Savaş deyince içimiz titrer ,gönül hem korkar ,hem çekinir hemde onaylar..
Analar Ah !Analar yüreği hep yanan analar..
Çocuğu savaşa girsin gitmesin hep niyazda,duadadır elleri..
Her çocuk, her asker onun evladıdır..
Onun için yaşadığımız toprağa ANADOLUDA denmiştir..
Bıraksalar evlâtları için onlar gider,savaşa..
Haydi siz geri durun,biz yeteriz onlara der,gibi.
Türkün kadını da erkeği de doğuştan askerdir..
Ana daha başka ,çift yüreklidir ..
Görders'te,Makbule Hanım hikayesi anlatılır.. Kahraman Türk kadını evlendiği gün kurtuluş savaşına katılır, kocasını yalnız bırakmamak için.
Yani savaş yürek işidir, bilek işidir.
Savaş deyince çevik, yiğit,kahraman,deli bozuk,gözünü budaktan sakınmayan kişilikte, karekterde gençler gelir akla..
Kelle koltukta,Rabbinden başka kimseye secde etmemiş, Sevdasının öncüsü vatan olan yiğitler..
Insanın en zor vereceği şey canıdır, hiç düşünmeden onu hemen veren canlar..
Aslında hayatta yaşayan çocuklukta, korkak,çekingen, sünepe, dönek, şahsiyeti zayıf,maddenin esiri olmuş tiplerde vardır..
Onları hiç aklımıza getirmeyiz..
Halbuki onlar hayatın hep zirvelerinde ,dünyaliklarin başındadır..
Devlet kadrolarında, yatta, eğlence yerlerindedir..
Yaşayan onlar ,ölen yiğitlerdir..
Savaş bitince kimse yüzüne bakmaz,gazilere adam yerine koyan olmaz..
Aklıma hep,ATSIZ ATANIN TOPAL ASKER,ŞIIRI GELIR..
EY saçları alagorsan kesik hanım kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız,
Bacagimla alay etme pek topal diye,
Bir sorsana o topallık nerden hediye,
Sen Şişli'de bahsederken her gece gündüz,
Biz ötede ne ovalar ,çaylar, ne dümdüz,
Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık,
Siz salonda bahsederken bizler savaştık,
EY dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız !
Hayatın iki yüzü budur,
Vatan için ayağını, güzünü, kolunu vücut uzuvlarindan birini veren yiğitler, diğer tarafta ,
Zevk sefa içinde hayat süren leşkargalari..
Sefil, baya,basit, idraksiz hayatlar...
Bizler şunu iyi biliriz ki vatan yükselten ıdealist,kahraman, cesur yürekli kişilerdir..
Tarih onları yazar,Türküler onları söyler ,
Masal,destanlar onları terennüm eder,
Onların isimleri çocuklara verilir.,Sokaklar,caddeler onların isimleriyle taçlanır..
Yasinler, Fatihalar ,dualar onlar için okunur..
Onun için marşlar bestelenir,
Meselâ,
Kürşat'ın karasıyla indik Tanrı Dağından
Ruhumuzu kandırdık, Orgunun kaynağından,
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur,
Türke kefen biçenin ölümü korkunç olur,
Kürşat 40 yiğidiyle Çin Sarayını basan yiğit,
İşte yiğitlik böyle milletinden taktir görmektir..
Varsın alagorsan kızlar kıymet bilmesin varsın
Hayatı sefil fikirlerle yönetilen kişiler, mahmutlar değer bilmesin, taktir etmesin..
Savaşın eşiğindeyiz ,yine yiğitler ölecek, sakat kalacak ..
Anaların yüreği yanacak,gece gündüz diller duada,gözler pınar olacak..
Bazıları da bundan pirim yapmaya çalışacak..
Ama bizler şunu bileceğiz, bizler onların sayesinde evlerimizde rahat uyuyor,
Albayragin dalgalanmasını seyrediyor,nefes alıyoruz..Camii minarelerinden ezan-ı Muhammediye dinliyoruz,salâvat getiriyoruz..
Bunun için Yüce Yaradana şükrediyoruz..
Hesapsız şükür, Türk yaratıldığımiz için ,İslamiyete inandığımız için, yiğit evlatlarımız olduğu için..
Onların sayesinde Atatürk'ün resminin altında,
Cumhurbaşkanı savaş startı veriyor..
İşin en gurur verici yönü bence bu tablodur..