Herşeyden önce bilinmelidir ki İslam güzel ahlak ve davranış dinidir. Ve bu güzel fiil Rabbim tarafından insanlara emredilmiştir. Pegamber Efendimiz " Ben güzel ahlak üzere gönderildim" buyurmaktadır. İslam güzel ahlak ve davranışı kesin ve net olarak emreder. İnsanlar bunları istismar etmesin diye Efendimiz "Kişinin tuttuğu oruç, kıldığı namaz, yaptığı ibadet sizi yanıltmasın" diyerek bizim dikkatli olmamızı ve her söylenilene inanmamamız noktasında bizi uyarmıstır.
Bu açık uyarılara rağmen İslamı kendine maske yapan insanlar çoktur ve bir çok insanı da kandırmaktadırlar.
İslamı kullanarak mal mülk ve cinsel sapıklıklar irtikap etme hadiseleri Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı ile su yüzüne çıkıp, Hüseyin Üzmez, Geberen Evranusoğlu, Bazı Ensar Vakıfları görevlileri, bazı cemaat ve tarikat kuran kursları ile artarak devam etmiş ve Adnan Hoca diye anılan kişin kurduğu cinsel komün ile zirve yapmış son ise yaşından ve başından utanmayarak kendini islam alimi olarak tanıtarak İslami öğrenmek için yönettiği dergaha gelen 12 yaşındaki sabi bir kız çocuğuna zincirleme cinsel taciz eden aslında İslam düşmanı sapık bir itle alçaklığın da alçaklığına düşerek dip yapmıştır.
Bu namussuz adam birde babasıyla yaptığı telefon konuşmasında "İstersen onunla evleneyim ama yaşı küçük" diyebiliyor. Yani o çocuğu kadın olarak görebiliyor bu alçak namussuz.
En çok beni şaşırtan hadise ise bu sapık herifi tutuklamaya gelen polis gelince onu savunmak için kavga ederek aynı zaman kızın babasını linç etmeye çalışan şuursuz ve bilinçsiz bağlıları.
Ben Pegamberim diyen ve İslamı kullanarak genç kızlara cinsel sapıklık uygulayan Evranusoğlu geberdiğinde bütün yetkililerin engellemelerine rağmen onun cenazesine gelen 5000 kişi...
Ve çeşitli taciz ve tecavüz hadiselerinde kendilerini müslümanların hamisi sayanların, her şeye karışan Diyanet İşleri Başkanının bu konularda bülbül gibi susması.
Bunun da ötesinde Kuran Kursları ve Kuran öğretmek için bütün Türkiyeyi kapsayacak bir proje hayata geçirememesi...
İslam adını kullanarak faaliyet ve ya hizmet yaptıkları iddia eden resmi ya da gayri resmi kurumlar mutlaka zapturapt altına alınmalı. Diyanet işleri başkanlığının dışında hiç bir kurum Kuranı Kerim ve dini eğitim vermemelidir. Diyanet işleri başkanlığındaki genel merkez dahil bütün çalışanlar çok dikkatli seçilmeli. Diyanet işlerindeki bütün kuslar sıksık denetlenmeli. Ve öğrenciler mutlaka ayda bir rehber öğretmenlerle görüştürülmeli. Görev yapan her türde kişilerin sapkınlığa bulaşmaması için sıksık psikolojik eğitime tabi olması şarttır. Eğer önlem alınmazsa bir çok insan İslamdan soğuyacak ve başka arayışlar içine girecektir. Bunda da başta devleti yönetenler ve diyanet olmak üzere herkesin vebali olacaktır. Ayrıca İslam düşmanlarının eline çok büyük koz verilmiş olacaktır.
Bu son sapık adamın sapıklıklığı karşısında Müslümanların ayağa kalkmamasına şaşırıyorum.
Bu ve benzeri sapıklık ve alçaklıkların vuku bulması üzerine aşırı solun ve İslam düşmanlarının GÜZEL AHLAK DİNİ OLAN İSLAMA saldırmaları beni aşırı rahatsız etmektedir.
Kabahat İslamın değil insanındır derken Rabbim bu ve benzeri durumlardan bizleri muhafaza eylesin.