Şu ana kadar belki sayısızca öğretmen tanımı yapılmıştır. Hepsinde de bir öğretmen olarak kendimizi az veya çok buluruz… Yapılan bu tanımlarda çok keskin sınırlar olduğu gibi çok geniş sınırlar da vardır.
Her öğretmen kişiliğine uygun tanımlar onu çok duygulandırır. Hep o tanımlarla örnek verir. O tanımla mutlu olur….
Bir platformdan alıntı yaptığım ve biraz da düzenlediğim aşağıdaki anlatılan öğretmeni bakalım hangi tanıma koyacaksınız.
“Anaokuluna giden bir çocuk zorlukla çizmelerini giymeye çalışıyordu. Baktı ki giyemeyecek öğretmeninden yardım istedi. Öğretmeni yardım isteği karşısında yanına geldi ve iterek, basarak, bastırarak çabaladı alnından terler damlayana kadar…..
Sonunda çizmeleri çocuğa giydirdi. Ama çocuk dedi ki:
-Olmadı, ters giydirdin bana.
Az kalsın öğretmen bayılacaktı. Baktı çizmeler gerçekten de ters.
Çizmeleri çocuğun ayağından çıkarttı sinirlerine hakim olarak, sakinliğini koruyarak. Aynı çabayı tekrar gösterdi ve doğru bir şekilde çizmeleri çocuğa tekrar giydirdi.
Fakat çocuk dedi ki:
-Bu çizmeler benim değil.
Öğretmen çocuğa bağırarak dedi:
-Neden bunu daha önce söylemedin?
Ve dudaklarını ısırarak yine aynı çabayı gösterdi ve çizmeleri çocuğun ayağından çıkarttı.
Derin bir ah çekmek üzereyken çocuk dedi ki:
-Çizmeler kardeşimin ama annem bugün sen giyebilirsin, dedi.
Öğretmen ne yapacağını bilemedi. Gülsün mü? Ağlasın mı? Ancak sabırlı olmayı başardı ve aynı çabayla tekrar çizmeleri çocuğa giydirdi.
Zar zor bu işi bitirdikten sonra çocuğa sordu:
-Eldivenlerin nerede oğlum dışarısı çok soğuk.
Çocuk ona baktı ve masum bir edayla dedi ki:
-Onları kaybolmasınlar diye çizmemin içine koydum öğretmenim.
Şimdi sorumuz şudur? Bu öğretmenliğin tanımını kim nasıl yapabilir?