Gesam'ın Kahramanmaraş 'da düzenlemiş olduğu sergiye katılmak üzere Sivas'tan yola çıktım.Sabahın ilk saatlerinde şehre vardım.Konaklayacağımız Kahramanmaraş Öğretmenevi'nde birkaç saat dinlendikten sonra kahvaltı yapmak üzere hemen bitişikteki Şelale Park'a doğru yola çıktım. Yol üzeri cumartesi pazarı kurulmuştu. Zeytinler, kömeler, meyveler, sebzeler ,rengarenk, cıvıl cıvıl...
Akdeniz'in görülmeye değer olan bu şehri, kasım ayına ragmen 24 derece sıcaklıkta bahar havası hissi veriyordu.Şelale Park'ta gözleme ve çay içtikten sonra ;üstune de bir tarhana çorbası içtim.
Kahvaltıdan sonra Tarihi Çarşıya doğru yola çıktım.Objektifime takılanlar;Bahçelievler Camii,camiinin avlusunda uyuklayan bir adam,ayakkabı boyacısı, mısırcı,yol boyunca dizili arabalar,Sütcü Imam'ın Fransız askerlerine müdahele ettiğini gösteren heykelin bulunduğu meydan,tepede kale ,künefelik peynir, biberiye, tarhana vs satan dükkanlar,biraz ilerde bayrak olayını temsil eden heykel...
Vee...Katip Han ilk durağımız. 200 yıllık geçmişe sahip Katip Han'da Han Duvarları ve Hancı şiirleri insanın ruhunu okşuyor.Bir köşesi Şark Köşesi,otantik, güzel bir mekan.
Ulu Camii,Camii Kebir; simetrik açıdan çok güzel kareler yakalayabileceğimiz kutsal bir mekan.Dulkadiroğulları zamanında 15. yy 'ın sonlarına doğru yapılmış. Bir yandan fotoğraf çekerken diger yandan müezzinin güzel sesinden sohbeti dinliyorum.Dikdortgen şeklindeki mihrap üçgen şeklindedir.Daha once Kahramanmaraş'ın en büyük camiisiyken şimdi Abdülhamid Han Camii bu ünvanı almış.Taş Mescit( Medrese )hemen yanında.XIV. yy'ın başlarında yapıldığı sanılan dikdörtgen şeklindeki açık avlulu planlanmış ve avlunun etrafinda hatimlerin indirildiği, kuranların okunduğu odalar mevcut.Rıdvan Hoca Yeraltı Çarşısı'ndan geçip,kaleye dogru yola çıktım.Yol çalışması yapan ustaları ,Kalenin eteklerinde "Maraş bize mezar olmadan; düşmana gülzar olamaz"yazısı, gögsüne taktığı İstiklal Madalyası ve S. A.Emre'nin güzel bir dörtlüğü fotoğrafladım.
Evliya Çelebi seyahatnamesi'nde halkın büyük çoğunluğunun Türkmen olduğunu belirtir.Fransız işgalinin verdiği yerel mücadeleyle İstiklal Madalyası'na sahip tek ilimiz olan aynı zamanda TBMM 'nin kararıyla isminin önune kahraman kelimesi getirilen Maraş ne kadar gururlansa yeridir diye düşünüyorum.
Yokuştan yukarı doğru kaleye doğru tırmanmaya başladım.İlk durağım Minyatür Kurtuluş Müzesi 1920.Müzede,Maraş'ın işgali;Ermenilerin sevinç tezahüratları,Sütçü İmam Olayı, Maraş'ın ateşe verilmesi ve Fransızların kaçışı canlandırılmış.Kale burçlarından şehri fotoğrafladıktan sonra,Yörük Çadırına gidip guzel bir çay içtim,dinlendim ve şehir hakkında kısa bir bilgi aldım.Bayrağın gönderden indirilip tekrar göndere çekildiği yerde fotoğraf çektikten sonra kaleden aşağı Sütcü İmam'ın Türk namusunu koruduğu yere yapılan tatlı sudan içip, milli mücadelenin anlatıldığı Digital Kurtuluş Muzesi'ni gezdim.
