İnanç - Samimiyet -Ahlak - fedakarlık millet ve Vatanseverliğin sembolu bir Dava adamı 1932 Yılında Eskişehirin Sazak köyünde doğan Gün Sazak Eskişehirin köklü ailelerinden kuvayı milliye kurucusu ve Kırmızı-Yeşil Şeritli İstiklal Madalyası sahibi eski milletvekillerinden Emin Sazak'ın oğludur.
lk ve orta tahsilini Eskişehir'de yüksek tahsilini de Amerika'da yaptı. Sazaklar Eskişehir'de geniş topraklara sahip çiftçilik yapan bir ailedir ve toprağa çok bağlıdırlar. Bu durumdan dolayı Gün bey Amerikaya ziraat tahsiline gönderilir. Yüksek tahsilini başarıyla tamamlayıp yurda dönen Gün Sazak toprak işlerine daha sıkı bir şekilde sarılır modern teknoloji ile işlerini geliştirir verimi arttırır. Diğer taraftan da inşaat işlerine başlıyarak müteahhitlik hizmetlerini de yürütür. Dürüst temiz sağlam işleri yapması sayesinde bu dalda da başarılar kazanır. Toprağa bağlılığı ve üstün vatanseverlik duygusu Amerika kalmayıp vatanına dönmesini ve hizmet etmesini sağlamıştır.
1970'li yıllarda Türkiye de "Bağımsız Türkiye" aldatmacısıyla komünizm devletlerine Türkiyeyi peyk yapmak için vatan hainleri silahlı terör eylemleri yapıyorlar.
O yıllara geçmişin gözlüğü ile şöyle bir bakalım:
15/ 16 haziranda bir işçi ihtilali teşebbüsünün provası olan Gebzeden İstanbula işçi yürüyüşü adı altında her kesimden kişileri yürüterek önlerine çıkan fabrikaları işgal edildi. Bir çoklarına zarar verilmişti. Avrupa yakasından gelen işçilerle Anadolu yakasından vapurlarla Karaköye gelen işçiler Sirkecide birleşip güçlü bir eylem yapacaklardı. İstanbul Emniyet Müdürü Galata Köprüsünü açtırarak bu iki grubun birleşmesine ve yapacakları eylemlere engel olmuştu. Yine burjuvaya hizmet ediyor diye kültür sarayını yakmışlardı. Faşist devletin malı diye Boğaziçi Vapurunu batırmışlardı. Beyazıt kulesine orakçekiçli bayrak asmışardı. Yeni yapılan boğaziçi köprüsüne sosyeteye hizmet edecek diye spotaj yapmak için çok çalıştırlar. Jandarma Genel Komutanına suiklast tertipledir. Yabancı devlet adamlarına suikastler yaptılar. Bankaları soydular. Polise, askere ve devlet adamlarına silahlı saldırılarda bulundular. Başta ODDÜ olmak üzere bir çok üniversitelere marksıstlerin haricinde kimseyi sokmuyor ve bazılarında de silahlı eğitimbile yapıyorlardı.
İzmir Tariş Fabrikasını işgal eden marksist militanlar fabrikaya büyük zarar vererek üretimi engellemişlerdi. İşgalciler Türk tarihince eşine rastanılmayan bir alçaklıpğı da irtikap etmişlerdi. Fabrikayı işgal eden Marksis/ Leninist (şimdi büyük çoğunluğu Atatürkçülük taslıyorlar) Devlet-Millet düşmanı militanlar sıkıyönetim komutanlığınca fabrikanın üretime başlması için yaptığı çağrıya "Türk askerini arkadan vur. Rus askerine selam dur" yazılı pankartı fabrikaya asabilmek haysiyet ve şerefsizliğini göstermişlerdi.
Bu vb eylemleri uygun bulmayan MHP ve Ülkücülere düşman olmuşlardı ve rastladıkları her yerde pusuya düşürerek ve ya savunmasız buldukları anda şehit ediyorlardı. Hem şehit ediyor hem de basını arkalarına alarak masum ve mazlum pozisyonlarına girerek " Faşistler devrimcileri katlediyor" diyorlar.
Halkı alevi sünni diye ayrıştırark Sivasta, Çorumda, Maraşta ve daha bir çok yerde kanlı çatışmaya itmiişerdi....
Türkiye tam bir yangın yerine dönmüş ekonomi, ticaret, eğitim kısaca her şey felç olmuştu...
