Istanbul işgal edilmiş, Her yerde Ingiliz, Italyan, Rum bayrakları dalgalanmaktadir..
Ingiliz Askerleri Türk evlerini basar, sokakta kadınları taciz etmektedir.
Istanbul Hükümeti, başta Damat Ferit Paşa her yönüyle düşmanla işbirliği yapmaktadır..
Padişah aciz ve korkaktır..Sadece kendi geleceğini düşünmekte ,mücadele etmeyi düşünmediği gibi düşman kuvvetleriyle nasıl iyi geçinirim de zarar görmem kaygisindadir..
Ama bunu içine sindiremeyenler de vardır..
Başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Pek Çok komutan hal çaresi aramaktadır..
Yabancı düşman gemilerini rıhtımda izleyen Mustafa Kemal Paşa,
Eliyle işaret ederek, geldikleri gibi gidecekler der,Yaverine.
Ve Istanbul'da Başta Halide Edip Adıvar olmak üzere pekçok yazar,gazeteci,aydınları çağırarak toplantı yapar..
Isgali ,Işgal güçlerinin yaptığı zulümleri anlatır, hal çaresi için ne yapalım,
Tekrardan savaş yapmamız lazım, der...
Çanakkale Savaşındaki başarıdan bahseder,
Bu millet esareti kabul etmez ,der..
Sorarlar;
Paşam, Paran var mı yok,
Silahın var mı yok,
Ordun var mı yok,
O halde nasıl başarılı olacaksın, neyle savaşacaksın..
En iyisi Ingiliz Mandalığıni kabul edelim, Derler..
Atatürk, Manda olmayı kesinlikle kabul edemeyiz,
"Ya Istıklal Ya Ölüm der,"
Dağılırlar..
Kendi Asker Arkadaşlarıyla toplantı yapar,durumu anlatır,
Başka Kazım Karabekir, Feyzi Çakmak olmak üzere Emrindeyiz,paşam derler...
Atatürk, Istanbul'da birşey yapilamiyacagina karar verir Anadolu'ya geçmeye planlar..
Ancak ,Anadolu kendi kaderini kendi karar verecektir..
Padişahtan millete hayır yoktur..
Atatürk, Anadoluya geçmek için planlar yapar,fırsat kollar ve beklediği fırsat ayağına gelmiştir.
Karadenizde, Rumlar Türk köylerine saldırır ama aksi propaganda yaparlar..
Türkler bize saldırıyor, yaygarası koparırlar..
Bu yalanlarla Batıyı kandırmak istemektedirler.
Batı Ülkeleri bu yalana inanmayı daha dünden hazırdır. .
Bu mesele saraya akseder..
Atatürk, Padişahın huzuruna çıkarak, Bu meseleyi halletmek için görev ister..
Padişah bu isteği makul bulur, müfettiş olarak görevlendirir. .
Ve emrine Bandırma Vapurunu tesis eder,
O dönemde Osmanlının elinde bulunan en sağlam vapurdur..
Arkadaşlarıyla anlaşır, akşam üstü hava karardığında yola çıkarlar..
Bandırma Vapurunun kaptanı İsmail Hakki Durusu tecrübeli bir kaptandır, Yolcularinin ne kadar kıymetli olduğununun şuurundadır. .Onların canlarının kendi canından aziz olduğunu bilir, zaman zaman vapurun ışıklarını söndürerek kıyı kıyı giderler..
Mustafa Kemal Paşanın denize açıldığını duyan Ingilizler, hemen saraya gelir,padişahı sorguya çekerler..
Görevli olduğunu öğrenince acele denize açılır, takibe başlarlar...
Ve bir müddet sonra gemiyi yakalarlar, muhasara altına alırlar..
Ve gemiyi yoklamak üzere asker çıkartırlar..
Geminin silah kaçirdigindan şupelenmektedirler...
Gemiyi didik didik ararlar,ama birşey bulamazlar..
Ingiliz Komutan Mustafa Kemal Paşaya sorar,ne taşıyorsunuz, der..
Mustafa Kemal Paşa Ingiliz Komutanının gözlerine, gözlerine dikerek,
O meşhur sözünü söyler,
22 tane inanmış kelle taşıyorum " der..
Komutan bu cevaba şaşırır ve birşey anlamaz..Selam verir gemiyi terkeder..
Atatürk, Kurtuluş Savaşına kendine inanan 22 kişiyle başlamıştır...
Inanmak başarmanın ilk şartıdır..
Inanan ,Bu inançla mücadele eden kişiler, başarılı olur,olmuştur
Tarih bunun hikayeleri ile doludur..
Vatani canından aziz bilen Tüm Şehitlerimize Allah'tan Rahmet diliyorum..
Azîz Atam emanetin emanetimizdir, Türkiye Cumhuriyetini ilelebet yaşatmaya ant içtik..
Varlığımız, Türk Varlığına emanet olsun...
Bu vesileyle,
19 Mayis Atatürkü Anma ve Gençlik Bayramı Yüce Türk Milletine Kutlu Olsun..