Çok değerli bir arkadaşımın sosyal medyada paylaştığı “Kurtuluş savaşında Zonguldak ve çevresi hakkında pek bilinmeyenler” başlıklı yazısını okuyunca en büyük amcamın bir hatırasını dile getirmeyi kendime bir borç olarak kabul ediyorum ve rahmetli amcamdan dinlediklerimi aynen yazıyorum.
Bu yaşanmış ve gerçek olayı ben yedi yıllık öğretmen okulunun orta bölümü ikinci sınıfında iken; yani çocuk yaşta o zamanlarda bile Tarihe olan büyük sevgimden dolayı hiç unutmadım ve merakla dinlemiştim.
Rahmetli Amcam Abdulkadir Arslan’ın bizzat ağzından duydum. Yanlış hatırlamıyorsam amcam ve mensup olduğu çete Topal Osman’a bağlı ve ya onun isteği üzerine Karadeniz Ereğli’sine Fransız çıkartma yapılmasını engellemek için önlem alınması isteniyor. Fransızlar gemi ile asker çıkartmaya uygun bir koya çıkıp kasabayı işgal etmek ve Türk Direnişinin silah yardımlarına engel olmak istenmektedir.
Amcam, ele avuca sığmayan ve attığını vuran korkusuz bir kişi. 72 Kişilik Çeteleri var. Çete reisi eskiden bizim köye bağlı, daha sonra ayrılan Karatepe Köyünden.. Çok tecrübeli ve kurt bir adammış. Amcama da çok güveniyor. Çünkü hemşerisi. İşte vatan savunmasına destek veren bu isimsiz milis kuvvetler ile Ereğli’ye düşman Fransızların çıkacağı koyu kasabaya bağlayan boğazın iki yanına 36 kişilik iki gurup halinde çete reisi tarafından siperlere sokuluyorlar. Bu durumdan Ereğlilerin de haberi yok. Sadece Kuvayı Milliye ve Askeriyenin haberi var.
Çete reisi, herkesin aynı askeri gruba ateş etmemesi için işgalci askerlere daha çok kayıp verdirmek için boğazın iki yanında olanlar, kendi taraflarında olanlara ateş edecekti. Ve çete reisi ateş emri vermeden kimse ateş etmeyecekti. Bizim milislerde, beşli adlı verilen, her atışta tek mermi attıktan sonra namludaki fişeği mekanizma ile dışarı attıktan sonra şarjördeki mermileri tekrar namluya mermi sürülüp ateş edilebilen mavzerleri vardı. Ama çete kuvvetleri bu işi o kadar çabuk yapıyorlardı ki yarı otomatik tüfekler gibi 5 mermiyi hedeflerine boşaltabiliyorlardı. Bu tüfeklerin menzili çok uzun ve tesiri çok fazla oluyordu. Bu tüfeklerle vurulanlar iflah olmuyordu.
Fransız savaş gemisi, filikalara askerlerini bindirip kıyıya çıkmaya başlamışlar. Rahmetli amcamın dediğine göre 500 kişiden fazla asker kıyıya çıkmış. Kıyaya çıkışlar tamamlanınca, önde bando ekibinin çalması ile amcamların anlamadığı bir şeyşer(marşlar) söyleyerek neşeli biçimde düzenli yürüyüşe geçmişler. Devletlerin dünyadaki gücünü dikkate alarak; kesinlikle, kendilerine hiç kimsenin direnemeyeceğine inanmışlar. Neşe içinde yürüyüp tam bizim milislerin sipere yattığı vadiye gelince çete reisi ateş emri veriyor. Bizim milisler zaten destekli atış için düşman askerini hedefine almıştı. İlk atışta 60 civarında Fransız askeri yere serildi. İkinci atışta 45 tane daha yere serilmiş. Düşman baskın yediğini anlayınca kaçmaya başlamış ama üçüncü atıştan da kaçamayanlar olmuş. Üçüncü atışta da 30 kişi daha vurmuşlar. Fransız askarleri tüfek menzilinden çıkmak için son sürat kaçmışlar. Bu sefer Fransız savaş gemisi, bizimkilerin olduğu bölgeyi top atışına tutmuş. Ama, bizimkiler bölgeyi terk etmişler. Üstelik hiç kayıpları ve yaralıları bile olmamış…
Fransızlar bu ağır zayiattan sonra oradan ayrılmışlar. Amcam ve çetesi Ereğli’ye uğramadan üslerine dönmüşler. Amcam rahmetli, hiç tanımadığı ve görmediği, hatta adını bile düzgün telaffuz edemediği Ereğli için ölümü göze almıştı. O Ereğli’ye “Eleğri” diyordu. Mühim olan vatan ve namustu ve onun gereğini yerine getirdi amcam ve mensup olduğu çetesi…
Dediğim gibi; Ereğli’nin nasıl kurtulduğunu, hangi kahramanların, canlarını ortaya koyarak tam donanımla 500 kişilik Fransız birliğine ellerinde sadece beşli mavzer ile 72 kişinin saldırmasını ne Ereğliler ne de Tarihçiler biliyor. 72 Serdengeçti kanlarının, vatan sevisinin ve adamlıklarının gereğini yapmışlardı…
Herkes gibi, onların yaptıkları da unutuldu ve artık kayda değer verilmeyen sıradan hikayeler haline geldi…
Her Türk Genci, bu vatanın kazanılmasında, korunmasında yapılan fedakarlıkları ve isimsiz kahramanlarını unutmamalıdır. Bu toprakların yurt edinilmesinde, savunulmasında emeği geçen herkesten Rabbim razı olsun…
Tebrikler ..bilinmeyen 1 çatışmayı aktarmışsınız.. Öğrencilere değişik anlatımlar güzel gelir