Değerli arkadaşlar Türk Eğitim-Sen 18 Haziranda kurulduktan dokuz gün sonra 27 Haziranda o zamanlar Kamu-Sen’in sendikal yapısının omurgasını teşkil eden Türkiye Kamu Çalışanları Dayanışma ve Güçlendirme Vakfı (TÜRKAV)’n Giresun Şubesine Kurucu Genel Başkan Şuayip Özcan Bey ve ekibinin gelmesiyle Türkiye genelinde 78. Türk Eğitim-Sen üyesi oldum…
Daha sonra, İstanbul Türk Eğitimsen 3 Nolu Şubenin Kurucu teşkilat Başkanı, Şube sekreteri ve iki dönemde şube başkanlığı yaptım.
Yönetim Bilimi ve Planlama Dalında yaptığım yüksek lisans tezim 300 sayfaya yakın Sivil Toplum Örgütlenmeleri ve Sendikalar konusunda idi.
Okul müdürü olmam ve sendikacılık dalında çalışmalarım katkısıyla çok bilinçli ve aktif bir sendikacılık yaptım.
Genel merkezce profesyonel olma kararım çıkmasına rağmen profesyonel sendikacılık yapmadım. Yani geçimimi sendikacılıktan değil de esas mesleğimden sağlamayı uygun gördüm. İşte bu sebeple Kafama uymayan bütün işlere eleştiri yaptım. Ama yıkıcı muhalefet yapmadım.
Haklı gördüğüm sebeplerden dolayı bir kere sendika şube sekterliğinden, şube başkanlığından iki kere istifa ettim. Fakat evim saydığım Türk Eğitim-Sen üyeliğinden istifa etmeyi hiç düşünmedim.
Sendika başkanlığım dönemlerimde genel merkezlerimiz ve siyasi otoriteler dahil kimseye eyvallah demedim.
Genel Merkez Yöneticilerinin ve bir çok şube başkanın yanlışları olmasına rağmen bu işin Türk Eğitim-Sen’in değil yönetenlerin, yani insanların kabahati olduğuna inandım. Ve halen öyle düşünüyorum.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanının isteği üzerine haksız ve hukuksuz olarak yapılan 657. Kanunun 76 ataması olarak biline müdür atamalarına en çok iptal tavası açmama rağmen şubemizde fitne çıkartıldığı halde ne genel başkan nede teşkilatlanma genel sekreteri şubemize gelmemişti. Bu sebeple şube başkanlığından istifa ettiğimde o zamanki genel başkan ve genel teşkilatlanma sekterine tavır aldım. İki sene onlarla konuşmadım. Ve telefonlarına çıkmadım. Fakat asla Türk Eğitim-Sen’e cephe almadım aleyhine çalışmadım.
Bana çok hata ve yanlışlık yapılmasına rağmen ben bunları dillendirmeden sendikamıza destek verdim ve vereceğim.
Son şube genel kurullarında partinin müdahale etmesine karşı çıktım. Yerime gelen şube başkanına adaysan seni desteklerim. Yok eğer aday değilsen şube yönetim kurulundan kurulun uygun gördüğü birini aday gösterilmesi lazım. Ben sen adaysan seni, değilsen yönetim kurulundan aday olanı destekleyeceğim dedim. Ve öyle de yaptım.
Türk Eğitim-Sen İstanbul 3 Nolu Şube Başkanlığı genel kurulunda aday olmaması ikaz edilen başkanın aday olmayacağı hemen hemen anlaşılınca şube genel sekreteri şube başkanlığına adaylığını koyacağını açıklıyor.
Aday olan şube sekteri bir çok kişi tarafından çok sevilen bir sendikacıdır. Ayrıca Beykoz Türk Ocağındaki Başkanlığımı devrettiğim bir eğitimci idi. Yani Türk Ocakları Başkanlığı teklif ettiğim benim için değerli birisiydi.
Adaylığını açıkladıktan sonra beni aradı ve “başkanım beni desteklemeyecek misin? Bir evlat olarak desteğini bekliyorum” deyince elbette desteklerim dedim. Ve tanıdığım delegelerden bir kaçına telefonla bu evladımızı desteklemeleri istedim.
Daha sonra adaylığını açıklayan Caner Kıran da şube başkanlığına adaylığını açıklamıştı. Daha sonra partinin baskısı ciddileşince evladımız adaylığını geri çekiyor.
Bu zaman zarfında aday olmayan şube başkanı iki üç kere aradım telefonuma cevap vermedi. Aday olmayan bir başka şube başkanını arıyorum o da telefonuma çıkmıyor. Daha sonra Hürriyetçi Eğitim-Sen’i kuruyorlar.
Benim farkında olduğum bu iki başkan ve birde kurucu üye olan üç kişi bana karşı tavırlı. Hatta şube başkanlığına aday olmayan eski başkan beni çok sevdiğini ama benden böyle bir davranış beklemediğini çeşitli yerlerde söylemiş. Ve bana kırgın olduğunu ifade etmiş.
Anlamamak mümkün değil.
Evladım, hatırlamıyorum ama unuttuğum ortak bir toplantı yaparak hep birlikte sizin istifa etmenizi akabinde yeni sendika kurmanız konusunda birlikte karar verdik te ben ona uymadım mı?Bunun da ötesinde hangi konuda söz verdim de ona uymadım?
Türk Ocakları Başkanlığını bıraktığım terbiyeli ahlaklı ve Türk Eğitim-Sen 3 Nolu Şubenin sekreteri ve şube başkanının iki dönem en yakın çalışma arkadaşınızı desteklemenin neresi hata?
Kurduğunuz sendikada slogan olarak kullandığınız “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Eğitim Çalışanlarının Adresi" sözünüze aykırı hareket ettiğinizi bilmenizi rica ederim.
Türk Eğitim –Sen benim için, Genel Merkez ve şube yönetimlerinin bir çok hatalarına rağmen hepinizin yıllarca profesyonel olarak sendikacılık yapıp diğer sendikaları kötüleyerek üye yapmaya gayret ettiğiniz tarihi seyri, kurumsal yapısı gereği çok değerli bir sendikadır.
Sizin Hürriyetçi Eğitim-Sen sendikanızın aleyhine çalışmam mümkün değil. Hiç üye olmamışlardan ve Türk Eğitim-Sen hariç olmak üzere diğer sendikalardan üye almanıza sevinirim.Yani güçlenmeniz beni mutlu eder.
Bana birisi sendikaya üye olmak istiyorum hangi sendikayı tavsiye edersiniz diye sorarsa; birinci önerdiğim sendika Türk Eğitim-sen olacaktır. Kabul etmezse Hürriyetçi Eğitim-Sen’i tavsiye ederim.
Ben “Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür bir eğitimci olarak böyle düşünüyorum. Başarılarınızı dilerim.Selamlarımla.