Sazak Beyin vatansever ve miliyetçi düşünceleri bölücü olaylarların telin edildiği bir toplantıda rahmetli Başbuğumuz Alparslan Türkeş'le tanışmasına vesile olur ve kısa süre sonra Gün Sazak MHP'ye katılır. Partiye girdikten sonra şahsi işlerini takip ederken ağırlıklı olarak siyasi faaliyetleri yürütür. Yaptığı çalışmalar fikir tavır ve davranışları ile kendisini partiye kabul ettirir ve büyük bir saygınlık kazanır.
Maddi durumunun iyi olması yüksek ahlak ve karakter yapısı onu memleketin durumunu gördükçe daha da azimlendirir ve aşkla - şevkle çalışır. Elinin açıklığı yardımseverliği garip fakir ve yoksulları koruması o'nu AĞA yapar ve öğle anılır. Komünist beşinci işgal faaliyetlerin doruğa çıktığı zamanlarda her fraksiyondan bütün komünistler o'na AĞA diyerek çamur atıyorlardı. o da bu alçaklara " Allah şükürler olsunki ben Türk töresine göre ağayım ve bununla gurur duyuyorum. Çünkü O hep vermiş hiç almamıştır. Kendine geleni boş çevirmemiştir" diye cevap vermiştir.
Bütün bu faydalı ve güzel çalışmalarından dolayı MHP genel başkan yardımcıs iken ikinci Milliyetçi Cephe hükümetinde Milletvekili olmadığı halde Ülkücü Hareketin yüz akı olan Gün Sazak Bey parlamento dışından Gümrük Tekel Bakanı olarak atanmıştı...
Rüşvetin kol gezdiği hava alanı,gümrük ve sınır kapılarında Ülkücü anlayışı ilke edinmiş ve hayat nizamı olarak kabul etmiş kişileri göreve getirerek rüşvet, irtikap ve yolsuzluğun kökünü şıp diye kesmişti...Vurguncu-soyguncuların canına ot tıkadı. Görev aldığından 5.5 ay bakanlık yaptı. Bu zaman içinde Türkiye'deki bütün kaçakçı ve soyguncuların düşmanlığını kazandı. Türkiye devleti ve Türk milleti kazandı ama O doğru bildiği inandığı prensiplerinden taviz vermedi.
Doğru bulmadığı hiç şeyi yapmıyordu. Bir gün ramazan ayında aniden gümrük kapılarını teftiş etmiş ve teklif edilen yemek davetini kabul etmeyerek iftarını bisküvi ve gazozla açmıştı...
Kaçakçı kartellerinin tırları sınır kapılarında bekliyorlardı. Devreye çeşitli argümanları koyarak hükumetin yıkılmasını sağlamışlardı.
Gün Beyden bakanlıktan ayrılınca kapıkulede sınır kapısından ilk gün 22 tırın karteller tarafından tırlar içeri sokulduğu haberleri gazetelerden okumuştuk....
Nihayet O günki şartlarda Türkiye'nin kan gölüne çevrildiği günlerde kaçakçı patronlarının kiraladığı pusudaki kaçakçılar katil örgüt dev-solu kullanarak Sazak beyi ailesinin yanında arkadan vurarak şehit etmişlerdir. Doğduğu köy olan Sazak köyüne 300bini aşkın sevenini tekbir ve dualarıyla defnedildi.
1987 yılında trenle Ankara'ya gidiyordum tren Eskişehir Sazak Köyündeki istasyonda durdu ve o köyden trene binenlerden birisi tam karşıma oturmuştu...
Sazakları sordum. Gün Sazak Beyin çok cömert ve herkese yardım ettiğini asla kibirlenmediğini çok değerli bir insan olduğunu ifade etmişti. Alçaklar onu katletti demişti. Ve ona rahmet dilemişti ikimizde o ona fatiha okumuştuk...
Sazak Beyin şehit edildiği zamanlarda Marksizmin dünya üzerinde alçakça iftira atma noktasında zirve yaptığı dönemdi. Bu zamanda Marksist / Leninistler Gün Bey'i Türkeş Beyin öldürttüğünü söyleme alçaklığını göstermişlerdi. O zaman ülkücü harekete sevgi duyan ama tanımayan kişiler bize bu konuyu soruyorlardı...
Marksist Komünistler hem canımızı almışlardı hemde aldıkları can öte canımızın katilinin biz olduğumuzu propagandasını yaparak Türk Milletinin sağ duyusunu iğfal etmeye çalışıyordu katiloğlu katiller....
Sazak Beye, Türkeş Beye ve bütün ülkücü şehitlerimize rahmet diliyoruz