Daha sonra Sütcü Imam'ın fahri imamlık yaptığı,türbesinin de bulunduğu Bektutiye Çınarlı Camii'ne ziyarete geldim.140 yaşındaki milli mücadeleye de tanıklık eden Doğu Çınarı; tüm heybetiyle karşımda duruyordu.Atatürk'ün dediği gibi "Maraşlıların yarattığı destan ,Anadolu'nun kaderini değiştirdi.".Burada Gazi Mustafa Kemal'e Osmanlı Ecdadımıza ,büyük kahramanlık gosteren Sütcü Imam'a Ermeni komşusu tarafından şehit edilen Hafız Veliyuddin Efendi'ye ebediyete intikal etmiş tüm şehitlerimize dua okuduktan sonra Bogazkesen Camii'ne dogru yola koyuldum.XVII. yy ortalarında yapıldığı tahmin edilen camii gösterişsiz, sade .Boğazkesen mahallesinde bulunan camii, iki derenin kesiştiği noktada bulundugu icin bu isimle anılıyormuş.Her karesinde bağımsızlık mücadelesinin izlerini görebileceğiniz bu şehirde 1934'de şehitleri için yaptırılan çeşmenin soğuk suyundan içip, susuzluğumu giderdikten sonra Tarihi Maraş Çarşısı'na doğru yola çıktım.Burada çeşitli kareler çektikten sonra Semerciler Çarşısı'na gittim.Izin alarak çektigim fotoğraflar için ustalara teşekkürlerimi sunarım.Tarihi Maraş Çarşısı'nda objektifime takılanlar; yüncüler, demirciler, bakırcılar, kuyumcular,sandık işlemeceliği yaapn ve satan ustalar, kurutmalıklar, biberiye,köme, tarhana satan dükkanlar..
Buradan serginin açılışına katılmak üzere Necip Fazıl Kısakürek Sergi Salonu'na geldim.Açılışı M. H. Güvençer,Sütcü İmam Üniversitesi rektörü Prof. Dr. D. Deveci,İl Kültür ve Turizm vk S. Gemci ve Gesam koordinatörü N. Demirtepe birlikte yaptı. Güzel bir açılış oldu.
Sabah kahvaltıdan sonra minibüs tutarak Döngel Tekir Vadisi'ne doğru yola çıktık.Mağaralara tırmanmak benim icin çok zor ve zahmetliydi.Şarıl şarıl akan çağlayanları, sonbahar renklerine bürünmüş doğayı fotoğrafladım.Su kaynaklarının zenginliği bakımından Türkiye'de ilk sırada yer alan Kahramanmaraş'ın daha gezilecek çok yerleri vardı ama kısıtlı süremiz vardı.Burdan Yeşilgöz mesire alanına gittik. Yeşilgöz'de muhteşem yansımlar çektik. Tekir Köyü'nde köylüler anız yakıyordu. Hayvanları otlatıyordu. Burdan tarihi Ceyhan Köprüsü'ne gittik.XIV ya da XVI yy 'dan kalma 6 gözlü bir köprü.Gün batımında köprüde balık tutan balıkçıları fotoğrafladık.Çağlayan Cerit mitingi sonrası elim bir helikopter kazasında kaybettiğimiz Muhsin Başkan ve arkadaşları anısına yaptırılan Muhsin Yazıcıoğlu Parkı'na gittik.Çok güzel bir park olmuş.Ruhları şad olsun.
Kahramanmaraş'ın olmazsa olmazı dondurmayı yemeden gitmek olmaz. Dondurmamızı yedikten sonra otogara doğru yola çıktım. Burada askere kına gecesi yapılıyordu.Bir buçuk saat boyunca gençler halay çekip oynadılar.Daha sonra otobüse bindirdikleri gencin,ailesi ve yakınları sıra halinde gelip vedalaştılar.Otobüs hareket etmeden gençler İstiklal Marşı söylediler.Otobüs hareket ettikten sonra gençler şehrin çıkışına kadar otobüsü ugurladılar. Yalnız bazı gençlerin yarı beline kadar vücutlarını arabadan çıkarmalarını tehlikeli buluyorum.Ayrıca böyle kutlamalarda gencin havaya fırlatılıp tutulması da çok sakıncalı. Zira yıllar once Sivas'ta asker uğurlama merasiminde böyle havaya firlatılan bir gencimiz malesef hayatını kaybetmişti.Allah korusun ölebilirler ya da sakat kalabilirler. Zira bu durum bütün Turkiye'de asker uğurlarken ve ya maç kazanıldığı zaman rastladığımız nahoş bir durum.Yetkililerin bütün Türkiye'de acilen önlem almasını diliyorum.Zira gençlerimiz bizim geleceğimiz.Geleceğimize sahip çıkalım.
Sevgiyle kalın .Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola