekledik.
Halit Dalar okuyan bir arkadaştı. Özellikle tarihi çok severdi. .Pek çok tarihi konulardaki meseleleri ondan dinlemiştim..
Hatta bazı konular da tartıştığımız olmuştu..
Halitle bazı konularda en çok tartışan bendim.
Beni bilen bilir bir konuda haklıysam sonuna kadar gider, susmam. .
Ha tamam deyip, kafa sallamam. .Bu konuda kırıcı da olabilirim. .
Halit, Şerife Bacım en çok senle kavga eder
,Ama yine de seni çok severim ,deyip, iltifat ederdi.
Son bir senede de bir konu üzerinden birbirimize kırgındık, maalesef. .
Biz Atatürk Eğitimin Ülkücüleri her sene bir şehrimizde toplanır, gezer, eğlenir,meseleleri tartışır, hatıralarımızı canlı canlı anlatırız.
Hatta ben derim ki; Bakalım kim kimi uğurlayacak, kim kimi karşılayacak.
Vefat eden arkadaşlarımızı duyduğumuz anda mutlaka cenazesine katılmak için yollara dökülürüz.
Bu bizdeki Ahde Vefanın bir gereğidir. .
Ama Halit'e gidemedik, elimizden bir şey gelmedi, Oturup, üzüntümüzü evimizde ağlayarak yaşadık.
Ne der, Yunus Emre,
Bir garip öldü diyeler,
Üç gün sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Böyle garip, bencileyim..
İşte Halit, böyle bir garip gibi terki diyar etti..
CAN dost, ülküdaşım, yürekli Bozkurt güle güle git,
Selam götür, Başbuğa, arkadaşlarımıza. .
Mekanın cennet olsun, dualarımız seninle.
Sen ömrünü Yüce Türk Milletine adamış bir şahsiyetsin. .
Rabbim mutlaka yanında seni makbul görecek, cihangir ruhunu ,Nizami Alem şuuruyla taçlandıracaktır.
Biz yaşadığımız sürece seni unutmayıp, unutturmayacağız.. Emin o.
Hani deli kız derdin ya, o deliliği bu zaman zarfında ortaya çıkarmamak için çok uğraştım.
Güle güle Koca Adam, Yürekli Bozkurt..
Ailesinin, Atatürk Eğitimin Canları başınız sağ olsun..
Nice hatıran var candan canana
Rahmet ve mağfiret dileriz sana,
Niyazkâr son vedan ağıtsa bana,
Kavuşmayı cennete mi sakladık?
Köksal CENGİZ (Niyazkâr)