Insanoğlu nefsine düşkün, bencil bir varlıktır..Ben duygusu çoğu zaman galip gelmiştir..
Allahu teala insan nefsini imtihana tabi tutmuş,ateşe atmış, kırbaçlatmış "Nefis" ben demiştir.
Aç bırakmış o zaman Yaradan'ın büyüklüğünü kabul etmiştir..
Büyük olan "Sensin" demiştir..
Bugün Yurdumuzda yangın çıktı.
Dağlarımız ,köylerimiz, agaçlarımız,çiçeklerimiz, börtü böceklerimiz yandı,kül oldu..
Devleti yönetenler âciz kaldılar.
Kendilerine lüks uçak almaktan,son model araba almaktan,lüks saraylar yapmaktan, yangını müdahale edecek,uçak, helikopter, araç ve gereç almamış yetersiz kalmıştır ..
Millî felaketlerde insan faktörü çok önemlidir.
Birleşme,durumdan vazife çıkarma,ben ne yapabilirim,nasıl faydalı olabilirim, duygusu..
Evini barkını, sıcak yatağını bırakıp yola çıkanlar,
Birikimlerini birleştirip helikopter kiralayanlar ,
Mutfak kurup sıcak yemek çıkartanlar,
Su gerekir deyip, çalışanlara su taşıyanlar, yani sakalık yapanlar,
Hortumun bir ucundan tutup,yetişmeyen hortumu ek yapıp yanan ağacı söndürmeye çalışanlar,
Gelen malzemeleri istifleyip dağıtımında görev alanlar,
Bir elin nesi var,iki elin sesi var "Atasözünde söylendiği gibi..
Sağ kalan hayvanları yedirip,içirip korunağa taşıyanlar,
Itfaiye erlerine yiyecek içecek taşıyanlar..
Halka teselli edip,moral verenler,yalnız değilsiniz yanınızdayız, deyip yüreklere su serpenler,
Bunlar idealist insanlardır, kendi nefsinin dışında başkası için de ne yapabilirim,düşüncesindeki kişiler..
Derde derman olabilir miyim ?Diyen yürekler.
Canını tehlikeye atarak çevresine yardım eden kişiler,
Ateşi seyretmek yerine için de yanmayı göze alanlar,gönüllüler..
Kimse onların farkında değildir.
Resmî çalışanları herkes görür, teşekkür eder, minnet borçlarını bildirirler ama gönüllüleri hiç kimse bilmez..
Çünkü iş bitince onlar eyvallah biz gidiyoruz,demeden giderler..
Bazen hoşçakalın bile demezler.
Işlerini bitirmenin iç huzuruyla oradan ayrılırlar..
Işte bence insanlık, idealistlik, vatanı sevmek budur..
Sessiz ve derinden..Kimseye hava atmadan,gurura kapılmadan, hiçbirşey yapmamış gibi..
Ben bunları Serhat boylarında savaşan serdengeçtilere benzetirim..
Kahramanlıkları sessizdir,yiğitlikleri anlatılmaz,hikayeleri bilinmez ama en güzel hikayeyi yazan bunlardır..
Bugün bir resme gözün takıldı,yangın yerinde bir ayı yavrusuna su içiriyordu. ..
Rabbim dedim,Peygamber Efendimiz zamanında kuyuya inip ayakkabısıyla susuz köpeğe su taşıyan kadına benzemiyor mu?
O cennetle müjdelenmiş ,hanım kadar ayı yavrusuna su içiren bey de cennete gitmez mi ?
Yörük Hanımları şu hortumlarını sırtlamış çekiyorlar,yangın yerine taşıyorlar,
Bunun cepheye silah taşıyan Şerife Bacidan ne farkı var..
Vatan savunması sadece topla tüfekle mi olur,?
Tabii afetlerde yek vücut olup, insanlara can siparane çalışmakla da olur..
Bu konuda son yangında Türk Milleti yardımlaşmanın güzel bir örneğini vermiştir..
Hele yangın ortasında kalan yaşlılar..Ineklerini bırakıpta gidememiş, yangının söndürülmesinde insan üstü bir çaba sarf etmişlerdir..
Gönüllü olmak bana göre tüm ezayi,cefayı, mücadeleyi göze almak demektir..
Yüreğindeki sevgi pınarıyla herkesi sarar sarmalar,kana kana içirir..Hatta bazen o kadar çok içirir ki zaman zaman kendisi çoraklaşir...
Ama insanlık denen üstünlük vasfi bu yüreklere haizdir..
Yangında şu da iyi görülmüştür ki tabiat bizim her şeyimiz,insanoğlu tabiat olmadan yaşayamaz,nefes alamaz.
Kuş sesleri olmadan,sincaplar daldan dala sıçramadan, tilki kurnazlık yapmadan,Asırlık çınarlar reyhasinı salmadan,çamın havası genizde koku bırakmadan yaşanmıyor. .
Insanımız çok şey kaybetti..
Bundan sonra mücadele tekrar tabiatı agaçlandirmaktir...
Bunda da ilk sırada gönüllüleri göreceğimiz kesindir..
Onlar şimdiden ellerini kollarını sıvadılar, mücadeleye başladılar bile...
Bizlerde bu mücadeleye destek vermeliyiz,idealist kişilerin sayıları arttıkça milletin değer yargıları yükselecek,daha iyi yaşama geleceğe güvenle bakmak artacaktır. .
Gönüllü neferler,gençler, orta yaşlılar, idealist kişiler sizleri ellerim patlayıncaya kadar alkışlıyorum, yüreğinizin güzelliği karşısında önünüzde eğiliyorum...